Sabret tradutor Espanhol
709 parallel translation
Sabret şampiyon.
Solo espera, campeón.
Sabret biraz, çekeceğiz.
¡ Quédense en sus pantalones! Sacámosle del camino.
Görene kadar sabret.
Tú espera a verlo.
KırıImış ruhunla sabret, Tanrı'nın gecikmiş huzuru seni bulacak.
Postra tu alma y soporta con calma las demoras de Dios.
- Oh, oğlum, Onu görene kadar sabret.
- Vaya, espera a que lo veas.
Biraz sabret.
Tenga paciencia.
Biraz daha sabret.
Espera hasta la luna creciente.
Eve gidene kadar sabret.
Espera a que lleguemos a casa.
Ama biraz sabret, bunun öcünü alacağın zaman da gelecektir.
Ya nos reiremos nosotros.
Bitirinceye kadar sabret ve iştahını kontrol et.
Y controla tu apetito hasta que termine.
O yüzden üzülmeyi kes ve biraz sabret.
No te preocupes y espera a que llegue el día.
Her zaman iyice araştır ve sabret.
concienzudo y perseverante.
Öğrenene kadar sabret.
Bien, espera a que lo averigüe.
- Sabret.
- Quietos.
Görene kadar sabret.
Tienes que verla.
"Bekle, bir dakika sabret. İşte burada!"
Espera un poco. ¡ Aquí está!
Geliyorum, biraz daha sabret.
- Ya voy, ya voy.
Sadece sabret.
- Espera a ver.
- Biraz sabret lütfen, Victoria.
- Por favor, ten paciencia, Victoria.
Biraz daha sabret Ghislaine.
Mi pequeña y paciente Ghislaine.
- Sabret, orangutan!
- Pero... - ¡ Detente, orangután!
Sabret.
Espera.
- Biraz sabret.
- Un poco de paciencia.
Sabret, Jim.
- Paciencia, Jim.
Kısa bir süre sabret.
Ten paciencia, ya falta muy poco.
Öğle yemeğine kadar sabret bakalım.
Pues tendrá que contener su curiosidad hasta la hora de comer.
Ben öğrenene kadar sabret.
Mantén la calma hasta que lo haga.
Biraz sıcak olacak ama lütfen sabret.
Estará caliente, pero tiene que estarse quieto.
Sabret.
Bien hecho
Sabret, az daha yolumuz var.
Allí, al fondo.
Sadece bir dakika sabret, Fran.
Un momento, Fran. Te lo puedo explicar.
Tanrı aşkına, bir dakika sabret!
¡ Por Dios, espera un minuto!
Sabret biraz. Eli ayağı dolaşmıştı.
- Las rosas florecen con paciencia.
Tamam Blanche, sabret Blanche, payını alacaksın.
Tranquila, Blanche. No te sulfures. La tendräs.
Saati gelinceye kadar sabret işte.
Al menos espera a que empiece la hora.
- Sabret şerif.
- Espere un momento, sheriff.
- Sabret biraz.
- Un momento.
Sabret, sabret.
Sea paciente.
Nağme değişene kadar sabret.
Espera que cambie la melodía.
Aletlerimi alana kadar sabret.
Voy a buscar mis aparatos...
Önümüzdeki Cumartesine kadar sabret, sevgili oğlum.
Espera hasta el próximo sábado, hijo mío.
- Bir saniye sabret! Başka önerin var mı?
- ¿ Qué me sugiere?
Biraz daha sabret.
¡ pero ten un poco más de paciencia!
Belki senin için sıkıntılı olacak ama lütfen biraz sabret.
No sólo yo.
O kadar heyecanlanma Charlie. Biraz sabret.
No te excites, Charlie.
Biraz daha sabret.
No.
Ne kadar seksi olduğunu görene kadar sabret.
Verás qué sexy es.
Biraz sabret güzelim, o tarafta hâlâ Zacchi var!
todavía está esperando!
Sabret!
Paciencia.
Suya girene kadar sabret.
Espera a entrar.
Sabret.
Paciencia...