Sattım tradutor Espanhol
4,445 parallel translation
Bu şirkette 12 yıl kağıt sattım.
Vendí papel en esta compañia por 12 años.
Aynen öyle ruhumu sattım.
Exactamente como vender mi alma.
Sattım işte, sattım!
¡ Soy culpable!
1000 dolara satıyorum, satıyorum... 1000'e yaklaşmadan arttıran adama sattım.
1000 dólares a la una, a las dos. ¡ Vendida al hombre que no espero a que la subasta llegara ni cerca de los 1000 dólares!
Neyse, bunu sadece 4 milyon dolara sattım.
De todas formas, lo acabo de vender por cuatro millones.
On dolara sattım. Müzayede salonu evimin karşısındadır.
La casa de subastas estaba en frente de mi casa.
Bir konak daha sattım da.
Vengo de vender otra mansión.
Evi sattım ben.
Vendí la casa.
- Ben de onu Ed'e sattım.
- Y yo lo vendí a Ed
- Onları eBay'de sattım.
- Las vendí en eBay.
Satıyorum, satıyorum... ve sattım.
A la de una, a la de dos... y vendida.
Peter, çiftlik alacak parayı nereden buldun ki hem? Evi sattım.
Peter, ¿ de dónde siquiera sacaste el dinero para hacer una compra como esa?
Biricik Pete Johnson'a ev sattım.
Le vendí una casa al único Pete Johnson.
Arabamı da sattım.
Vendí mi coche también.
- Sattım.
Lo he vendido.
Sadece bir kurt adama biraz bitki sattım, o kadar.
Solamente le vendí algunas hierbas al lobo. Eso es todo.
Buraya Tibedaux'a sattığım Dubois eserinin sahte olup olmadığını öğrenmek için geldiniz.
Quiere saber si el Dubois que le vendí a Tibedaux es una copia.
Geçen hafta sattığın Dubois nasıl sende oluyorsa o şekilde sanırım.
Supongo que igual que usted se hizo dueño de la Dubois que vendió hace poco.
Bir yığın da elektronik alet çaldım, peynir ekmek gibi sattılar.
Y tomé un montón de electrónicos, pero ya los vendí.
O başvuru ücretlerini karşılayabilmek için neler çaldığımı ya da sattığımı biliyor musun sen?
¿ Tienes alguna idea de la cantidad de cosas que he tenido que robar y vender para pagar las tasas para solicitud?
Dinle "Butterscotch." Takımı sattıktan sonra bir süreliğine bir yerlere gideceğim.
Escucha, caramelo, después de descargar el equipo, Voy a desaparecer por un rato.
Eve döndüğün şu 6 ay boyunca seni uyuşturucu sattığıma inandıracak ne yaptım?
¿ Que he hecho en los últimos 6 meses desde que volviste... que te haga creer que vendería drogas?
- Baban sattı mı?
¿ Tu papá la vendió?
Onu bir milyar dolara sattım.
La vendí por mil millones de dólares.
Onun uyuşturucu sattığından haberdar mıydınız?
¿ Sabía que traficaba con drogas?
Eve döndüğün şu 6 ay boyunca seni uyuşturucu sattığıma inandıracak ne yaptım?
Lo que he estado haciendo en los últimos 6 meses desde que estás en casa ¿ eso te llevó a pensar que yo iba a vender drogas?
Ama ona sürpriz bir şekilde, evi sattığımı söylemek- -
Pero decirle que vendí la casa inesperadamente...
- Tatlım, albümün milyonlar sattı. - Hiç satmaması söz konusu değil.
No vas a fracasar.
Metal sattığımı bilirler...
Saben que vendo el metal...
Çatı katını sattın mı?
¿ Vendes tu penthouse?
Bak, yapabileceğimi yaptım, fakat borç komitesi sinirlenmeye başladı, o yüzden borcu sattık.
Mira, hice lo que pude, pero el comité de préstamos se puso nervioso, por lo que vendió el préstamo. ¿ Qué?
Ne? Sattınız mı?
¿ Lo vendiste?
- Kaç bilet sattığımız umurumda değil.
No me importa cuántas entradas hemos vendido.
Değersiz hisseleri sevgilisine sattığını mı söylüyorsun?
¿ Entonces está diciendo que le estaba vendiendo acciones sin valor a su novia?
Daha sonra bir kurye, satıcıların ürünü alıp sonra da müşterilerine sattıkları, 5 dağıtım noktasına değiştirilmiş uyuşturucuyu götürmüş.
Y el transportista lleva la droga a cinco puntos de entrega donde los traficantes reciben el producto y se lo venden a sus clientes.
Onu sattığımı mı, terk ettiğimi mi?
¿ La deseché, la abandoné?
Bugün eski CIA başkanı Grayden Osborne'un dış düşmanlarımıza bir takım gizli bilgiler sattığı iddialarının doğruluğunu teyit edebilirim.
Hoy puedo confirmar que el antiguo director de la CIA Grayden Osborne fue responsable por el filtrado de información confidencial a nuestros adversarios extranjeros.
Dalga mı geçiyorsun? Jerry bana fabrika fiyatına Escalade sattı.
Jerry me vendió una Escalade a costo del concesionario.
Efendim, o hapları paraya ihtiyacımız olduğu için sattık.
Señor, intentamos vender las pastillas porque necesitábamos el dinero.
Zehir sattığımızın kesinlikle farkında değildik
Jamás nos dimos cuenta que vendíamos veneno.
Yaşlı kadının evini sattılar mı, yani?
¿ Así que vendieron la casa de la vieja?
"Bu kasabanın insanları için ruhumu sattım."
"Vendí mi alma por las personas del pueblo, personas como mi hijo".
Şu sandalyede benim sattığım bazı şeyler var, sizin de fark edeceğiniz gibi...
Entonces, en esa silla están mis cosas, y verá que hay un montón...
Kendisine hap sattığım konusunda yalan söyleyen mi?
¿ La que mintió y dijo que le había vendido las drogas?
- Direnişimizi vize uğruna mı sattın?
- ¿ Vendiste a la resistencia por un visado?
Brendan Donovan'a sattığın ev var ya parasını geri istiyorum. Yoksa sahip olduğun tüm mülkleri yakarım.
Quiero de vuelta el dinero de la casa que le vendiste a Brendan Donovan, o te voy a quemar todas las propiedades que tengas.
Üniversiteden ayrıldıktan sonra ben ve arkadaşım bir yazılım geliştirip bunu manyak bir paraya sattık.
Así que, después de dejar la universidad, mi amigo y yo desarrollamos este software, y lo vendimos por, una cantidad estúpida de dinero.
- Eğer sorarsa da Rio'yu sattığımızı söylersin. - Kime?
Si pregunta, sólo di que vendimos a Rio.
Sana yardımı kabul ettim sen ise beni sattın!
¡ Estuve de acuerdo en ayudarte, y me vendiste por completo!
Oradaki para sizin için sattığım tozdan.
Eso es de lo que vendí para usted.
Bu anasını sattığımın şeyinden nefret ediyorum ya!
¡ Odio... este maldito... lugar!