Sarek tradutor Espanhol
94 parallel translation
- Uzay mekiği yaklaşıyor.
Se acerca el transbordador del embajador Sarek y su comitiva.
Kaptan, Büyükelçi Sarek ve karısı, benim annem ve babam.
Capitán. El embajador Sarek y su esposa son mis padres.
Bayan Sarek, anlamıyorum.
Señora Sarek, no logro comprender.
Sarek rica etti.
Mi esposo me lo solicitó.
Bu durum Spock ve Sarek'in baba ve oğul olarak 18 yıldır konuşmamasına yol açtı.
Ha evitado que Spock y Sarek se hablen entre ellos durante 18 años.
Sarek Yıldız Filosu'na karşı değil.
Mi marido no tiene nada contra la Flota Estelar.
Fakat Sarek, Spock'un onun öğretilerini izlemesini istedi, Sarek'in de babasını izlediği gibi.
Pero Sarek quiso que Spock siguiera su ejemplo tal como Sarek siguió el ejemplo de su padre.
Vulcanlı Sarek Coridan'ın Federasyon'a kabulü için oy kullanacak mısınız?
Sarek de Vulcano. ¿ Va a votar por la admisión de los coridanos a la Federación?
Sen oyunu nasıl kullanacaksın, Vulcanlı Sarek?
¿ Cómo va a votar, Sarek de Vulcano?
Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
El embajador Sarek tiene razón cuando señala que esto no es la Cámara del Consejo de Babel.
Bayan Sarek, Vulcanlı gençlerinin sert eğitimini biliyorum.
Señora Sarek... Conozco el riguroso entrenamiento de la juventud vulcana pero dígame, ¿ alguna vez corrió y jugó...
Sarek, onunla gurur duyuyorsun, öyle değil mi?
Sarek, estás orgulloso de él, ¿ verdad?
İftiranızı ödeyeceksin, Sarek.
Pagará por sus calumnias, Sarek.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Señora Sarek, lamento molestarla.
Sarek!
Sarek. ¿ Qué te sucede?
- Daha önce hiç kriz geçirdi mi?
Señora Sarek, ¿ tuvo ataques cardíacos con anterioridad?
Yeterli kanı üretmek için bir yol bulma şansımızın fazla olmadığını anlamanız gerekiyor.
Señora Sarek, debe comprender, hay muy pocas probabilidades de hallar una manera de producir suficiente sangre T negativa.
Çok büyük miktarlarda kana ihtiyacı olacak ilaç Vulcanlardaki gibi Rigelianlarda da işe yarasa bile, yine de Sarek'in kritik bir seviyede kanaması olacak.
Spock, necesitaríamos cantidades tan grandes de sangre que aun si la droga funcionara así de bien en los vulcanos cosa sobre la que tengo dudas igual llevaría a Sarek a un nivel crítico.
Sarek'in durumunda, uyarıcı onu öldürebilir.
En el estado de Sarek, el estimulante lo mataría.
O zaman Sarek'i ölüme mahkum etmiş oluyorsunuz.
Entonces estás automáticamente condenando a Sarek a morir.
Ameliyat etmezsen, Sarek ölür.
Si usted no lo opera, Sarek morirá.
- Sarek mantığımı anlar.
Sarek comprende mis razones.
- Sarek nasıl?
¿ Cómo está Sarek?
Sen geri alana kadar orada kalacak, Sarek'in hayatına mal olsa bile.
Se va a quedar allí hasta que usted se recupere aun si costara la vida de Sarek.
Bones, Sarek ameliyatı olmazsa ölür.
Huesos Sarek se morirá sin esa operación.
Sarek'in kalp atışı 324 çıktı.
El ritmo cardíaco de Sarek aumentó a 324.
- Durumları nasıl?
Spock y Sarek. ¿ Cómo están?
Ve sen, Sarek.
Y tú, Sarek.
Sarek!
¡ Sarek!
Sarek yukarıda bekliyor, komutanım.
Sarek está esperando arriba, señor.
Sarek.
Sarek...
David oğlu McCoy insan olduğun için Sarek'in senden ne istediğini tam olarak anlaman imkânsız.
McCoy, hijo de David dado que Ud. es humano, no podemos pretender que entienda por completo lo que Sarek ha solicitado.
Elçi Sarek, korkarım, bizimle beraber siz de burada kapana kısıldınız.
Embajador Sarek, está atrapado aquí con nosotros.
Sybok da Sarek'in oğlu.
Sybok es hijo de Sarek.
Sarek, oğlun.
Sarek, tu hijo.
Vulkan yörüngesinde, Federasyon Büyükelçisi Sarek'i ve ilk eşi gibi... Dünyalı olan eşi, Perrin'i karşılamayı bekliyoruz.
En órbita alrededor de Vulcano, vamos a recibir al embajador Sarek y a su esposa Perrin, que, como la anterior, es terrícola.
Gemiye hoş geldiniz Büyükelçi Sarek.
Bienvenido a bordo, embajador Sarek.
- Bayan Sarek.
- Sra. Sarek.
Legaranlılar buna mı oturacaklarmış?
- SAREK - ¿ Van a sentarse aquí los legaranos?
Bay Mendrossen'in talebine saygı gösterecek... ve Büyükelçi Sarek'in yalnız kalmasına izin vereceğiz.
Respetaremos la petición del Sr. Mendrossen y le concederemos al embajador Sarek su intimidad.
Kesinlikle hayır Kaptan, ama Sarek şu anda meditasyonda.
En absoluto, pero Sarek está meditando en este momento.
Büyükelçi Sarek, Perrin, tüm mürettebat adına, hoş geldiniz.
Embajador Sarek, Perrin, en nombre de toda la tripulación, bienvenidos.
Büyükelçi Sarek gücünün...?
¿ El embajador Sarek no es capaz...?
Bu şiddet salgınının... tam olarak Sarek ve beraberindekilerin... gemiye ışınlandığı anda başladığına eminiz.
Hemos determinado que el brote de violencia empezó prácticamente en el momento en que Sarek y su grupo subieron a esta nave.
Biz, tüm bu olaylardan Büyükelçi Sarek'in... sorumlu olabileceğine inanıyoruz.
Creemos que es posible que el embajador Sarek haya provocado estos incidentes.
- Sarek mi?
- ¿ Sarek?
Sarek farkında olmadan duygularını diğerlerine yansıtıyor olabilir.
Sarek puede estar proyectando sin querer emociones a otra gente.
Sarek onlarla şahsi ilişkiler kurmuş.
Sarek tiene una relación especial con los legaranos.
Ben neden Sarek'in öne sürdüğünüz bu durumundan etkilenmiyorum?
¿ Por qué no estoy yo afectado por ese supuesto estado de Sarek?
Sarek'in bu görevi tamamlayabilecek durumda olduğunu düşünüyor musunuz?
¿ Cree que Sarek es capaz de llevar a cabo su misión?
Bu görevi tamamlaması için Sarek'le şeref bağım var.
La lealtad me obliga a prestar ayuda a Sarek en esta misión.