English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Sueno

Sueno tradutor Espanhol

27,747 parallel translation
Ta çocukluğumuzdan beri süregelen bir rüya Asa.
Oh, eso es solo un sueno, Asa, desde hace mucho tiempo cuando eramos ninos.
Kafamdaki ses aynen böyle.
Así es. En mi cabeza, yo sueno así.
Notta "Selam Felicity, umarım iyisindir zamanda yolculuk yapıp ölümsüz kötü bir adamla savaşmaya gidiyorum." yazıyordur.
Espero que estés bien. Me iré para viajar a través del tiempo para derrotar a un villano inmortal ". - ¿ Así sueno?
Her konuştuğumda deli zırvasıymış gibi geliyor.
Cada vez que hablo sueno como un loco.
Bana kalan tek şey, sıradan analog uyku günün döngüsünü bitiriş.
Lo único que me queda es un ordinario sueño análogo para terminar el círculo del día.
Aziz Francis'imizi düşlerim.
Sueño con nuestro San Francisco.
Bencilce kurduğunuz Hristiyan Japonya hayali yüzünden şu insanların çektiği acıyı düşün.
Piense en el sufrimiento que le causaron a esta gente solo por su sueño egoísta de cristianizar el Japón.
Hayalim, sahne sanatları okumak için LaGuardia Lisesi'ne girmek.
Mi sueño es ir a la Secundaria de Artes Escénicas LaGuardia.
Bu bir rüya.
¡ Es un sueño!
O kadar rahatlardım ki mışıl mışıl uyurdum.
Sabes, recuerdo que me sentía tan aliviado, mi sueño era tan tranquilo.
Hayalim gerçek oldu.
Para mí, es un sueño hecho realidad.
Küçük bir hayalim vardı. Amigoluk bursuyla üniversiteye gitmek.
El sueño de mi vida era... ir a la universidad con una beca de animadora.
Dün gece garip bir rüya gördüm.
Anoche, tuve un sueño extraño.
- Ne? Lüsid rüya deniyor.
Se llama sueño lúcido.
Lüsid rüya rüyanda birileriyle konuşmana denir.
Sueño lúcido es cuando te hablas a ti misma en tus sueños.
Bana yaptıklarından sonra bir gıdım uykumu bile kaçırmayacağımı söylemiştim kendime.
Después de lo que me hiciste... Me dije que no iba a perder un minuto de sueño.
Bu güzel bir rüyaydı.
Un bonito sueño.
Ve bandı geçmeyin yoksa hayallerim gerçek olur ve sizi tutuklarım.
No la traspasen, o se hará realidad mi sueño de arrestarlos.
- Tatlım, 30 yaşına kadar kızını bir yere kilitlemek her babanın hayalidir.
La miel, que es el sueño de cada padre para mantener a sus hijas bajo llave hasta que son 30,
Amerikan rüyası.
El Sueño Americano.
Buradaki devasa evin sahibi buraya cebinde 10 dolarla ve kafasında bir hayalle geldi.
Esa humilde casa en la lejanía, el dueño, se mudó aquí con solo diez dólares y un sueño.
Pizza, papatyalar, keçeli kalem kokusu herhangi bir hayvan, güzel bir rüya, sıcak bir banyo sümük çıkarmak, kuru olanından pizza, mısır kraker ve soğuk sandviçler güzel bir şaka yaptığında aldığın his birinin gülmesi, ama dalga geçmek için değil ve...
La pizza, las margaritas, los marcadores perfumados, cualquier animal, un sueño muy lindo, un baño caliente, sacarte un moco, pero seco, la pizza, los sándwiches de galletas de agua y glaseado, la sensación de haber hecho una broma muy buena, y que alguien se ría con gusto, no con sorna y...
Lise başındaki ıslak rüyalar gibi.
Es como un sueño erótico de secundaria.
Yaz kış gecesinin rüyasını yaptık.
- Hicimos Sueño de una noche de verano. - Es cierto.
Sadece çok gerçeküstü oldu.
Ha sido como un sueño.
Yaratık, ona güç verecek, daha büyük bir grup rüyasını bizimle paylaştı.
La Bestia compartió con nosotros su sueño de un grupo más grande que lo alimente.
Büyük hayalleri vardı. Amerikan rüyasına inanıyordu.
Tenía grandes sueños, tenía el sueño americano.
- Rüyamda elimdeki mühür Jane'den geliyordu.
En mi sueño, la marca en mi mano vi... vino de Jane.
Pekâlâ bu belli ki rüyada olduğumu fark ettiğim bir rüya.
Vale, esto claramente es un sueño donde me doy cuenta de que estoy soñando.
Hayatının bir rüya olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Así que piensas que tu vida es un sueño?
Tanrım, rüyamda mahkeme varsa sonsuza kadar sürebilir.
Si estoy es un sueño de prueba... Dios, está durando demasiado.
- Buradayım işte. En içler acısı, ezik rüya bu, bu arada.
Por cierto, es el sueño de perdedor más patético del mundo.
Bu bir rüya değil.
Esto no es un sueño.
Jeanne'nin hayali.
Jeanne : Sueño de Jeanne.
- Jeanne'nin hayali.
- Sueño de Jeanne.
Kabus mu gördün?
¿ Ha tenido un mal sueño?
Onu rüyamda görüyorum.
Estaba en mi sueño.
Rüyanda ne yaptı?
Y lo hizo él en su sueño?
Hala rüyalarını mı düşünüyorsun?
Usted sigue pensando en su sueño?
O hayal çok yakında gerçeğe dönüşebilir.
Ese sueño pronto podría ser una realidad.
Gecenin bir ortasında, ışığına ve cennet sözlerine geri dömeyi düşünmediğimi mi sanıyorsun?
¿ Que no sueño, en la oscuridad de la noche, con regresar a tu luz y las promesas de los cielos?
Sıklıkla seni rüyalarımda görüyorum.
A menudo sueño contigo.
Uyu.
Sueño.
Sadece bir rüyaydı.
Sólo fue un sueño.
Başka bir rüya daha gördüğümü sandım.
Pensé que tenía otro sueño.
Bu bir rüya değil George.
Esto no es ningún sueño, George.
Ve ben düşlerim
♪ Sueño ♪
Düşlerim yiten aşkları
♪ Sueño ♪ ♪ Con amores difuntos ♪
Bu biziz, rüyayı yaşıyoruz.
Esas somos nosotras, viviendo nuestro sueño.
Cinsiyetini henüz bilmiyor, ama Channing Tatum'un bebeğin kız olduğunu söylediği bir rüya görmüş.
Aún no sabe el sexo, pero tuvo un sueño donde Channing Tatum le dijo que era un niño.
Burada rüya görüyorum, uyuyorum ve arada buraya gelen şanslı bir kadınla... işte seks falan.
Aquí es donde sueño, donde duermo, y, con una chica suertuda, tengo sexo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]