Roban tradutor Espanhol
1,298 parallel translation
" Bir kişi diğerine hükmedebilir.
" Los hombres se roban unos a otros,
Frasier Crane, prodüktörünü çalan bir radyoda çalışmaz dedim.
Le dije que Frasier Crane no estaba dispuesto a trabajar en una radio - donde le roban a su productor. - Oh.
Herkes çalar, ama o çok fazla çalıyor.
Todos roban, pero él roba demasiado.
Odadaki diğerleri beni dövüp alıyorlar. Benim için sorun değil, her hafta yenisini getiriyor.
Los otros presos me maltratan y me la roban, lo que no sería un problema si no fuera porque semanalmente me trae una nueva.
İnsanların anılarını çalıyorlar, biliyor musun?
Se roban los recuerdos de la gente.
Onları beslersem, benden çalmazlar.
Si yo pienso que, que no roban a mí.
Üzücü olan kendilerini bağış yapmanın sevabından alıkoyuyorlar.
¡ Lo triste es que se roban a sí mismos el placer de la contribución!
Bu adamlara dikkat et.
Vigilen a esos tipos. Creo que se roban las toallas.
Andy, bu adamlar üç kişiyi öldürmeye veya banka soymaya kalksa bile, bırak yapsınlar sakın buraya getirme.
Si cometen un triple asesinato, o roban un banco suéltalos.
Verdikleri yemeği seçme hakkı yokmuş bu da kişilik haklarına saldırıymış.
Entabló demanda porque no puede elegir la comida que le sirven y es un derecho que le roban.
- Lütfen Robin, lütfen lütfen, lütfen Robin, lütfen.
Por favor, Roban, por favor por favor, por favor, Roban, ¿ por favor?
Bugün iki iyi insanı anacağız... Bayan Robin Monroe ve eski bir dost...
Estamos aquí reunidos para honrar a dos bellas personas, Roban Monroe y un viejo amigo...
Geliyorum Robin...
¡ Ya voy! ¡ Roban!
Tanrım... Robin.
Ay, Dios mío, Roban, lo siento.
İnsanın işini yapması için yaratılan makina insandan bir şeyler alıp götürüyor.
Cuando crean una máquina para hacer el trabajo de un hombre le roban algo al hombre.
Şehirleriniz çürüyor, gençlerinizin ruhu sizden çalınıyor.
Vuestras ciudades languidecen, os roban el alma de vuestros jóvenes.
Bizi göz göre göre soyuyorlar.
Aún nos roban cual ciegos.
Sonuç olarak : Bankadan elleri boş olarak çıktılar, parada başka bir yoldan dışarı çıkarıldı.
Conclusión : creo que no roban el banco y que el dinero sale por otro lado.
Problem değil. Beyaz yakalılar paramızı, mutluluğumuzu ve şerefimizi bizden alabilirler.
Y son burgueses como éste los que te roban tu dinero tus sueños y tu dignidad, con absoluta legalidad.
Kiler yağmalandığında
Y cuando en la despensa roban
Yağmacılar hızlı bir şekilde saldırır, iletişim ve seyir sistemlerini bozar, yükü alır, ondan sonra gemiyi patlatır.
Los piratas atacan rápido, cortan las comunicaciones y el control de navegación... roban la carga y destruyen la nave.
Ordudan sık sık silah çalar mısınız?
¿ Así que roban armas del ejército a menudo?
Sürekli uyuşturucu kullanıyorlar ve ben, soyuyorlar!
Consumen drogas todo el día y me roban para pagarlas.
Tüm yaşlılar hırsızlık yapar.
Todos los viejos roban.
— Külot cüceleri. Gecenin geç bir saatinde odanıza girip külotlarınızı çalan minik adamlar.
Los gnomos de ropa interior, hombrecillos que entran a tu habitación muy tarde y roban tu ropa interior.
Külotlarımı alıyorlar!
- ¡ Se roban mi ropa interior!
Peki çaldığınız onca külotla ne yapacaksınız?
¿ Y que hacen con toda la ropa interior que roban?
Sok oldum Ve çaldıkları çok şaşırtıcı alizlerin....
Es increíble Ias cosas que se roban hoy en día.
Aynı gece sizin ev soyuluyor ve annem bir sevgili buluyor.
¿ Roban tu casa y mi mamá consigue novio la misma noche?
İnsanlar hayvanlar gibi vagonlara dolarak yolculuk yapıyor.
Pregunta a los panaderos por qué les roban migajas.
Kenarlar asla galerilerde veya açık artırmada görülmez, o yüzden eğer bir resim çalınır ve biri sahtesini yapmaya kalkışırsa, kenarlar çerçeveyle uyuşmaz.
Los bordes no se ven en galerías o subastas, si roban el cuadro... y alguien intenta hacer pasar uno falso, los bordes no coinciden.
Fikirlerini çalıyorlar.
Te roban las ideas.
Bu eski mahkumlar bunu başka bir yerden çaldılar.
Estos delincuentes que has contratado lo han robado, como te roban a ti.
Büyük sanatçılar çalar.
Los grandes artistas, roban ".
Büyük sanatçılar çalar.
Los grandes artistas roban ".
Soyulduğum zaman da sesimi | çıkarmamalı mıyım?
¿ Debo callarme cuando me roban?
Sen olsan yeni soyulmuşken nakit bulundurur muydun kaz kafa?
No soy tan tonto como para dejar aquí mi dinero si nos roban a cada momento.
Bütün sesleri çalıyorlar. O yüzden kimse çığIık atamıyor.
"Roban Todas las Voces Nadie Puede Gritar"
Comley'nin kamyonuna el koydular, o da Tony'ye mi teşekkür etti?
¿ Le roban y le da las gracias a Tony?
Ama en çok da iki türün melezleşip çok güçlü bir Örümcek-Fare ırkı meydana getirerek insanları peynir çalmak için dev ağlarda hapsedeceklerinden korkuyorsun.
y temes que se puedan aparear para formar una poderosa raza de arañas-ratón capaz de inmobilizar a los humanos en telarañas gigantes mientras les roban el queso.
Seks yapmak için ceset çalan insanlar... Kasabayı yok eden korsan hayaletler...
Se roban cadáveres para practicar sexo piratas fantasmas destrozándolo todo...
Fareler kadar değersizler, hiç çekinmeden çalarlar, aldatırlar.
Son tan traicioneras como las ratas. Roban y engañan sin remordimientos.
- Onları başkası için mi çaldınız?
- ¿ Roban por encargo?
- Biliyor musun, benim geldiğim yerde... markette kaybolmuş anneleri çalarlar... bir gözün onda olsa iyi olur.
En mi pueblo, se roban a las mamás que se pierden en el mercado... así que cuídala mucho.
Önce gülümserler, sonra cüzdanınızı çalarlar.
Como en el sur. Una gran sonrisa mientras te roban el dinero.
Arabayı çalarlarsa, onları yakalarız.
Si se lo roban, los arrestaremos.
Biri arabayı çalıyor?
¡ Se roban el auto!
Biz onlarınkini, onlarda bizimkini çalmaya çalışır.
Nosotros robamos las de ellos, ellos roban la nuestra.
Grace, seni uyarmaya geldim. İzinsiz balık avlayan iki adam...
Grace, vengo a advertirte que hay dos hombres por aquí que roban salmón...
-... mal aşırdığını kanıtlıyor.
-... roban al menos una vez.
Kalbini verme, onlar biliyor ki ;
Te roban el sueño ;