Ringe tradutor Espanhol
612 parallel translation
Ringe seni çıkarmalıymışlar.
Debieron haberte tenido a ti en el cuadrilátero.
Kavga etmek istiyorsanız ringe çıkın!
¿ Quieren pelear? ¡ Vayan al cuadrilátero!
- Dövüşçülerini ringe çıkar.
- Sube a los púgiles al cuadrilátero.
Dövüşçüler ringe çıkacak.
Los púgiles van a subir al cuadrilátero.
- Ringe geçebilir miyim?
- Quiero ir al cuadrilátero.
Sadece anlaştığımız gibi ringe girip o çocukla 15 raunt dövüş.
Boxearás contra ese chico durante quince asaltos. Es lo acordado.
Adamını ringe sok.
Que suba otra vez al ring.
Gücünü ringe sakla babalık.
Guárdatelo para ahora, viejo.
Hangi ringe baktıklarınına dikkat ettiniz mi?
¿ Te fijaste a qué pista miraban?
Yarın takımların orta ringe taşınacak.
Mañana pondremos tu equipo en la pista central.
Orta ringe sahip oldun.
Tienes la pista central.
Sonra Gibby geldi ringe, bana sarılıp öptü beni ben de ona dedim ki, "Kendimi nasıl geberttiğimi gördün mü?"
Y cuando Gibby sube de un salto y me da un beso le digo : "¿ Has visto cómo me he tumbado a mí mismo?"
Ama ben ringe boks yapmaya çıkmadım.
No salí allí para pelear con él.
Doktor ringe çıkıyor.
El doctor sube al cuadrilátero.
Ernie ringe geri dönemezsin.
Ernie, tú no puedes volver al ring. Sabes lo que dijo el doctor que pasaría si te volvían a "tocar" el nervio óptico.
Artık ringe çıkmaya hazır olduğumu sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Si creéis que esto significa que subiré al ring, estáis equivocados.
Ringe çıktın ve onunla tokalaştın.
Le diste la mano. ¿ Quieres amistad o pelear?
Güçlü bir çocuğa 10 dolara lisans alınır ve ringe atılır.
Cogen a un chico fuerte, pagan 10 $ de licencia y le echan al ring.
Gus'ın ringe henüz dönmemesi gerekiyordu.
Gus no debería pelear tan pronto.
Tamam. Max onu ringe çıkarır, sürüklemesi gerekse bile.
Max le hará subir al ring aunque sea a rastras.
Sert boksör. Onunla ringe çıkan riske de girer.
Quien se enfrenta con él, corre riesgos.
Ringe çıkmasını söyle, seni dinler.
Convéncele. A ti te escuchará.
Parayı istiyorsan kendin al. Onu ringe çıkar.
Si quieres el dinero, que suba al ring.
Onu ringe çıkar.
Haz que suba al ring.
Bizi izle, seni ringe götürürüz.
Síganos, y Io Ilevaremos al ring.
Asla hiçbir şeyim olmadı. Ancak ringe çıkınca temiz para kazandım.
Nunca tuve nada de nada hasta que pude ganar dinero en un ring.
Vay canına, bu gece ringe çıkınca...
Madre mía, esta noche voy a subir a ese ring y...
Öpüşüp barıştığımızda ringe geç kalmıştım bile.
Cuando hicimos las paces, se había pasado la hora del combate.
O ringe adım attığı anda kaçacak yer arıyorum. Onun canını yakabilirler, sakat bırakabilirler.
Cuando se sube a ese ring quiero huir y esconderme podría quedarse inválido o hacerse daño.
Bir daha ringe çıkamam, anlasana..
Tendría que alejarme de las Actividades pugilísticas.
Sadece ringe çıkmakta kararlısın.
Sólo eres ambicioso cuando subes al cuadrilátero.
Ama 15 gün önce, savaş ilan edildi, Ben de mecburen asker oldum.. Vatandaşın Gustav Rudin ile ringe çıkacaktım..
16 días antes de estallar la guerra, tenía que boxear con Gustav Rutting, un compatriota suyo.
Ringe arasıra mı çıkıyorsun?
¿ Quiere decir que entra y sale del ring?
Sizi ringe koymalı.
Estarán juntas en el cuadrilátero.
Rakibini ezip kanlı bir et ve kemik yığınına çeviren ve dişlerini ringe dökerek zafer kazanan birinden beklenmeyecek kadar iyi.
No era el tipo de persona... que destrozaba al adversario... y lo convertía en masa de carne ensangrentada y huesos... en un ring que sería su infierno y que llevaría a Ken la gloria.
- Daha önce hiç ringe çıkmadın mı? Evet.
- ¿ Qué no has pisado un ring antes?
- Hiç ringe çıkmadın öyle mi? - Çıkmadım.
¿ Y ningún combate...?
Bununla ringe çıktığında bir şampiyona benzeyeceksin.
Con esto puesto, pareces todo un campeón.
Yedinci raunt için ringe çıktım.
Comienza el séptimo...
Onu ringe çıkar, Joe Bak ne buldun? Çok eğlenebiliriz O ringlere çıktığında.
Ponlo en el ring Joe, mira lo que encontraste, podemos divertirnos Joe, empújalo ahí.
Ringe çıkar onu, Joe, Yumruklayacak yeni bir şey bulduk Bir de ben deneyeyim, Joe Sonra yemeğe gideriz.
Ponlo en el ring Joe, algo nuevo para golpear, déjame bailarlo Joe, luego iremos a almorzar.
Ringe çıkar onu, Joe Yiyelim şu tavuğu! Kanadını ben alayım!
Ponlo en el ring Joe, gallina a la carta, dame un ala Joe, desgárralo aparte.
Nakliye sandığı kırılmış ve Marinaro ringe fırlamıştı ve sonra Curro Rangel, şal değneği ve kılıçla içeri atladı.
Se rompió una valla y... Marinero entró en el ruedo. Y Curro saltó con su espada y su muleta.
Tamam, dünyanın bir numarası ile ringe çıktığında.. .. hazır olacaksın, değil mi?
Bueno, cuando te subas al ring con el peso pesado número uno del mundo, estarás listo, ¿ verdad?
Arkadan gelen seslere bakılırsa rakiplerden biri ringe geliyor.
Ese ruido de fondo puede deberse a que el aspirante está llegando al ring.
Rocky Balboa şimdi ringe çıkıyor.
Rocky Balboa entra al ring.
Sol ve sağ yumruklar. Ringe karşı yumruklar atıyor.
Le está pegando con ambos puños, y Rocky rebota contra las cuerdas.
12 raundu tamamlayamayacaksan, ringe hiç çıkmayacaksın.
Si no resistes 12 asaltos, salte del cuadrilátero.
Alınması gereken bir 100 Dolar var ve tek yapacağın ringe çıkmak.
Vete a casa. Oye Victor, puedes ganar 100 pavos, solo con que aguantes en el Ring...
- Sana dürüst olacağım. O budalanın olduğu ringe çıktın ve bir şampiyon olarak ayrıldın.
Cuando subiste al Ring, no eras mas que un repartidor de hielo.
Adamın Noel'den önce 40 ya da 50 kez ringe çıkarsa, ayakkabı bağcıklarını bağlayacak kadar bile beyni kalmaz.
No sea estupido. Si un hombre sube al Ring, 40 o 50 veces antes de Navidad... No le quedara cerebro, ni para atarse los cordones de los zapatos.