Spagetti tradutor Espanhol
917 parallel translation
- İki spagetti ve kahve.
- Spaghetti y café para dos.
Ocakta senin için spagetti var.
Tengo espagueti listo para ti.
Spagetti yiyen adamı görüyor musunuz?
¿ Ve aquel hombre comiendo espagueti?
Spagetti yerken de ses çıkarıyor.
También hace ruido comiendo spaghetti.
Defolun kızlar, spagetti sağlıklı değil size.
Váyanse, el spaghetti hace mal.
Onlara bir spagetti daha getir.
Sírvanles más spaghetti.
Ama yiyebileceğim kadar spagetti yedim ben.
Comí todo el spaghetti que puedo.
Mareşal, en son Roma'da bulunduğunuz zamanı hatırlıyor musunuz, spagetti -
Señor Mariscal, ¿ recuerda la última vez, en Roma, aquellos spaghetti?
Ama spagetti beyinliyi alacak değilim.
Pero no pienso llevar a un espagueti.
- Herkes spagetti mi alıyor?
- ¿ Spaghetti para todos?
Hemşo spagetti kız çocuğu yemek fusillini savaş...
"Paisà, spaghetti, bambini... mangiare, fusillini..."
İşte spagetti!
Los espaguetis.
- Arkadaşlarım spagetti sevmiyor. - Öyle mi?
A mis amigos no les gustan los espagueti.
Sakın bana yine spagetti yapmaya çalıştığını söyleme.
¿ No me digas que has intentado hacer spaghetti otra vez?
- Spagetti yaptım ve tek başıma yedim!
- ¡ Hice pasta y me la comí yo sola!
Pencereden onları görebiliyordum. Adam gaz ocağında spagetti pişiriyordu.
Lo vi cocinando pasta en una cocina de gas desde la ventana.
Meğer o spagetti akşamı bir tür vedalaşmaymış.
Aquella cena fue una cándida despedida.
Ya polislere, karını Chelsea'deki stüdyoya kadar izlediğini spagetti pişirmelerini gözetlediğini falan anlatırsam?
¿ Y si les digo que los siguió al estudio en Chelsea y los vio cocinando pasta?
40 metre yükseklikte spagetti yiyecek.
¡ Comerá un plato de espaguetis suspendido de una cuerda a 40 mts. de altura!
Bettini. Kuzey bölgesindeki spagetti dükkanı.
- Un restaurante del Norte.
Spagetti de olabilir?
¿ Por qué no con spaguettis?
Hayır, bu taraftan, spagetti!
Vamos, tenemos que hablar Spaghetti!
Kuçu kuçu iki özel spagetti istediğini söylüyor.
Golfo dice que quiere dos especiales de espagueti.
Fetuçinili spagetti...
Espaghetti, fetuccini, boloñesa.
- Her zamanki, köfte ve spagetti.
- Lo de siempre, albóndigas con espaguetis.
Sadece köfte ve spagetti var ama ablamla tanışmanı çok istiyorum.
Sólo hay espaguetis con albóndigas, pero quiero que conozca a mi hermana.
O spagetti sepetine bir yumruk vurarak seni bitirdi.
Un solo puñetazo y... se acabó.
Bayılıyorum, özellikle spagetti ve cannelloni'ye.
La adoro, especialmente los spaguetti y los canelones.
Baba! Ne var? Gerçekten onun evine gidip spagetti mi yiyeceksin?
Papá, ¿ en serio quieres ir a su casa a comer espaguetis?
Tabii ki! Benimle spagetti bolonez yemek istiyor, tamam mı?
Si, vamos a comer espaguetis a la boloñesa.
İçeri gelip spagetti yemez misiniz?
¿ Quiere pasar y comer unos espagueti?
Lazanya ve spagetti var.
Y lasaña y espagueti.
Herkese spagetti ve birer şişe Rufiino.
Spaghetti para todos y una botella de Ruffino.
"Ben çıkıyorum, spagetti ve domuz kaburgası alacağım!" demişti.
"Salgo a comprar espaguetis y chuletas de cerdo".
Spagetti, sade ve soslu.
Spaghetti, normales y con salsa.
Yanında biraz spagetti getirebilirdi, küçük fahişe!
Habría podido llevar unos espaghetti, ¡ la muy zorra!
Onu Milano'da düşünebiliyor musun? Ne zaman makarna isteseniz..... önünüze spagetti getirilen bir yer.
Te la puedes imaginar en Milán donde para comer un plato de macarrones ¡ tienes que reservarlo con un mes de adelanto!
Sen o zamana kadar kendine bir iki sanat tarihi kitabı al ve bir kutu da spagetti.
Mientras, cómprate un par de libros de arte y un paquete de espagueti.
İplerini spagetti yiyormuş gibi hüpletti.
Se comía los cordones como si fuesen spaguettis.
Bir tabak spagetti, bir bardak şarap ve bir şarkı hakkınız var.
Tienen derecho a un plato de spaghetti, un vaso de vino y una canción.
Ağzım spagetti ve et sosuyla dolu.
La boca llena de espaguetis.
Spagetti yapabilirim. Baba'nın purolarını içmene izin veririm.
Sé cocinar las pastas, te dejaré fumar los puros de papá.
Akşam yemeğine spagetti yiyor muyuz, yoksa lafta mı kalıyor?
¿ No íbamos a comer espagueti, o era sólo un decir?
Gerçekten de spagetti için hazırım.
Me muero por esos espagueti.
İyi bir spagetti sosu yaklaşık üç saatte pişmeli.
Una buena salsa de espagueti debe estar unas tres horas al fuego.
- Bu spagetti değil, linguini!
- No son espaguetis. ¡ Son linguini!
- Spagetti kokuyor.
- Huelo espaguetis.
Spagetti.
¡ espagueti!
- Spagetti.
- Bettini.
Haydi gidip spagetti yiyelim!
Venga, vamos todos a comer espaguetis.
Daha sakin bir otel arıyorum. Şehrin İtalyanlar'a ait kısmında ailem var.İyi spagetti yaparlar.
Tengo familia en el barrio italiano.