Süvari tradutor Espanhol
1,216 parallel translation
Saumur'deki süvari balosundan beri.
Hace 17 años, el baile de la caballería en Saumur.
Kalbim şu an bir süvari saldırısı gibi çarpıyor.
Es que mi corazón bate como el ataque de una caballería.
Yıllar önce, sen genç bir süvari subayı iken İskenderiye'deki sarayda şişko bir Romalı generalin komutası altındaydın.
Hace años, tú eras un joven oficial de la caballería de Alejandría, al mando de...
Sağda ve solda süvari, ortada piyade.
Caballería a derecha e izquierda. Infantería en el centro.
Şu yumuşak araziye, süvari için yumuşak olan araziye çekilebiliriz ve kendimizi piyadeye karşı savunuruz.
En suelo blando, la caballería fallará y resistiremos a pie.
- Süvari! - Ateş etmeyin.
- ¡ La caballería!
Bir de Hafif Süvari Alayının Hücumu vardı.
Y la carga de la Brigada Ligera.
Beyaz bir süvari atına binmek için herşeyi verirdim. Ejderha, grifin ve insan yiyen canavarları avlamak.
Me encantaría ir por ahí montado en un potro blanco, degollando dragones y buitres, y matando gigantes.
Afedersiniz genç süvari, biraz meşguldum o yüzden sizi duymadım.
Perdóneme, caballero. Estaba en mis asuntos.
Yalnız Süvari.
El Llanero Solitario.
Bir kaç gün içinde, Bir grup süvari San Miguelden geçecek
En unos días la caballería pasará por San Miguel.
Stephenson, Süvari Kolu'ndan.
Stephenson, caballería de Darnford.
Sizi uyarıyorum... General Lee ve 5. süvari birliği yarığın kuzeyinden saldıracak.
Ahora, te advierto... el General Lee y el cuarto...
Bir süvari yaptı.
Ha sido un soldado.
Bir US süvari birliğinin eskortluk yapmasını talep ediyorum.
Mandaré un telegrama al fuerte Russell.
17 Kasım sabahı şafak vakti... 2nci Süvari Müfrezesi, yanındaki alkol karşıtı eylemcilerle birlikte güneye, Denver'a doğru devam ediyordu.
En la madrugada del 1 7 de noviembre, la segunda tropa de caballería se dirigía a Denver por el sur, con la marcha antialcohólica.
1nci Süvari Müfrezesi, onu karşılamak için hızlı hareket ediyordu.
La primera patrulla se movía con rapidez para interceptarla.
Bay Wallingham'ın araba konvoyu, 1nci Süvari Müfrezesinin eskortluğunda bu istikamete doğru gidiyordu.
La caravana Wallingham iba en esta dirección, escoltada por la primera tropa de caballería.
Birinci Süvari Kıtasının iki elemanı burada ve burada.
El segundo destacamento, aquí.
A ve B Süvari Bölükleri, eski alkol karşıtı eylemcileri Russell Kalesindeki kocalarının ve karnı aç çocuklarının yanına kadar eskortladı.
Las compañías A y B acompañaron a las mujeres ex manifestantes a ver a sus maridos e hijos hambrientos al fuerte Russell.
421, Süvari Roberts, komutanım.
421, soldado de caballería Roberts, señor.
Seni neden süvari birliğine verdiler teğmen?
¿ Por qué te pusieron en caballería, teniente?
- Seni neden süvari birliğine verdiler?
- ¿ Por qué te asignaron a caballería?
Sözde süvari, tüylü şapkalι İrlandalι patates yetiştiricisi. Hiç sahip olmadιğιn ve olmayacağιn... beyaz sütunlu çiftlik evi için savaşan birisin.
Eres un aspirante a caballero, un aldeano irlandés patatero con sombrero de plumas... que lucha por una mansión de una plantación con columnas blancas... que nunca has tenido y nunca tendrás.
Garnizonlarι altι saatlik mesafede. Orada 300 kadar mιzraklι süvari ve lejyoner var, belki daha da az.
Su guarnición está a unas seis horas de distancia, y hay unos 300 lanceros, legionarios, tal vez menos.
Adamlarιnι attan indirip... cepheden süvari hücumu karşιlayacak şekilde yerleştir.
Desmonta y despliega a tus hombres, listos para recibir de frente la carga de una caballería montada.
Bir süvari bölüğü lazım.
Se necesitaría un escuadrón de caballería.
Uzun zaman dördüncü hafif süvari bölüğünde görev yaptım.
Era comandante en la división de caballería.
- Süvari.
- Sí, caballería.
İki süvari bölüğü.
Dos escuadrones.
Etrafta bir süvari devriyesi olabilir, biz en iyisi gidelim.
Si hay una patrulla montada, mejor vámonos.
- Süvari 7-7'ye.
- Lanza a siete-siete.
Süvari 3-7'ye.
Lanza a tres-siete.
Süvari 3-7'ye demek.
Lanza a tres-siete, dices.
Süvari 6-5'e.
Lanza a seis-cinco.
Bir süvari birliği.
¿ Un buen batallón de Caballería?
Üçüncü Süvari Birliği.
Tercera Caballería.
Üçüncü Süvari Birliği'nde.
Està con la Tercera.
Üçüncü Süvari Birliği'ndeyse çoktan Glorietta'ya doğu yola koyulmuştur.
Si està con la Tercera, ya partieron hacia Glorietta.
Üçüncü Süvari Birliği'nindi.
Era de la Tercera Caballería.
Onbaşı Bill Carson Üçüncü Birlik, İkinci Süvari Bölüğü San Rafael'den geliyoruz.
Cabo Bill Carson, Tercer Regimiento, Segundo Escuadrón de Caballería, llegando de San Rafael. ¿ Es suficiente?
- Süvari olduğunu söylemiştin.
- Me dijiste que en caballería.
- Ama zırhlı süvari.
- Caballería blindada.
Bunu yapan süvari sarı saçlarımı görene kadar neredeyse öldürüyordu beni.
El soldado que me hizo esto estuvo a punto de matarme, pero vio que yo era rubia.
Bırak o eldiveni süvari.
Abandone su guardia, soldado.
Eski süvari, sığır patronu, kovboy boğa tokatçısı, mekkare astsubayı.
Ex soldado de caballería, ganadero experto en caballos y toros.
Pheobe, bu Baldazar'ın öldürdüğü umarım bir süvari değildir... Bu kötü...
Oye, Phoebe Ann, ese hombre que mató Baldasar no era de la caballería, ¿ verdad?
Süvari tüfeklerini çekin! Ho!
¡ Desenfunden las carabinas!
Albay Gearhart komutası altındaki 2nci Süvari Müfrezesi uzak mesafeli teması sürdürüyordu.
La segunda patrulla, a las órdenes de Gearhart, mantenía un contacto distante.
İkinci Süvari Kıtası, burada.
Las manifestantes antialcohólicas, aquí.
- Süvari için atlarınızı satın alacağız.
Son agentes federales que compran caballos para la caballería.