Reem tradutor Espanhol
100 parallel translation
Beni batırdıkları anda, kendimi derin bir kelno'reem durumuna geçirdim.
Cuando me sumergieron, me puse en estado de profundo kelno'reem.
Görevini, sadece vücudunu kelno'reem'e sokarsan tamamlayabilir.
Sólo puede hacerlo si pones tu cuerpo en un estado de kelno'reem.
Eğer kelno'reem uygulamazsan ölümüme sebep olabilir.
Si no realizas el kelno'reem, podría significar mi muerte.
Henüz kelno'reem'e ulaşmadın.
No has alcanzado el kelno'reem.
O anda ulaşmış olacaksın kelno'reem'e.
En ese momento, habrás alcanzado el kelno'reem.
Teal'c, kelno'reem olayına ne oldu?
Teal'c, ¿ qué me dices del kelno'reem ese?
Kelno'reem.
Kelno'reem.
Oldukça derin bir kelno'reem yaptım..... ve ortakyaşamım beni sağlığıma kavuşturdu.
Me puse en un estado profundo de kelno'reem en la noche y mi simbionte me restauró la salud.
Derin meditasyona girerek.
Dentro de un profundo estado de kelno'reem.
Derin bir meditasyon esnasında kalp atışlarının arasındaki zaman gittikçe uzamaktadır.
En los niveles más profundos del kelno'reem... el corazón late a intervalos sumamente largos.
Ben de meditasyonumu tamamlayamadım.
No he podido completar mi kelno'reem.
Eğer kendimi oldukça derin bir kelno'reem durumuna sokarsam, kalp atışım yavaşlar ve oksijen ihtiyacımız gözle görülür şekilde azalır.
Si me pongo en un estado sumamente profundo de kelno'reem mi ritmo cardiaco disminuiría y nuestros requerimientos de oxígeno bajarían considerablemente
Meditasyonumu tamamlayamadım.
No he podido completar mi meditación kelno'reem.
Şu an için... kelno'reem yapmam gerek.
De momento debo proceder a mi meditación kelno'reem.
Kelno'reem giderek daha zor oluyor.
La meditación se me hace cada vez más difícil.
Hayatta kalmak için derin bir kelno'reem durumuna geçmiş olmalılar böylece kalp atışları dakikada bir veya ikiye kadar yavaşlamıştır.
Para mantenerse vivos tanto como fuera posible,... debieron entrar en un estado de Kel'no'reem... redujeron los latidos del corazón a uno o dos latidos por minuto.
Hayır, eğer kelno'reem yapmazsan bağışıklık sistemin savunmasız kalabilir.
No, Teal'c si no haces el Kel'no'reem tu sistema inmunológico también será vulnerable.
Memnuniyetle benimle beraber gelip kelno'reem yapabilirsin.
Eres bienvenido a unirte a mí en el Kel'no'reem.
- Kelno'reem'im kesilmedi.
Mi Kel'no'reem no ha sido perturbado.
Şu kelno'reem meditasyonu için içeriye girmişti.
Bueno, ya hizo su meditación. Estará descansando.
Burası kelno'reem için geldiğim yer.
Aquí es donde vengo a hacer el kel'no'reem.
Tretonin kullanmaya başladığımdan beri önceki gibi kelno'reem yapamıyorum.
No soy capaz de hacer el Kel'no'reem como antes desde que uso el Tretonin.
Ortakyaşam olmadan, kelno'reem gereksizdir.
Sin un simbionte, el Kel'noreem es innecesario.
Artık kelno'reem'e ihtiyacın olmadığını biliyorum, ama,.. sadece bana izin ver.
Si, se que ya no necesitas el Kel'noreem, pero, se indulgente conmigo.
- Daniel Jackson. Başarılı bir kelno'reem için, diğerlerinin hepsinden önemli bir şey gerekir.
Daniel Jackson para un Kel'noreem exitoso, hay un elemento por encima de todos los otros- -
Kelno'reem gereksiz, ancak kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor.
El Kel'noreem es innecesario. Pero aun así me hace sentir mejor.
Teal'c. Meditasyon için biraz zaman ayıracağını düşünüyordum.
Teal'c. Pensaba que ibas a pasar unas horas en el kel'no'reem.
Bunun daha önce meditasyon yapamamanla ilgisi olabilir mi?
¿ Podría esto tener algo que ver con la incapacidad... para entrar en el kel'no'reem antes?
Kelno'reem bir Jaffanın vücudunu gençleştirmek için kullandığı bir yöntemdir, bir kere yapamamak baygınlık gibi bir sebebe neden olmaz, değil mi?
La meditación kel'no'reem es necesaria para... para los jaffas para regenerar su cuerpo... pero el no haber podido hacerlo en una ocasión... no debería ocasionar tu desmayo, ¿ Verdad?
- Sen meditasyon yaparken rüya görmüyor musun?
¿ Tú no sueñas durante la meditación del kel'no'reem?
Kelno'reem sırasında düşüncelerimi kontrol edebiliyorum.
Mientras estoy en el kel'no'reem tengo... tengo un control completo de mis pensamientos.
Biraz Kel'no'reem yapıyordum.
Estaba Kel'Nor'reando.
Bunlar onun anne ve babası Fayed ve Reem Hotary, 314 Jarusalem Caddesi, Ramallah, Filistin.
Estos son sus padres. Fayed y Reem Hotary 314 de la calle Jerusalén, Ramallah, Palestina.
Reem Acra'da dikilmiş bir elbise alıyorum ve sonrasında Nate'le beraber kuzeninin prova yemeğine gidiyoruz.
– Me están arreglando un vestido en Reem Acra, y después Nate y yo vamos a ir a la cena de ensayo de su primo.
Değiştirmek istediğinizi söylediniz ama Reem Acra bir klasiktir.
Dijo que quería un cambio, pero Reem Acra es un clásico.
30 yıldır hiçbir seri katil kötülüğüyle ün salmış Lucas Reem kadar Las Vegas'a dadanmadı.
Ningún asesino en serie en los últimos 30 años ha sido perseguido en Las Vegas tanto como el famoso Lucas Reem.
Bu sabah size Reem tarafından 1995 yılında bir yaz mevsiminde 10 kişiyi öldürdüğü zaman kullanılan arabaya sahip olma şansını sunuyoruz.
Esta mañana, os ofrecemos la oportunidad de adquirir el coche que conducía Reem en 1995, cuando masacró a 10 almas a lo largo de aquel verano.
Koleksiyoncu dostlarım, bu Reem'in hücumunda onu taşıyan savaş arabası.
Amigos coleccionistas, ¡ este es el coche que conducía Reem durante su espiral asesina!
Lucas Reem'e ait araba da dahil.
Incluyendo el coche de Lucas Reem.
Reem 10 cinayeti de itiraf etmişti, değil mi?
Reem confesó los diez asesinatos, ¿ verdad?
Bu koleksiyoncular Lucas Reem'in bıraktığı halini ister.
Estos coleccionistas lo quieren tal y como lo dejó Lucas Reem.
Yoksa sadece salak mısınız diye.
O solo unos imbéciles. ¿ Lucas Reem?
Lucas Reem demek? Nate Haskell?
¿ Nate Haskell?
Kız kardeşi 1995'te Lucas Reem'in kurbanlarından biriymiş.
En 1995 su hermana fue una de las víctimas de Lucas Reem.
Ailenin Lucas Reem'le olan geçmişini biliyorum.
Mire, estoy al tanto de su historia familiar con Lucas Reem.
Lucas Reem'in kardeşimi nasıl biçtiğini mi kastediyorsun?
¿ Se refiere a que Lucas Reem descuartizó a mi hermana?
Lucas Reem benim orada olduğumu anlamamıştı.
Lucas Reem no tenía ni idea de que yo estaba allí.
Reem'in arabasının satışa çıktığını duyunca ne kadar sinirlenmiş olabileceğini ancak hayal edebilirim.
No puedo ni imaginarme la rabia que debió sentir al saber que se iba a subastar el coche de Reem.
Sonra Lucas Reem ve diğer seri katiller hakkında öğrendiklerinin hepsini anlattı.
Y me contó todo lo que había estudiado sobre Lucas Reem y otros asesinos en serie.
Lucas Reem?
¿ Lucas Reem?
Lucas Reem 1990'larda şef bıçağı kullanıyordu.
En los 90 el propio Lucas Reem utilizó un cuchillo de cocina.