Sanmıyorum tradutor Espanhol
45,113 parallel translation
Açıkçası bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Saben, en realidad no creo que sea una buena idea.
Sizinle uyuşacağımızı hiç sanmıyorum.
Solo que no creo que sea uno de ustedes.
Fakat ben yardım edebileceğinizi sanmıyorum.
Pero creo que no hay nada que podáis hacer para ayudar.
Burada kalıcı olacağını sanmıyorum.
No veo que esto dure.
Ülke olarak da bunu kabule hazır olduğumuzu sanmıyorum. Bugün içinde bulunduğumuz duruma yol açan kölelik ve Jim Crow kanunu gibi şeyleri ve tüm baskıcı sistemleri düşünecek olursak toplulukları ve birçok nesli ezip geçtiğimizi kabul etmemiz gerekir.
Pero como país, nunca estuvimos listos para admitir que hemos arrollado comunidades enteras y múltiples generaciones cuando piensas en cosas como la esclavitud y Jim Crow, y los sistemas de opresión que nos condujeron a donde estamos hoy.
Eminim biliyorsunuzdur ama aradığını bulacağınızı sanmıyorum.
Seguro que sí, pero no creo que encuentre lo que busca.
Böyle bir şey olacağını sanmıyorum patron.
Creo que eso no va a suceder, jefe.
Büyük bir sorun olacağını sanmıyorum.
No creo que eso sea problema.
Anladığını sanmıyorum.
Creo que no lo entiendes.
Bunu anladığını sanmıyorum.
- ¡ No! No creo que entiendas.
Bunun onun kanı olduğunu sanmıyorum.
No creo que sea su sangre.
Yardım getirebileceğini sanmıyorum ama sana güveniyorum.
Ni siquiera confío en que regreses con ayuda.
Bunu yapacağını sanmıyorum.
No creo que vaya a hacerlo.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
No creo que nos conozcamos.
Bunu yapacağını sanmıyorum.
No creo.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
No creo que nos hayamos conocido.
Çünkü içinde o şeyi kontrol edebileceğini sanmıyorum.
Porque no creo que puedas controlar esa cosa dentro de ti.
Öldüğümüzü sanmıyorum.
No creo que estemos muertos.
Koşmaya elverişli olduklarını sanmıyorum.
No tengo claro que estén hechos para correr.
Sanmıyorum.
No lo creo.
Tamam, bunun işe yarayacağını sanmıyorum.
Bien, no creo que esto esté funcionando.
Bu listedeki bazı taraflar kesinlikle kuşkulu bir menşei belgesini satın alabilirdi ama onlardan hiç birinin suikatçi görevlendireceğini sanmıyorum.
Algunos de los involucrados en esta lista seguramente comprarían un objeto de dudosa procedencia, pero... me cuesta mucho imaginarme a alguno de ellos encargando asesinatos.
Ona büyük diyeceğimi sanmıyorum.
Bueno, yo no le llamaría grande.
Tatlım, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Cariño, no creo que sea una buena idea.
Hiç sanmıyorum.
No lo creo.
Ama onunla... o şekilde beraber olabileceğimi sanmıyorum.
Pero no me imagino... estando con él de esa manera.
Anlatılmamış Öyküler Diyarını terkettim, Ama.. Sanmıyorum.
Me fui del Reino de las Historias no Contadas... pero creo que no.
Hiç sanmıyorum, bir tanem.
Me temo que no, querida.
- Sanırım bende bir sorun var. - Hiç sanmıyorum, bir tanem.
Creo que hay algo realmente mal en mí.
Hayır, bu açıdan kaçıran şahsı tespit edebileceğimizi sanmıyorum ama minibüs...
No. No creo que podamos identificar al secuestrador desde este ángulo, pero la camioneta...
Taramayı biraz daha genişlettim ama olayı görebilecek kimseyi bulabileceğimizi sanmıyorum.
Amplié la zona de búsqueda un poco más, pero no creo que vayamos a encontrar a alguien que viera algo.
Söylenti delillerle arama izni alabileceğimizi sanmıyorum.
Dudo que conseguiremos una orden basada en evidencia de oídas.
Bunun işe yarayacağını sanmıyorum. Sürücüdeki her şeyi teker teker gözden geçirmek zorunda kalacağız.
No creo que esto vaya a funcionar, vamos a tener que revisar todo lo de este disco un archivo a la vez.
Bu, sandviç dükkanı reklamının ara çekimini yedi kat daha uzun seyretmek demek. Hiç sanmıyorum.
¿ Y pasar siete veces más mirando metraje adicional de comerciales de tiendas de sándwiches?
İçinde ne olduğunu bildiklerini sanmıyorum.
Así que dudo que supieran lo que tenían.
Aslına bakarsan, katilin iri falan olduğunu sanmıyorum.
En realidad, no creo que el matón fuera tan grande después de todo.
Bunu daha önce gördüğümü sanmıyorum.
No creo haberla visto nunca en ti.
Seni anlıyorum ama yapacaklarını sanmıyorum. Tamam mı?
Te entiendo, pero dudo que lo hagan. ¿ Sí?
Bu orduya karşı bir şansımız olduğunu sanmıyorum.
No creo que tengamos oportunidad contra ese ejército.
Hiç sanmıyorum.
Probablemente no.
En azından öldürdüğümü sanmıyorum.
Al menos no creo haberlo hecho.
Ülkemizi kuranların aklında karına iyilik yapmak için mevkini kullanmak olduğunu hiç sanmıyorum.
No estoy segura que el que uses el privilegio ejecutivo para hacer a tu esposa un favor sea exactamente lo que nuestros padres fundadores tenían en mente.
Başka bir makale fikrim var ama yeni patronumun bunun için pek hevesli olduğunu sanmıyorum.
Tengo otra idea para otro artículo pero no creo que mi nuevo jefe esté muy entusiasmado por ello.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
No creo que sea una buena idea.
- Hiç sanmıyorum.
- Yo... creo que no.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
No creo que nos hayan presentado.
Ve açıkçası kendimi daha önce hiç bu kadar kendim gibi hissettiğimi sanmıyorum, bunun da bir sebebi var.
Y, sinceramente, creo que nunca me he sentido tanto como en este momento, y hay una razón.
Sıradan bir hayatın olmasını beklediğimi düşündüğünü sanmıyorum.
No creo que pienses que alguna vez esperé que tuvieras una vida normal.
Ben... sanmıyorum öyle.
No lo creo.
İyi olduğunu sanmıyorum.
No creo que ella esté bien.
Hayır, sanmıyorum.
Buenas noches, soy Tom Tucker.