Samson tradutor Espanhol
797 parallel translation
Delilah kuaför salonu açtığında Samson'a ne olduğunu hatırlarsın.
Ya sabes lo que le pasó a Sansón cuando Dalila abrió su barbería.
Oh, Yüce Tanrım, senin kutsal yardımınla Samson Filistinlileri vurdu büyük katliam için, yapacağımız çarpışma için güçlerimizi kuşanmamızı sağla.
Dios todopoderoso, gracias a tu asistencia divina, Sansón expulsó a los filisteos con ferocidad en una gran masacre. Ayuda a tu gente a librar la batalla que se aproxima.
Samson and Delilah.
Sansón y Dalila.
Haydi Samson, bir daha deneyelim.
Venga, Sansón, probemos otra vez.
- Samson valizimi getirebilir mi?
- ¿ Podría Samson llevar mis maletas?
Samson?
¿ Samson?
ama Samson'u düşünmeye devam ediyorum.
Ay, eso es lo que quiere Pearl, pero no dejo de pensar en Sansón.
Albuquerque'daki küçük terzi olan Samson'u mu kastediyorsun?
¿ Te refieres a Sansón, el sastre de Albuquerque?
Samson bir kraldı.
Sansón fue un rey.
Samson'u kurbağa karnından daha kayganlaştırdı.
Una noche entró a hurtadillas y dejó a Sansón más pelón que una rana.
Bu adamın adı Samson'mış.
Su nombre era Sansón.
Miriam'a yaklaşırsan Samson kafanı ceviz gibi kırar!
Si te acercas a Miriam, Sansón te romperá la cabeza como una nuez.
Samson'mış!
¿ Sansón?
Tanrı'nın gücü Samson'ın kolunda. Bunu bir gün siz de hissedeceksiniz!
El poder del Señor está en el brazo de Sansón y un día lo sentirán.
İhtiyar bataklık tosbağası Samson'ı çağırsın.
Dejen que la vieja tortuga grite por Sansón.
Samson bizim savaşçımızdır.
Sansón es nuestro guerrero.
Samson'ın çocuklarını Filistinli bir kadın doğuracak!
Casarte con la hija de nuestros enemigos. Una mujer filistea será la madre de los hijos de Sansón.
Samson, neden sen de komşuların çocukları gibi değilsin? Babanın sürüsüne bakıp köyden bir kız almıyorsun? - Yasaklar tatlıdır.
¿ Por qué no puedes ser como los hijos de los vecinos, que se conforman con cuidar del rebaño y eligen esposa en su pueblo?
- İnsanın kalbi kör olabilir oğlum. - Samson!
El corazón de un hombre puede ser ciego, hijo.
- Samson, bizi böyle rezil edemezsin.
Sansón, ¿ quieres que caiga sobre nosotros esta vergüenza?
Samson, bu yolda karşına neyin çıkacağını biliyor musun?
Sansón, ¿ qué te acontecerá en el camino que quieres emprender?
Samson, Samson, körsün sen!
Sansón, Sansón, eres ciego.
Daha hızlı, Samson, daha hızlı! - Parmaklığa sıkı tutun!
Más deprisa, Sansón.
Beni evcilleştirecek misin Samson?
¿ Me domarás, Sansón?
Onu ellerinle öldürdün! Samson!
¡ Lo has matado con tus manos, Sansón!
Samson aslanı elleriyle öldürdü.
Sansón ha matado al león con sus propias manos.
Demek Samson sensin. O kavgacı baş belası.
Así que eres Sansón, el alborotador pendenciero.
Onunla dövüş Samson! Dövüş onunla!
Lucha contra él, Sansón.
Samson'da da ses.
- Y Sansón tiene voz. - ¿ Dónde está?
Bize çoban şarkılarından birini söyle Samson.
Cántanos una de tus canciones de pastores, Sansón. Así se habla.
Samson kaç altınına bahse girebilir ki?
¿ Qué oro puede apostar Sansón?
Samson tilkileri tuzağa düşürmekte ustadır.
Cuidado. Sansón es listo cazando zorros.
Samson sen onları bilmecenle baş başa bırak, ben de duvağımı takayım.
- Pagarás. Déjalos con tu acertijo, Sansón, mientras me pongo el velo nupcial.
Sonra Samson'un vakti olmayacak!
Después, Sansón no tendrá tiempo para acertijos.
Samson size gülüyor, görmüyor musunuz?
¿ No ven que Sansón se ríe de ustedes?
Samson'la evlenmemi istemediğin için beni korkutmaya çalışıyorsun.
Intentas asustarme porque no quieres que me case con Sansón.
Samson'la evlenmeni istemediğim doğru. Ama düğün yemeğin nefret dolu geçiyor.
No quiero que te cases con Sansón, pero hay mucho odio en tu banquete nupcial.
Bize karşı Samson'la birlik olduğunu düşünüyorlar.
Creen que te has unido a Sansón contra nosotros.
- Ahtur... Samson bana hiçbir şey söylemedi.
Ahtur, Sansón no me ha dicho nada.
Bana getirdiğin bal kovanı oydu demek Samson!
Sansón, era el panel de miel que me trajiste.
- Semadar! Ne güzel bir gelin! - Şu Samson ne şanslı!
Semadar, bella como una perla.
Davetlilerin önünde kızım Semadar'ı Samson'a eş olarak veriyorum.
Ante tu presencia, entrego a mi hija, Semadar, a Sansón en matrimonio.
Baldan tatlı ne vardır Samson?
¿ Qué es más dulce que la miel, Sansón?
O kadar da fena değilsin Samson.
No eres tan malo, Sansón.
Samson!
Sansón, Sansón.
Samson aslanı öldürmemize yardım edebileceğini söyledi.
Sansón cree que puede ayudarnos a matar al león.
Samson!
Sansón.
Samson.
Sansón.
Samson!
¡ Sansón!
Ahtur otuz savaşçısını düğüne getirirse Samson bir şey yapamaz. Kendi şehrimizde. Efendi Saran...
¿ Señor?
Samson'u tanımıyorsunuz!
No conoces a Sansón.