Sigorta tradutor Espanhol
5,805 parallel translation
Nathan, sigorta kutusunu buldum galiba.
Nathan, creo que encontré la caja de los fusibles.
Sigorta bunu karşılayacaktır.
La aseguradora lo cubrirá todo.
Sigorta şirketi çizelgeme yardım edemez.
La aseguradora no me ayudará a subir en las listas.
Eve döndüğümde gitmişti. Bunu polise bildirdim, sigorta bedelini aldım...
Volvimos a casa y no estaba, hice una denuncia ante la policía.
Stenberg dokuz yıl önce gemisinin çalındığını bildirmiş. Ve sigorta parasını almış. Hepsi bu kadar.
Stenberg denunció el robo del barco hace nueve años... y cobró el dinero del seguro.
Stenberg dokuz yıl önce gemisinin çalındığını bildirmiş. Ve sigorta parasını almış.
Stenberg denunció el robo del barco hace nueve años... y cobró el dinero del seguro.
Bir tür sigorta olayıymış.
Fue por una cosa del seguro.
Sigorta dolandırıcılığı yapmaya çalışmış.
El delito por fraude al seguro prescribió. Cinco años.
Sigorta.
Un seguro.
Tamsin yan çizerse diye bir çeşit sigorta yani.
Un seguro por si Tamsin no cumplía.
Benim için sigorta yaptın mı?
Por casualidad... ¿ sacaste un seguro a mi nombre?
Sigorta şirketi bu kağıt hakkında aradı yine.
La compañía de seguros ha vuelto a llamar... por lo de esta carta.
Sigorta sözleşmemizin süresi bu ayın sonunda doluyor.
Nuestra póliza expira a final de mes.
2 milyonda anlaşırsak, sigorta % 40'ını karşılar ama bazı müvekkilleri kaybedebiliriz.
Si llegamos a un acuerdo por $ 2 millones el seguro cubrirá un 40 %, pero... podríamos perder algunos clientes. - No, pelearemos.
Fırını sel vurmuş, evini kaybetmiş sigorta şirketi ödemeyi reddetmiş.
La panadería se inundó, él perdió su casa, el seguro se rehusó a pagar.
Allstate Sigorta.
Seguros Allstate.
İki tür sigorta alıp etraflarına daire çizsek ve tam orta noktalarına belli hedefler koysak...
Si tomamos los dos tipos de cobertura del seguro y dibujamos círculos sobre ellos con objetivos en el medio...
Sigorta parasını cepten ödeyecekseniz katılmama hakkınız var. Tamam.
- Tienen el derecho a no hacerlo si prefieren pagar la póliza de seguro premium.
Polis veya sigorta şirketinden hiç haber aldık mı?
Eh, ¿ sabemos algo de la policía o del seguro o...?
Bir şeyler yemeğe gittiğinde o zorbaların verdiği hasar sigorta tarafından tamamen karşılandı, zararı yok.
El daño producido por esos vándalos cuando se fue a comer está totalmente cubierto por el seguro, no ha pasado nada.
Kafasındaki bir yerde, bir sigorta attı.
En algún lugar de su cabeza, un interruptor se encendió.
Müşterilerimin neleri sigorta ettiklerine bakmayı severim.
Me gusta saber lo que mis clientes est � n asegurando.
- Anladım sigorta poliçesi yaptırmışsın.
Entiendo que ha contratado un seguro.
Dalton Ladd'in ölümünden kalan sigorta ödemeleri ve biriktirdiğin para, dolandırıcılığının kurbanlarına ödeme yapmak için yeter.
Entre los pagos del seguro que obtendrá por la muerte de Dalton Ladd y el dinero que ha ahorrado, tendrá suficiente para pagar a las víctimas de su estafa.
Ama yine de sigorta işlemleri için adresiniz lazım.
Aún así necesito una dirección para el seguro.
Ayrıca, sigorta şirketime saat başı ödediğim 150 lira, kendime söylemek zorunda olduğum acı gerçeklerin etkisini azaltmaktadır.
Ademas, le facturo a mi compañía de seguros $ 75 la hora, lo que sin duda saca la espina fuera de algunas duras verdades Tengo que decirme a mi mismo.
Evet uzun zamandır bizde fakat sigorta şirketlerini biliyorsun.
Sí, sé que la hemos tenido por mucho tiempo... pero ya sabe cómo son las compañías aseguradoras.
Evet, iki işte çalışıp sigorta ve benzin parasını ödedi.
Sí, y él tenía dos empleos para pagar la gasolina y el seguro.
Sigorta mı?
¿ 401k?
Sigorta kutusunu kontrol edeceğim.
Revisaré la caja de fusibles.
- Muhtemelen sigorta sahteciliğiyle.
Probablemente de fraude a las aseguradoras.
Sen piyon gitar, ve... Kundakçı ödeme, Eğer sigorta toplamak.
Empeñó la guitarra y... pagó al pirómano para cobrar el seguro.
Sigorta kayıtlarına, ifadenize ve polis raporlarına da baktık. Ve 2000 dolarlık saatten hiç bahsedilmemiş.
Así que miré los registros del seguro, las reclamaciones y las declaraciones a la policía, y... en ningún lugar se menciona un reloj de 2.000 dólares.
Ama sigorta parasını unutmamışsınız.
No se olvidó del dinero del seguro.
"Rothmere Sigorta Şirketi."
"La compañía de seguros Rothmere".
Tek istediği şey bize en pahalı sigorta- -
No pensó por un segundo que lo que quería era vender el más costoso...
Dükkanımız sosyal sigorta ve maaş vergilerini öder.
Nuestro taller paga el seguro social y los impuestos de nómina
Sigorta sahtekârlığı, araba yastığı hırsızlığı.
Fraude de pólizas de seguro, robo de bolsas de aire.
Sigorta 30 gün sonra başlıyor.
El seguro te cubre después de llevar 30 días.
Sigorta karşılayacaktır.
También está cubierto.
Sigorta belgesini imzalamanızın bir yolu yok mu? Bizde size bir...
¿ No hay alguna manera de simplemente firmar el formulario del seguro y luego podemos...
Bir sürüngenden sigorta alacak değilim!
¡ No voy a comprar un seguro a ningún erizo!
Oh, tanrım, adamın biri / / baltayla sigorta kutusunu parçaladı
Oh, Dios mío, alguien puso un hacha en la caja de fusibles.
Jake, bizim sigorta poliçemiz.
Jake es nuestra póliza de seguros.
- Ehliyet, ruhsat ve sigorta belgeniz.
Licencia, registro, y prueba del seguro.
Ben anladım Bertram oldu olarak tutmak sigorta.
Me imagino que Bertram lo estaba manteniendo como seguro.
Sigorta? Önümüzdeki kasım ayındaki oylamadan beni uzak tutmak için oluşturulan bazı yıkıcı entrikaların sonucu?
¿ El resultado final de una subversiva trama para apartarme de las elecciones de noviembre?
Sigorta kutusunu dışarı koymuşlar.
Y la caja de los fusibles está en el exterior.
- Bu hayvanların sigorta poliçesi çok yüksek.
El tema es que los animales están asegurados por un montón de pasta.
Şeytanın avukatlığını yapmak gibi olmasın ama sigorta parasına bel bağlamış durumdayız
No quiero hacer de abogado del diablo... pero hay gente que depende del dinero del seguro.
Hemen şimdi sürüyü bana devredeceksin yoksa senin sigorta paranı geyikler alır.
Ahora mismo tienes mucha suerte, o te comportas o cobraremos el seguro pero por ti.