English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Samimi

Samimi tradutor Espanhol

3,383 parallel translation
Böyle, ben aştım onları havasındaydı ki hiç samimi gelmedi bana. Çünkü adını bile bilmeden seni Fiji'ye davet etmiş bir adam yani.
Solo necesitaba la opinión de un tío con lo del sexo casual, y estaba actuando como si estuviese por encima de todo, lo que me pareció una farsa, teniendo en cuenta que sin saber ni tu nombre,
Hoş ve samimi oldu değil mi?
Sí. ¿ No es acogedor?
Çünkü seninle her samimi olmaya çalıştığımda
Porque siento que te alejas cada vez que intento
Bu samimi.
Eso es intimar.
Samimi olmana sevindim.
Aprecio tu sinceridad.
- Ayrıca, bağışın samimi olmadığını söyledi.
- También dijo que una donación caritativa es muy impersonal.
Birbirleriyle savaştıklarını hiç belli etmiyorlar. Ne kadar da samimi bir şey.
Lo que nunca admitirán sacudiéndose uno al otro... y cómo de íntimo es.
Samimi olmalısın.
Simplemente sé sincero.
Samimi. Çok hoş.
Realmente mono.
Daha samimi bir şey?
Algo más familiar.
"Bizden önce de pek çok kişi, samimi ilişkilerini anlamlandırırken... -... benzer sorunlarla karşılaşmışlardır..." - Ne?
"Muchos antes que nosotros se han enfrentado a dificultades parecidas al tratar de interpretar sus asuntos íntimos..." " Justin Timberlake y Jessica Biel, todos los de Fleetwood Mac,
Şimdiye kadar bu yola girmeyi düşündüysen, samimi ol kabul ederiz ama bundan önce kendini ikna etmelisin. Seni buraya getiren para ya da başka şeylerse o tür şeyler geliyor, çünkü biz büyük bir aileyiz.
Ahora, si alguna vez decides que quieres seguir este camino, te recibiremos con el corazón abierto, pero antes de eso deberás dar lo que tengas que dar... lo que tengas para traer, si tienes dinero u otros objetos,
Bu çok samimi görünüyordu.
Eso parece muy sincero.
Samimi miydi sence?
¿ Eso fue en serio?
Onlar da samimi. 25 bin vereceğimizi söyleyin.
Diles que pagaremos. 25.000.
Dünyanın en samimi barı.
El pub más amable del mundo.
Hem kamu çıkarlarını gözetip hem de samimi bir düğün düzenleyebilirsiniz. Medya fırsatlarından bahsetmiyorum bile.
Pueden tener una boda íntima que a la vez despierte el interés público, así como oportunidades con la prensa.
Eğer Angelo samimi olarak bir Amerikan vatandaşıyla evlenirse.
Si Angelo... en buena fe... se casa con una ciudadana americana.
Bana başka seçenek bırakmadınız sizi daha samimi bir ortamda tanımaya çalışacağım.
No me dejáis otra opción que llegar a conoceros de una forma más intima.
Sadece böyle samimi bir görevin en profesyonel ajanların bile muhakeme yeteneğini etkileyebileceğini söylüyorum.
Solo estoy diciendo que una misión con tal intimidad puede nublar el juicio, incluso de los agentes más experimentados.
Samimi gizli görev konuşmasını sana yapmadı mı?
¿ Nunca te ha dado la charla "misión encubierta con intimidad"?
Kimseyle samimi olmadığından sorun çıkmayacağını düşünmüştür.
Quizás pensó que nadie intimaría contigo lo suficiente como para preocuparse.
samimi olmak gerekirse, ne zaman kızını alıp götürdü?
Para ser sincero contigo.. ¿ qué demonios hiciste tu cuando él te quitó a tu hija?
Ve Brad bunu seçme bir grup üzerinde yapmadı. Northwestern'e ve flaş haberleri verişine karşı hakiki samimi, izleyici güdümlü bir tepkiden bahsediyoruz.
Y no es que Brad los pintara es una verdadera respuesta del público a lo de Northwestern y cómo manejaste lo del derrame.
Howard "samimi biraderi" Raj'dan sıyrılıp Bernadette'de aşkı buldu.
Howard superó su romance entre hermanos con Raj y encontró el amor con Bernadette.
Evet, eğlencelidirler. Yani Alexlerde ufak, kendi aramızda bir toplantı olacak. Aramızda, samimi bir şey.
Sí, son divertidas, pero solo va a ser una reunión íntima y pequeña en casa de Alex, sabes, ese rollo.
Aralarındaki e-mailler bir hayli samimi.
Los emails entre ellos son bastante íntimos.
Altı hafta çıktık... Samimi olana kadar.
Y salimos por quizás unas seis semanas antes que estuvieramos íntimos.
Filistinlileri iyi tanıyan birisi olarak benim görüşüm samimi bir karşılıklı güvenin sağlanmasında sorun yoktur.
Como alguien que conoce bien a los palestinos, sé que no habría problema en crear un sistema con ellos.
Adamla yeterince samimi olabilirsen sana her şeyi anlatacaktır.
Intima lo suficiente con un hombre, y te lo dirá todo. Él jugó contigo.
Geriye kalanlarsa samimi, yüz kızartıcı anılar.
Y todo lo que te queda son... cálidos y vergonzosos recuerdos.
Sadece ambalajli sisedeki suyu içebilirim, ve benim samimi arkadasim olarak, sanada aynisini yapmani öneririm.
Solo puedo beber de botellas de agua cerradas, y como mis socias públicas, os sugiero que hagáis lo mismo.
İyi görünümlü, sert, samimi.
Fuertes, bien parecidos, sinceros.
Neden samimi olmadığın hissine kapılıyorum?
¿ Por qué no puedo sentir tu sinceridad?
Uzlaşmasını istediğim falan yok. 219 Amerikalıyı öldüren bir hainle CIA'nin ne kadar samimi olduğunu soruyorum.
No te estoy pidiendo que comprometer nada, la estoy simplemente preguntando cuánto " fue bienvenida a la CIA con el traidor que mató a 219 estadounidenses.
Ve sen de gerçekten değer verdiğin o samimi, sana özgü müziğini tekrar yaparsın.
Y haces algo íntimo, personal, música que de verdad te importa.
Gerçekten samimi bir şekilde bir tür varlıkla uğraştığımıza inanıyorum.
Creo realmente que estábamos tratando con algún tipo de entidad.
Çünkü geçen gece onlarla karşılaştım ve gayet samimi görünüyorlardı.
Porque me encontré con ellos anoche, y... parecían bastante cariñosos.
Istırabımızın içinde, İskandinavya'nın yarısı ile samimi bir seviyedeydik.
Nuestra miseria se propagó por medio Escandinavia.
Filmdeki samimi kız arkadaşlarımlaydım. Ingrid Thulin ve Harriet Andersson.
Estaba con unas amigas, Ingrid Thulin y Harriet Anderson.
Gerçek seni tanıyabilmeleri için samimi bir yer.
Algo íntimo, donde puedan conocer al verdadero tú.
Annenle samimi arkadaştık.
Era un buen amigo de tu madre.
Cemaat içinde samimi ilişkilerimiz vardı.
Pasamos muchos momentos especiales... en esta vieja casa. Somos una comunidad unida aquí.
Senin de olduğun samimi fotoğraflar var
Había una linda foto de ti. Ahí también.
Zengin biriydi, kolayca anlaşıldığı gibi lakabını insanlara fazla samimi yaklaşımından dolayı aldı.
Era un hombre rico y sencillo, que se ganó ese apodo debido a su exceso de exuberante afecto.
- Evet, samimi.
- Sí, casuales.
- Ama burada çok samimi insanlar tanıdım.
Pero en realidad he conocida a alguna gente verdaderamente auténtica aquí.
Ama o kadın samimi ve naziktir. Ve sevdikleri için her şeyi yapar.
Pero esa mujer es cariñosa, y es amable, y es capaz de hacer cualquier cosa por la gente que le importa.
Samimi bir konuşma, sorun yok.
Si es una charla amistosa, bien.
Samimi ve etkileyiciydi.
Fue muy emotivo.
"Bir edebiyat çalışmasını övmek için ona samimi demek şimdilerde bu çalışmaların estetik veya entelektüel açıdan takdir edilmediğini bir başka deyişle söylemek demektir."
"Elogiar un trabajo literario llamandolo sincero... Es a lo más una forma de decir que, aunque no se le pueda dar... admiración estética o intelectual"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]