Sparta tradutor Espanhol
302 parallel translation
Truvalilar, zamaninda atalarinin sehirlerini yakip yikan Sparta egemenligi altindaki Yunanlilarla kötü anilar yasamislardi.
Los troyanos recordaban cuando los griegos, guiados por Esparta saquearon y quemaron la ciudad de sus padres.
Yolunuza gidin. Sparta'ya gidin.
Hacedlo a vuestro modo.
Paris, Sparta fikrini onayliyorum.
Paris, bendigo tu plan de navegar a Esparta.
Yanima 100 savas gemisi alip, Sparta topraklarini küle çevirerek!
¡ Me llevaría 100 barcos de guerra y calcinaría el suelo de Esparta!
Sparta'ya geliyoruz. Çetin bir savas ülkesidir, yigitlik kaniti icin kollarini bile keserler.
Nos acercamos a Esparta tierra militar, de hombres que se cortan un brazo para probar su valor.
Kraliçemizi ariyoruz, Sparta Kraliçesi.
Buscamos a nuestra señora y soberana, la reina de Esparta.
Kimlik tespiti için gerekenler Sparta Sarayina getirdigim bütün hediyeler...
Mis cartas de identidad todos los regalos que traía para la Corte de Esparta...
Adamlarim artik Sparta limanindan uzak durur.
Mi tripulación ahora no se acercará a un puerto espartano.
Sparta'dan baska her yerde, bu kadar güzel biri kraliçe olurdu.
En cualquier lugar menos en Esparta alguien tan bella sería reina.
Sparta krali Menelaus'u dinleyin.
Escuchemos al anfitrión espartano, el rey Menelao.
Bu Sparta, evlat, yilan yuvasidir.
Esparta es un nido de víboras.
Truvali dostum, Sparta usulü bir ikna sekli kullandin :
Mi buen troyano, has usado una persuasión espartana :
- Truva da Sparta'ya dost diyecektir.
Y Troya llamará a Esparta "amiga".
Helen, Sparta Kraliçesi, Menelaus'un karisi Paris'i takdim ederim, Truva Kraliyet Prensi.
Helena, reina de Esparta, esposa de Menelao te presento a Paris, príncipe real de Troya.
- Sparta'dan uzaklara git.
- Vete lo más lejos que puedas.
Sparta, Menelaus degil, sen olacaksin.
Tú, no Menelao, serás Esparta para mí.
Sparta geçmiste kaldi, Helen.
Esparta es el pasado, Helena.
Ben Helen, Sparta Kraliçesi.
Soy Helena, reina de Esparta.
Paris onu Sparta'ya geri gönder ve Menelaus'la arani düzelt.
Paris envíala de vuelta a Esparta y haz la paz con Menelao.
Truvali kani Sparta'da ne para yerine geçer ne de 1000 geminin masrafini cikarir.
La sangre troyana no es moneda válida en Esparta ni paga el flete de 1.000 barcos.
Biliyorsun Demaratus sürülmeden evvel Sparta'da bizim kralımızdı.
Demarato era nuestro rey, antes de ser desterrado.
Sparta'nın gerçekten savaşacağına inanıyor musunz?
¿ Crees de verdad que Esparta luchará?
- Sparta kalanlar vazgeçse bile savaşacaktır.
- Luchará, incluso si el resto se rinde.
Benim tahtımı alan kişi bir gaspçı, ama diğeri, Leonidas, o gerçek bir Sparta kralı.
El que me robó el trono es un usurpador, pero Leónidas es un auténtico rey espartano.
Sparta krallarına müthiş bir hayranlığın var gibi.
Pareces tener un gran respeto por los reyes espartanos.
Ve Demaratus, Sparta'yla barış yapmamı.
Y Demarato, que acuerde la paz con Esparta.
Sparta korumamıza gelecek mi?
¿ Nos defenderá Esparta?
Atina'nın gemileri var, ama Sparta Yunanistan'da ki en iyi orduya sahip.
Atenas tiene los barcos, pero Esparta tiene el mejor ejército de Grecia.
Efendim, şu anda Sparta'nın temsilcisini dinlememiz uygun olmaz mıydı?
Señoría, ¿ no deberíamos escuchar al representante de Esparta?
Sparta'nın Kralı Leonidas.
Rey Leónidas de Esparta.
Bir Sparta kralı insanlarının otoritesi olmadan hareket edemez.
Los reyes de Esparta no pueden actuar sin la autorización de sus súbditos.
Sparta, diğerleri takip etse de etmese de savaşacak.
Esparta luchará, tanto si los otros lo hacen como si no.
Sparta işini yapacaktır.
Esparta cumplirá con su deber.
Akşamüzerinden evvel Sparta'da olacağız.
Llegaremos a Esparta al atardecer.
Biz Sparta'nın yaşlılarının yapmaları gereken kutsal bir görev var.
El consejo de ancianos de Esparta tiene un deber sagrado.
Sparta, Persliler'e karşı denizlerde ve karada yapılan savaşta, birleşen Yunan askerlerine liderlik yapmak için seçildi.
Esparta ha sido elegida para dirigir a las ciudades griegas en la guerra contra Persia, por tierra y por mar.
- Sparta'nın ne yapacağına konsey karar verir.
- Es el consejo quien decide. - Por supuesto.
Sparta'dan bağırıyordu. Midemi bulandırdı.
Gritando por el aislamiento de Esparta.
- Ama bu Sparta'dan çok uzakta.
- Eso está muy lejos de Esparta.
İnsanlar arasında en iyi hatırlanan Sparta kralı olacağını söyledi.
Que tú serás el rey espartano más recordado de la historia.
"Görkemli Sparta'nın sakinleri kaderinizin sözlerini dinleyin."
"Habitantes de la gloriosa Esparta, escuchad vuestro destino".
"Ya Persliler'in önünde şanlı şehriniz yok olacak, ya da şehriniz kurtulursa Sparta toprakları krallarından birinin ölümüne yas tutacak."
"O vuestra famosa ciudad se derrumba ante los persas, o, si es perdonada, la tierra de Esparta llorará la muerte de uno de sus reyes".
Ya Sparta ya da Sparta kralı.
O cae Esparta o un rey espartano.
- Gerçek bir Sparta askerinin karısı.
- La mujer de un verdadero soldado.
- Sparta'dan ayrıldığından beri almadım.
- No desde que salió de Esparta.
Sparta kadınlarına bütün eyaletlerden fazla özgürlük tanıyor.
Esparta da gran libertad a sus mujeres.
"Sparta'nın insanları. Ordumuz topraklarımızı korumak için Persliler'e karşı ilerleyecek."
"Espartanos, nuestro ejército marchará pronto para defender nuestra patria".
Sonra da bir Sparta kralı gibi orduya liderlik yaparsın.
Para dirigir todo un ejército, como un verdadero rey espartano.
Sparta beni istemiyor.
Esparta no me quiere.
Sparta'nın bu savaşa liderlik yaptığını duyduklarında onlara engel olamadım.
No pude detenerlos cuando se enteraron de que Esparta capitanearía esta guerra.
Sparta'yı duymadınız mı?
¿ Has oído hablar de Esparta?