Sinemaya tradutor Espanhol
3,371 parallel translation
Yarın Waterside'a gideceğimizi sanıyordum, sinemaya?
Creía que íbamos a ir a Waterside mañana, al cine.
Beraber sinemaya gitmek yemeğe çıkmak insanlarla görüşmek istiyorum.
Quiero que veamos una película, ir a cenar, quiero ver... gente.
Güzeldi, sinemaya gittik, sonra da yemek yedik.
Fuimos al cine y después picamos algo.
Sinemaya gidip, kafamı dağıtacaktım.
Iba a ir al cine y me distraje.
Evet, sinemaya yeni müdür geliyor.
Si, nuevo encargado trabajando en el cine.
Sinemaya koşamam ve çocuğunuzu büyütemem.
No puedo llevar un cine y criar a tus hijos.
Onu markete, spora, sinemaya falan giderken takip ediyorum.
Seguirla al mercado, al gimnasio, al cine.
Sinemaya gitmek ister misin?
¿ Jake? ¿ Quieres ir al cine?
Sinemaya bile gittik.
Incluso la lleve al cine.
Alan Jake'i sinemaya götürmüştü ve biz de güvertede yapmıştık.
Alan llevó a Jake al cine, Y lo hicimos en la cubierta.
Belki sinemaya giderim.
Quizás ir al cine.
Pie, daha sonra sinemaya gidebilir miyiz?
Pie, ¿ puedo recogerte después para ir al cine?
Seni sinemaya götüreceğimi söylemiştim.
Te dije que te llevaría al cine.
Beraber alışverişe ve sinemaya gidelim. Olur mu?
Hey, vayamos de compras... veamos películas y cosas así.
Sinemaya gideceğimi duydu ve iyi randevular dilerim dedi.
Él supo que venía al cine, así que me dijo que tuviera una buena cita.
Sinemaya gittiğimizde harika dediğin şey.
Cuándo fuimos a ver una película, dijiste que había algo muy impresionante.
O anda herifin teki neden sinemaya trompet getirmiş diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Recuerdo que pensé : ¿ por qué un sujeto Ilevaría una trompeta a un cine?
Onunla sinemaya gitmekle.
Ver juntos una película.
Aaron'la sinemaya gitmekle.
Ver una película con Aaron.
Nia'yla sinemaya gitmekle.
Ver una película con Nia.
O zaman beni yemeğe ve sinemaya götürüyor musun, götürmüyor musun?
¿ Me llevarás a cenar y ver la película, o qué?
Bu sinemaya sık mı gelirsin? Evet, güzel bir yerdir.
¿ Vienes mucho a este cine?
- Alışverişe gidelim mi? Ya da sinemaya falan?
Entonces ¿ quieres ir de compras?
Margaret sinemaya gelmek ister misin?
Margaret, ¿ quieres venir a las películas?
Sinemaya falan gitmek ister misin?
¿ Quieres ir a ver una película o...
Ya da eğlenceli bir gecedir, dışarı çıkarsın ve sinemaya gidersin.
O si es una noche divertida, sales y ves una película.
Bugün sinemaya gidelim mi?
¿ Vamos a ir al cine?
Artık seni sinemaya götürmeyeceğim.
No te traigo más al cine.
Sinemaya gidebiliriz.
- Podríamos ir al cine.
Ve ban bana hak ettiğim gibi davranmak istiyor derdin. Gün ortasında sinemaya gidebildiğine göre ne iş yaptığını bulmaya çalışıyordum.
Ahora bien, es muy bueno... y quiere que me traten de la manera nque \ merezco ser tratado.
Sinemaya geçerim.
Haré la transición a la actuación.
Benimle sinemaya gelmek ister misin?
Si un día la invito al cine, ¿ vendría?
Evet, sinemaya gidiyorum.
Sí, voy en camino al cine.
Sinemaya video kamerasıyla girdim ve filmi çektim.
Lo que pasó fue que llevé una cámara de video al cine y la grabé.
Şey, o akşam ben babamı alıp, sinemaya geri döndüm ve çantalarımızı aldım, ve düşündüm ki eğer onu çadırına falan bir yere bırakırsam, sende bulursun ama önce bir kavanoza çarptım sonrada sen beni saç filesiyle yakaladın.
Hice que mi papá regresara al teatro y recogiera nuestras mochilas y pensé que podría dejarlas en tu carpa para que la encontraras ¡ y me tropecé con un tarro y luego me atrapaste con la red!
Sinemaya gideriz. Senin istediklerinden birine.
Iremos al cine, tú eliges la película.
Sinemaya falan gittik.
He ido al cine.
Bizimle dün gece sinemaya gelememen yazık oldu.
Pues es una pena que no vinieras al cine anoche.
Sinemaya ya da başka bir yere git.
Vete al cine.
Anne, Robin'le sinemaya gidebilir miyim?
Mamá, ¿ puedo ir al cine con Robin?
Gizlice sinemaya gittik. "Solomon ve Sheba" diye bir film vardı, onu izledik.
Así que, nos escabullimos hasta el cine y vemos esta película llamada "Salomón y la reina de Saba."
Alex'i sinemaya bırakacağım oradan da alışveriş merkezine gideceğim.
Voy a llevar a Alex al cine, y luego me voy al centro comercial.
Sinemaya gittiğimizde de 11 yaşında olduğumu söylüyor.
En el cine, dice que tengo once.
- Sinemaya gidelim istersen.
- Podríamos ir a ver una película- -
Her şeyi öylece bırakıp, sinemaya gidemem artık.
Ya no puedo dejarlo todo e irme al cine.
İstersen giydirip sinemaya götür.
Ponle un vestido. Llévalo al cine.
Evimin yanındaki sinemaya gece gösterimine gittim..
Fui a un cine cerca de mi apartamento.
Sinemaya gelmek ister misin?
¿ Quieres ir al cine?
Onun yerine sinemaya gideriz.
En vez de eso iremos al cine.
Wes Anderson, Frank Tashlin ve Tim Burton gibi bir çok büyük yönetmen kısa film çekerek sinemaya başladı.
Muchos directores buenos como Wes Anderson, Frank Tashlin y Tim Burton empezaron con cortometrajes.
Evet, sinemaya gidiyoruz.
Sí, vamos a ver si llegamos al cine.