Soran olursa tradutor Espanhol
322 parallel translation
Soran olursa başı ağrıyormuş de lütfen.
Si preguntan, decid que le duele la cabeza.
Soran olursa adliye sarayındayım.
Si me buscan, estoy en el juzgado.
O zaman eğer bir şey soran olursa, bizim davetsiz misafir olduğumuzu söylerler.
Ya. Y si preguntan, dirán que somos intrusos.
Eğer soran olursa, bütün akşam hep evdeydi.
Si preguntan, no salió en toda la noche.
Sana satabileceğin bir şey vereceğim ama soran olursa, onun sana ait olduğunu söyleyeceksin.
Te voy a dar algo para que puedas vender, pero si alguien pregunta tienes que decir que es tuyo,
Soran olursa hastayım.
Si me buscan le dice que duermo que estoy malo, entendido.
Soru soran olursa hiçbir şey demeyin. Sen de yukarı çak, yatağa yat ve orada kal.
Y tú, a la cama, estuviste enfermo.
Soran olursa aklımda tutmamı ve buna değeceğini söylediler.
Me dijeron que no lo olvidara y que lo tomarían en cuenta.
Soran olursa aradığımı söylersin.
Bien, si alguien pregunta le dice que Ud. me dijo...
Eğer soran olursa, komiteye tüm sorumluluğun bende olduğunu söyleyin.
Si hay alguna duda, dígale al comité que asumo la plena responsabilidad.
Bir gün ne için savaştığınızı soran olursa işte cevabı.
Si alguien os pregunta alguna vez para qué luchas ésta es la respuesta.
Soran olursa ona öyle söyle.
Si alguien pregunta, di que si.
Gino, eğer soran olursa kapıcıya söylediğimizin aynısını söyle.
Si te preguntan por él, diles lo mismo que al portero.
Soran olursa "Rab'bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek" dersiniz.
Si alguien les dice algo, responderle que el Señor la necesita, pero que se la devolverá.
Soran olursa evlilik cüzdanını göster Steve.
Si alguien lo cuestiona, enséñale el acta de matrimonio, Steve.
Peki ya koluma ne olduğunu soran olursa?
Y si alguien quiere saber, ¿ qué le pasó a mi brazo?
Soran olursa söyle, bunda hiçbir gelecek yoktur.
Si te lo preguntan, di que no tiene futuro.
Bir şey çalacağımdan değil sadece soran olursa diye ne nerede bilmek istiyorum.
Sí, no es que quiera robar nada, ya sabéis. Sólo quiero saber dónde está todo... ¡... por si me preguntan!
- Soran olursa burada yokum.
- Si preguntan por mí, no estoy aquí.
- Soran olursa, Lion d'Or'dayım.
Si alguien pregunta estoy en el León de Oro.
"Sana soran olursa mutlu bitti dersin"
"... pero cuando hables conmigo, no le llames amor.
Soran olursa, bir k onferansa giden kanalizasyon işçileriyiz.
Si nos interrogan, vamos a una conferencia sobre cloacas.
- Korkma. Soran olursa, tatildeler diyeceğim.
Si alguien pregunta, están de vacaciones.
Soran olursa yerimi bilmediğinizi söylersiniz.
Si preguntan por mí, no sabéis dónde estoy.
Bugün ne yaptığımı soran olursa bütün gün beraber olduğumuzu söyle.
Si alguien te pregunta qué he hecho hoy di que hemos estado juntos.
Eddie Jillette'i soran olursa, yukarıda olduğumu söyle.
Si preguntan por Eddie Jillette, diles que arriba.
Eğer seni soran olursa, ne diyeyim?
¿ Qué digo si alguien pregunta por tí?
Eğer soran olursa dondurma almaya gittik.
Ahora, si alguién pregunta, fuimos por helado.
Eğer seyahatinizin nedenini soran olursa... dinlenmek ve eğlenmek için gittiğinizi söyleyin.
Si alguien les pregunta el propósito de vuestro viaje... van allá a relajarse y divertirse.
Soran olursa şehirdeyim.
Estaré en el centro.
Soran olursa evde yokum.
Yo no estoy en casa para los huéspedes.
Eğer sana atı soran olursa, hiçbir şey bilmediğini söyle.
Si alguien nos pregunta por el caballo, di que no sabes nada.
Bu şapkanın nereden geldiğini soran olursa Billy The Kid verdiğini, söylersin.
Si alguien te pregunta de dónde sacaste ese sombrero... dile que Billy the Kid te lo dio.
Bu yüzden, kanıtı öğle yemeğinde yiyeceğim, bu konu hakkında size soru soran olursa da, hiç mesaj almadık ve kesinlikle bu enfes besili posta güvercinini vurmadık, diyeceksiniz.
Así que me comeré la prueba en la comida y, si alguien hace preguntas, no hemos recibido ningún mensaje y, desde luego, no hemos disparado a esta paloma deliciosa y rolliza.
Soran olursa, yatalak deden için aldığını söylersin.
Di que es para tu abuelo que está en la cama.
Eğer soran olursa :
Y si alguien pregunta :
Nereden aldığını soran olursa Vegas'ta kumardan kazandığını söyleyeceksin.
Si alguien te pregunta algo, lo ganaste en Las Vegas jugando a los dados.
Soran olursa, parti kontrolden çıktı masanın üstünde dans ediyordunuz ve düştünüz.
Si alguien pregunta, estabas en una fiesta. Estabas bailando en la mesa y te caíste.
Soran olursa, onlara fabrikada bağış yaptığınızı söylersiniz.
Si les piden dinero digan que ya contribuyeron en la fábrica.
Her neyse ; soran olursa, ailem buraya adam olmam için gönderdi Çünkü ya birini öldürdüm ya da bir ağacı veya bir serseriyi sprey boyayla boyadım falan.
Si alguien pregunta mis padres me enviaron aquí para limpiar lo que hice porque maté a alguien, pinté un árbol o algo así.
Soran olursa hiçbirinizle akraba değilim.
Así que si alguien pregunta, no somos parientes.
Beni soran olursa restorandayım.
Si me buscan, estoy en el restaurante.
Eğer sana, benim nerede olduğumu soran olursa hiçbir şey bilmediğini söyle.
Si te preguntan dónde estoy, responde que no lo sabes.
Soran olursa, bunu buradan almadın.
Si alguien le pregunta, esto no lo compró aquí.
Evet! Ve eğer soran olursa, bu şirk ette çalıştığını söylemeyeceksin!
Sí, si alguien le pregunta ¡ no diga que trabaja aquí!
Beni soran olursa, bir saat bekleyip eve döndü dersin.
Si me buscan, di que esperé una hora y me fui a casa.
Soran olursa, odamdayım.
Si me necesitan estaré en mi camarote.
Soran olursa, kabinimde olacağım.
Si me necesita estaré en mi camarote.
Soran olursa, önce o silah çekti.
El sacó primero...
Soruları soran hangi taraf olursa olsun aptal çocuğu oyna, çok aptal.
No importa quién hace las preguntas. ambos lados actúan como criaturas estúpidas.
Bu disketleri soran veya Bay Jacques'tan bahseden olursa bunlardan hiç haberin yokmuş gibi davran.
Si alguien te pregunta por esos discos de Mr. Jack haz como si nunca hubieras sabido de ellos