Sherif tradutor Espanhol
176 parallel translation
- Bunları biliyorum şef.
Sé todo eso, Sherif.
- Bu ne demek anlamıyor musun? - Sence Galbraith grupla gittiği gün...
Sherif, ¿ entiende que significa eso?
Atı boşver. Koş ve şerife Jimmie Ringo'nun burada olduğunu söyle.
Vete a decirle al sherif que Jimmie Ringo está aquí.
- Hayır. Buranın şerifi benim.
- No, ahora soy el sherif del pueblo.
- Bayan Şerifede bir bardak kahve lütfen. - Tabi efendim.
Señorita, tráigale otra taza al sherif.
- Günaydın Şerif.
- Buenos días, sherif.
İşte Şerif. Ringo'yu o vuracak.
El sherif liquidará a Ringo.
Şerif seni görmek istiyor.
El sherif quiere verte.
Hadi şerifin ofisine gidiyoruz.
Camina hacia la oficina del sherif.
Peki ya O? Şerif olduğunda karar verme yetkin olur, onun için kararı bana bırak.
Cuando tú seas el sherif, tomarás las decisiones, mientras, lo haré yo.
- Söylediği gibi şerif yardımcısı.
- El ayudante del sherif.
Şerifin ofisine gidiyoruz.
A la oficina del sherif.
Eğer o saatten sonra gitmezse o zaman şerif devreye girer.
Si para entonces no se ha ido, que el sherif lo detenga.
Peki öyleyse bu şekilde olacak.
Nos parece bien, sherif.
Şerif Ali.
Sherif Alí.
- Şerif Ali.
- Sherif Alí.
Teğmen Lawrence, sanırım Şerif Ali'yle tanıştınız.
Teniente Lawrence, creo que ya conoce a Sherif Alí.
Şerif Ali'nin size sadakat borcu var.
Sherif Alí le debe obediencia, señor.
Bunlar Beni Vech şerifinin giysileri.
Son las ropas de un sherif de Beni Wejh.
Beni Vech Şerifi.
Un sherif Beni Wejh.
Hizmetkarlık insanın içinde varsa, Şerif Ali Faysal'dan kötü efendiler bulabilir.
Si un hombre quiere ser siervo, Sherif Alí hay peores amos que Feisal.
Şerif Ali!
¡ Sherif Alí!
- Şerif?
- ¿ Sherif?
- Şam'a, Şerif.
- A Damasco, Sherif.
Şerif, Lawrence için.
Por Lawrence, Sherif.
Şerif Ali'ye götür.
Dáselas a Sherif Alí.
Şerif Ali'ye bildir.
Díselo a Sherif Alí.
Şerif rozeti takan kiralık katil.
Sí. Un asesino a sueldo con estrella de sherif.
Şerif sen misin?
¿ Es Ud. El sherif?
Ne olmuş, şerif?
¿ Qué pasó, Sherif?
Yoksa şerifi çağıracağım.
Llamaré al sherif.
- Günaydın, şerif.
- Buenas, Sherif.
- Haberler iyi, şerif.
- Un momento, Sherif.
Anlıyor musun Şerif Kimbel?
Entiende lo que digo Sherif Quynble?
Bu sorunu ortadan kaldırabilecek bir şerife ihtiyacımız var.
Necesitamos a un Sherif que nos ayude a eliminar este particular... problema.
- "Lincoln Bölge Şerifi" diyoruz.
Hablamos de un Sherif del Condado de Lincoln.
Şerif Pat Garrett.
Sherif Par Garrett.
- Sakın sen Santa Fe grubunun tuttuğu...
Oh por Dios, eres el nuevo Sherif contratado?
Günaydın şerif.
Buen día, Sherif.
Peşimize yeni bir şerif takmışlar çocuklar.
Hay un Sherif nuevo Muchachos.
Şerif, seni gücendirmek istemem ama... şu gazeteci önemli bir hükümet operasyonuna ayak bağı oluyor.
Sherif, sin ofender a su jornalista. pero está atrazando la operación del Gobernador.
Şerif, galiba tuvaletim geldi.
Sherif... creo que necesito "evacuar"..
Lincoln şerifi olarak... onların sivil haklarını korumak ve gözetmek durumundayım.
Y como Sherif, debo honrar y proteger sus virtudes.
Bu mümkün değil. Şerif Garrett ziyarete izin vermiyor.
El Sherif Garrett, dijo que no dejara entrar visitas.
Şerif, bir yardımcı daha buldun
Sherif, que recibió usted un diputado.
Şu kemancıyı yine getirsene.
Sherif?
Ama ben kanun adamlarıyla yatmam.
Y si hay algo que nunca volvería a hacer es caminar con un sherif de mierda como tú.
- Ölü bir polis ve kaçak bir mahkum.
- Un shérif muerto y un prisionero fugado.
Şerif Keough?
Shérif Keough
Şerif Keough gelebileceğimi söyledi.
El shérif está de acuerdo.
Bak, seni engellemeyeceğim. Yaparsam beni Şerif'e tutuklatırsın. Eğer senin Fish And Game otoriteni tehdit ettiğimi söylüyorsan bunu anlarım.
No lo molestaré, y si no el shérif me arrestará... si le arrebato la autoridad a FAUNA.