Sıkıldım tradutor Espanhol
5,641 parallel translation
Sizi bilmiyorum ama ben burada çalışan insanları tanıyıp, onlarla yakınlaşıp hikayelerini dinleyip sonra da ölmelerine tanık olmaktan sıkıldım.
Yo no sé vosotros, pero yo estoy harto y cansado de llegar a conocer a la gente de aquí, profundizar en sus personalidades y en su pasado, y que luego se tengan que morir.
Tut şunu. Bundan sıkıldım.
Aguanta esto.
- Kenna. Artık sıkıldım bundan..
- Kenna, estoy cansado de esto.
İkinci adam olmaktan sıkıldım.
Estoy cansado de ser el otro hombre.
Süper çünkü ben bu konuşmadan çok sıkıldım.
Perfecto, porque ahora estoy snowaburrida de esta conversación.
- Bu odadan çok sıkıldım ya. - Neden?
Estoy tan harta de esta habitación.
- Burnu havada değilim, sıkıldım.
- No soy engreído. Estoy aburrido.
Sıkıldım, bu yüzden bıraktım.
Me aburrí así que lo dejé.
Beklemekten sıkıldım.
Me estoy cansando de esperar.
Rocco. çok sıkıldım!
¡ Rocco, estoy tan aburrida!
Sıkıldım artık bu suçlamalarından.
Ya he oído bastante de esa suposición.
Bariz bir şekilde acı veren şeylerle yüzleşmekten sıkıldım.
Me enferma enfrentarme a lo que es dolorosamente obvio.
Wolowitz'ten de sıkıldım.
¡ Estoy harto de Wolowitz, también!
Evet, kütüphanedeydim ve sıkıldım sonra bitişiğindeki bara uğradım.
Si, estaba en la biblioteca pero me aburrí tanto que fui al lado al pub.
"Bahçeye koydukları cücelerden çok sıkıldım küçük, garip yüzleri olabilir ama diğer insanları çok geriyor." diyor.
La gente se burla de los enanos de jardín. "Pueden tener caras extrañas, pero brindan placer a mucha gente".
Sıkıldım bu muhabbetten.
Qué boca suelta eres.
- Bu tartışmadan sıkıldım.
- Estoy harto de este debate.
Ama ben bunu üç günü aşkın süredir yapıyorum ve doğrusu sıkıldım.
Pero yo / / evo tres dias y francamente, estoy aburrido.
Saklanmaktan sıkıldım.
Estoy harto de esconderme.
Bu kıytırık işlerden sıkıldım.
Ya me hartà © de estas tonterà as.
Sıkıldım.
Estoy aburrida.
Delicesine sıkıldım.
Terriblemente aburrida.
- Sıkıldım.
Estoy aburrida.
- Ben rahatsız olmadım. Sıkıldım.
Yo no estaba incómodo, me aburrí.
- Fury'nin ayak işlerini yapmaktan sıkıldım.
Estoy harto de ser el conserje de Fury. Tranquilo.
Ve bunlardan sıkıldım.
Pero estoy harto de ellas.
- Evet bazılarımız çıkar. - Ben bunlardan çok sıkıldım.
- Estoy aburrido... haciendo esto.
Biraz sıkıldım ama iyiyim.
Un poco aburrida, pero bien.
Evet ben de sıkıldım.
Yo también estoy aburrido.
Bu tüy yumaklarından sıkıldığım artık resmileşti.
Es oficial, estoy harto de estas bolas de pelo.
Mavi ana gezegenimiz bütün ihtişamıyla karşımızda ve Ay'da Dünya'daki gibi hem bir atmosfer hem de ışık kirliliği olmadığı için yıldızların görüntüsü de harika.
Nuestro planeta azul se alza majestuoso, y también se ven perfectamente las estrellas, sin e! Obstáculo de la atmósfera ni de la contaminación lumínica que hay en ¡ a Tierra.
Kırmızı ışığa takıldılar. Sanırım birazdan dönecek.
Tienes luz roja ; sin embargo cambiará pronto.
Blaine'in Noel notlarına düşkünlüğüyle ilgili bir kısım çıkarıldı.
Ha desaparecido toda una trama adjunta involucrando a Blaine y su obsesión con los troncos de navidad.
Dinle, son 20 yıldır buradaki sıkı çalışmanı ailemin ne kadar takdir ettiğini bilmeni isterim, tamam mı?
Escucha, quiero que sepas lo mucho que mi familia agradece... todo tu gran trabajo los últimos 20 años, ¿ sí?
Gözü artık canımı sıkmayacaktı. Hala çıldırdığımı düşünüyorsanız, cesedi saklarken aldığım akıllıca tedbirleri tarif ederken artık öyle düşünmeyeceksiniz.
Si ustedes siguen pensando que estoy loco... dejarán de creerlo cuando les describa... las astutas precauciones que tomé para esconderlo
Babanla görüşme olasılığım yüzde sıfır. 14 yıldır hiç karşılaşmadık.
No hay posibilidad de que tu padre y yo nos encontremos. En 14 años nunca hemos pasado uno cerca de otro.
Benim de tüm gün canım sıkıldı.
He estado pensado todo el día también.
Boğa Takımyıldızına 400 ışık yılı uzaklığında ücra, M-Sınıfı bir gezegen.
Un planeta remoto clase M ubicado a 400 años luz pasando la Nube Molecular Tauro.
Bütün bunlardan sıkıldım. Yeter artık.
Estoy cansado de vivir así.
9-17 iş dünyasından mı sıkıldın? Saate bak, içeri gir, dışarı çık.
¿ Le aburre su vida de nueve a cinco mirando el reloj, fichando al entrar y al salir?
Canım sıkıldı.
Esto me da escalofríos.
Sıkıldım artık.
Y estoy harto de eso.
Bugün Nashik şehrinde etkileyici bir katılım vardı. Yüzlerce genç yarışmacı ABD merkezli Milyon Dolarlık Kol atış yarışmasına katıldı. Hindistan genelinde kolu güçlü olan gençlerin arayış yolculuğu devam edecek.
Con una impresionante concurrencia el día de hoy, en la ciudad de Nashik cientos de jóvenes participantes aparecieron para las audiciones del concurso estadounidense "Million Dollar Arm" el cual viaja a través de la India en busca de los mejores lanzadores.
O şeyden sıkıldın mı?
¿ Te hace cansado con esa cosa en?
Ufak ellerimle onun boğazına sarıldım ve sıktım ta ki o yaratık geberene kadar.
La envolví con mis pequeñas manos y apreté hasta que ese demonio no tuvo más fuerzas para luchar.
- Diğer belgeselim üzerinde yaklaşık 8 yıldır çalışıyorum... Sanırım üstünde en çok çalıştığım projem. İzlemeyi çok isterim.
He estado trabajando en este otro por cerca de ocho años, pero creo que estoy en cero respecto a él.
# Bu farelerle kapana kısıldım # # Elimdeki fırsatları kaçırdım # # Şimdi paçavralarla kaldım #
# Estoy encerrada en una jaula, hasta que me vuelva loca
# Bu farelerle kapana kısıldım # # Elimdeki fırsatları kaçırdım #
# Estoy encerrada en una jaula, hasta que me vuelva loca
Her birinden sıkıldım.
Estoy harto de todas ellas.
Bana sıkıntı verse de burada emirleri ben veririm. Bizim operasyonumuzda dikkat dağıtıcımız olmanı istiyorum. Anlaşıldı mı?
Yo doy las órdenes aquí, así que no me acoses, necesito que ustedes sean nuestra distracción para nuestra operación, ¿ entendido?
Aynen, çok sıcak. Partenon'dan sıkıldın mı?
Sí. ¿ Te aburres del Partenón?