Savannah tradutor Espanhol
968 parallel translation
Savannah'ta onun yalnızca bir gün gerisindeydim.
Llegué un día después que ella a Savannah.
Palm Beach, Savannah, Jacksonville...
Palm Beach, Savannah, Jacksonville,
Savannah, Charleston, Columbia, Greensboro, Richmond... Washington, Baltimore, Philadelphia, New York yolcuları...
Autobús para Savannah, Charleston, Columbia, Greensboro, Richmond, Washington, Baltimore, Philadelphia, Nueva York...
Horace'ın Savannah'da çok sevdiği bir kuzeni var.
Horace tiene a ese primo en Savannah al que aprecia mucho.
Ayrıca tren Savannah'tan geçmiyor.
Y ese tren no pasa por Savannah.
Savannah Nehrine kadar 25 kilometre uzanır tüm Güney'in en zengin pamuk ve tütün tarlalarını aşar Lesterların bizzat yapıp içinde yaşadığı büyük evleri geçerdi.
Se extendía 24 kilómetros por las colinas hasta el río Savannah atravesaba las ricas plantaciones de algodón y tabaco de todo el Sur pasando por las casas que los Lester habían construido para vivir.
Bilirsin, buradan Savannah'ya kadar benden büyük günahkâr yoktu.
No ha habido mayor pecador que yo de aquí a Savannah.
- Bunu kabul edemem. - Bıldırcın avlamaya Savannah'a gidiyoruz.
- Vamos a Savannah a cazar.
Savannah'da yaşayanlar bile bilir.
Incluso en Savannah, la gente lo sabe.
Savannah, Georgia'dan geldiğini biliyorum sadece... ve annesinin ve babasının öldüklerini.
Sólo sé que dijo que era de Savannah, Georgia... y que su madre y su padre estaban muertos.
Ralph'ın Savannah'ya gitmesi gerekti ben Büyük Elma'ya gittim, kafayı çektim.
Ralph tuvo que ir a Savannah, así que me fui a La Gran Manzana y me emborraché.
Florida Limited, Washington, Charleston, Savannah, Jacksonville ve Miami'ye gitmek için birinci perondan kalkıyor.
Salida del tren de Florida Limited. Andén uno, con parada en Washington, Charleston, Savannah, Jacksonville y Miami.
Büyükannem, Charleston'dan Savannah'ya getirmiş.
Mi abuela la trajo desde Charleston a Savannah.
Ve onun bu keşfi, kıtanın öbür ucunda Boston'da, New York'da, Savannah'da ve okyanus aşırı diyarlarda Londra'da, Paris'te, Berlin'de yankılandı.
En Boston, Nueva York, Savannah y al otro lado de [ / l océano,... en Londres, París, Berlín.
Savannah, Georgia.
Savannah, Georgia.
Sanki Savannah'ta bir radyo istasyonu dinliyor gibisin.
Parece que escuchas una estación de radio en Savannah.
Millerce açıktaki Savannah'dan atıldılar!
Era la tripulación del Savannah a kilómetros de la playa, ¿ sí?
Sevgili, biricik arkadaşım Savannah'dan.
De mi querida amiga Savannah.
- Savannah...
- Savannah...
Savannah'ya göre dikkat çeken tarzım varmış.
Savannah dice que tengo estilo. ¿ Qué te ha pasado en la cara?
Ve çok korktuğumun farkına vardım, Savannah.
Y me asusté mucho, Savannah.
Bu, Havana. Diğerleri ise Hollanda tarafından Doğu Hindistan Kolonileri'nden ithal edilen garip bir sigara türü.
Este es un Savannah, y estos otros son puros de un tipo muy peculiar importados por los daneses de las colonias de las Indias Orientales.
Savannah!
¡ Savannah!
Savanah.
Fue Savannah.
Texarkana'dan Savannah'ın doğusuna. Tampa'dan Old Kokomo'ya.
El este de la sabana Desde Tampa a Old Kokomo
Bayan Stone onunla Savannah'a taşınmamı istedi.
La Sra. Stone quería llevarme a Savannah con ella.
Cıyaklamayı kes Savannah.
No chilles, Savannah.
Hızlan Savannah.
Venga.
Savannah muhtemelen beni suçlar.
Me lo habrà achacado.
Savannah kötümser değil.
Savannah no es cínica.
Savannah'nın şiirlerinde karidesçi mi, koç musunuz?
En los poemas de Savannah, ¿ es Ud. El camaronero o el entrenador?
Sadece birkaç aydır Savannah'nın doktoruyum.
Escuche, sólo hace unos meses que trato a Savannah.
Savannah'yla bu yıl iki kez soyulduk.
Nos han robado dos veces.
Savannah bir melekti.
Savannah fue un àngel.
Savannah'nın psikiyatra gittiğini biliyor muydun?
¿ Sabías que Savannah veía a una psiquiatra?
Merhaba Savannah.
Hola, Savannah.
Savannah'yı yaşatmazsak bunun hiç bir anlamı yok.
Debemos mantenerla con vida.
Savannah komadan ilk çıktığında bunu tekrarlayıp durdu.
Lo repetía Savannah cuando salía del coma.
Savannah, bu kıza bir elbise ver.
Savannah, tràele un vestido.
Bu yağı erit Savannah.
Derrite la mantequilla.
Bugün aradı. Savannah'yı çok merak ediyor.
Ha llamado muy preocupada.
- Evet, tabii. Savannah da.
Y Savannah también.
Savannah'yı şair olmaya kendisinin teşvik ettiğini.
Que ella animó a Savannah a hacerse poetisa.
Çünkü Savannah, iğrenç ailesini yazarak ihanet ediyordu.
Porque era desleal describiendo a su despreciable familia.
Savannah'ya yardımı olacaksa, evet.
Si ayuda a Savannah, sí.
Annen günlüklerini yakınca Savannah ne yaptı?
¿ Qué hizo Savannah cuando quemó su diario?
Luke'u ve Savannah'yı.
Luke y Savannah.
Bu itiraf günleri dizisi başladı. Savannah'nın geçmişini uzun uzun anlatıyordum. Onu yaşatmak için.
Comenzaron las confidencias devanando el pasado de Savannah, para mantenerla viva.
- Savannah'dan sıkıldın mı?
- ¿ Estás cansada de Savannah?
Savannah ve Gekko.
Savannah y Gekko.
- Savannah, fasulye ister misin?
Savannah, ¿ una judía?