Semana tradutor Espanhol
72,227 parallel translation
- Bir hafta verdin.
- ¿ Y? - Me diste una semana.
- Evet ama bir hafta yani, değil mi?
Sí, pero es una semana, ¿ verdad?
Hafta sonu tatiline erken çıkmış olabilirler.
Tal vez se marcharon antes por ser fin de semana.
Beyan bir hafta içinde elinize olur.
Tendréis su testimonio en esta semana.
Kriscol, Jenkinlar için geçen hafta propan tankı mı kurdun?
Ahora, Kriscol, ¿ instalaste un nuevo tanque de propano para Jenkins la semana pasada?
Geçen hafta Chuck'ın, Billy'nin kamyonetini çaldığını biliyor muydun?
¿ Sabías que Chuck se robó el camión de Billy la semana pasada?
Umarım bu hafta sonu cinayet olmaz.
Espera que no haya homicidios este fin de semana.
Geçen hafta altı hava saldırısı yaptık, hepsi de daha önce girilemeyen bölgelere.
En la última semana, hemos realizado seis ataques aéreos en territorios anteriormente no permitidos.
Geçen haftayı orta kademe yönetim dediğim adamlarla konuşarak geçirdim.
He pasado la última semana hablando con muchachos qué diría que son de mando medio.
Aksi hâlde bir hafta daha beklememiz gerekiyor.
Si no, tendremos que esperar otra semana.
sadece bu.
Tal vez una semana o dos, eso es todo.
Şu an için pas geçiyorum Ryan. Ama belki hagtaya düşünebiliriz.
Sí, voy a tener que pasar Ryan, pero, tal vez podamos reunirnos la próxima semana.
Evinde şarap tadacak mıyız?
¿ Vamos a hacer la cata de vinos en tu casa la semana que viene? - Sí.
Abby'nin bu cuma bizimle gelebilmesi için hafta sonlarında bir değişiklik yapabilir miyiz diye sormak istemiştim.
Solo quería... preguntarte si te parece bien que cambiemos los fines de semana y que Abby pueda venir este viernes.
Geçen hafta evsizler barınağında patates soyup eve gelmiş ve yardım etmenin ne kadar güzel olduğundan bahsetti durdu.
Es que la semana pasada vino a casa diciendo que peló patatas en refugio para indigentes, no podía dejar de hablar sobre lo maravillosa que fue la experiencia de contribuir.
Haftaya 10 yaşına girecek.
Va a cumplir diez la semana que viene.
- Bir hafta. Sadece bir haftan var.
Tienes una semana.
- Bir hafta.
- Una semana.
Bir hafta, ev çocuğu.
Una semana, amigo.
600 bin doları Yeni Zelanda'dan buraya gelecek hafta havale etmeleri lazım.
Tienen que transferir 600 mil desde Nueva Zelanda la semana próxima.
Gelecek hafta mı?
¿ La semana próxima?
Madalyn Murray O'Hair bu hafta yeni Amerikan Ateistler merkezinin kapılarını daha çok protesto için açtı.
Esta semana, Madalyn Murray O'Hair abrió las puertas de su nuevo y polémico centro de Ateos Americanos.
Sizi geçen hafta Carson'da izledim.
La vi en Carson la semana pasada.
Kalanı haftaya alacağız.
Recibiremos el resto la semana próxima.
Haftaya Florida'ya gidiyorum. Kızım beş yaşına basacak.
Me iré a Florida la semana próxima, al cumpleaños de mi hija, cumple cinco años.
Bir hafta sağlam olman gerekiyor.
Debes estar saludable por una semana.
Bir hafta beladan uzak dur.
Una semana sin meterte en problemas.
Kulübede bir hafta yetecek yiyecek ve içecek var.
Hay provisiones para una semana en la cabina.
Alman ordusunun emri üzerine başlatılan sokağa çıkma yasağı, pazartesiden itibaren Alman-Sovyet dostluğunu kutlamak için kısmen kaldırılacak.
Por órdenes del ejército alemán, el toque de queda se atenuará desde el lunes para celebrar la Semana de la Amistad Germano-Soviética.
Hafta boyunca yumurta almıştım Bayan Sheenan.
Ya he tenido mis huevos de la semana, Sra. Sheenan.
Onlara "haftaya" de, "belki" de.
Diles, "la próxima semana", o diles, "tal vez".
Çok güzel bir hafta sonu.
Oye, es un fin de semana precioso.
Bir haftalık seyahatten sonra ailemle vakit geçirmek istemez miyim sanıyorsun?
¿ No crees que querría pasar algo de tiempo con mi familia después de estar fuera toda la semana?
Josh ve Max'in bir haftadır evde olmayan babalarıyla vakit geçirmeleri güzel olmaz mı sanıyorsun?
No crees que sería bueno para Josh y Max pasar un rato con su padre que ha estado fuera toda la semana.
Sonra ben Disneyland'e günübirlik bir seyahat ayarlarım. Tüm masrafları karşılarım. VIP haklar, izinler...
Y luego, organizo un increíble viaje de fin de semana a Disneyland... gastos pagados, pases VIP.
Haftaya "Book of Mormon" sakıncalı olacak.
y la próxima semana será "El libro de Mormón"
- Hayır, ödev haftaya.
No, todavía te queda una semana.
Yarışma Gecesi'ne bir hafta kala Celeste'de bir şeyler değişti.
La semana anterior a la noche de trivial, algo cambió en Celeste.
Bu kasabada başım dertten kurtulmadı bir türlü, keşke gelmez olaydım!
Nunca se acaba en esta puta ciudad a la que desearía nunca haber venido. - No creo que esta sea una buena semana para ir a San Luis Obispo. - No digas eso.
Üstüne baş rollerimizden biri boğaz enfeksiyonu geçiriyor. Oyunun açılışına da sadece bir hafta kaldığını düşünürsek... Beraber tiyatro salonuna gidip birkaç işi halledelim demiştik ki...
Además, uno de nuestros protagonistas se puso malo de la garganta y solo nos queda una semana para el estreno, así que... íbamos a irnos en su coche al teatro y... arreglar algunas cosas y entonces...
Bu hafta fazla mesai yaptım.
Ya sabes, trabajé horas extra esta semana.
Kulağa harika geliyor ama hafta sonu vardiyaya kalacaktım yine.
Suena genial, pero tendré que hacer cambios para el fin de semana otra vez.
Bir hafta önceydi bunlar. Bu gece.
Eso fue justo hace una semana.
Daha seni görebilmeme koca bir hafta var.
Todavía falta una semana para vernos.
Lütfen beni ara, buna katlanamıyorum.
¿ Perdiste tu teléfono? ¿ Aún quieres verme este fin de semana?
Haftaya.
En una semana.
Kıçı kırık bir denizcisin sen, donanma değil!
Y ustedes son marinero de fin de semana, no son de la Armada.
Ondan sonra evet, senin için çalışırım haftalık 2000 dolara.
Después, sí, vale, trabajaré para ti por 2.000 dólares a la semana.
Üç yıl boyunca her hafta altı kitap.
Seis libros a la semana durante tres años.
Sonra, vahşi kart hafta sonu başlıyoruz.
Y a continuación, el comodín del fin de semana.
Mendirek'in sonuna kadar gidin.
EL MUELLE una semana Por el muelle. Hasta el fondo.