English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Sırası gelmişken

Sırası gelmişken tradutor Espanhol

197 parallel translation
Sırası gelmişken, evde daha fazla kalmanı isterdim.
Y ya que estamos, quisiera que estuvieras un poco más en casa.
Ama sırası gelmişken söyleyeyim, ben senden hoşlanmıyorum.
Pero, por cierto, no me gusta usted.
Sırası gelmişken, bir keresinde bana, eğer bir suç işlemiş olsaydınız çaldıklarınızı saklamak için altında bir oyuk olan büyük bir taş arayacağınızı söylemiştiniz.
Ah, por cierto, una vez me dijo que si hubiera cometido el crimen, habría buscado una piedra más grande con un hoyo debajo para esconder el botín.
Sırası gelmişken, kızım, uyurken üzerimi kim örtmüş?
Y, por cierto, mi niña, ¿ quién me puso esa colcha encima mientras dormía?
Sırası gelmişken, sakalım olacak ve köye şüphe çekmeden gireceğim.
Entonces tendré barba y podré entrar en un pueblo sin ser reconocido.
Sırası gelmişken davayı kazanmamla neden bu kadar ilgileniyorsun?
Por cierto, ¿ por qué está tan interesado en ganar mi caso?
Sırası gelmişken... San Juan hakkında sana bahsettiğim şu kadın — Onun adı Lucy idi.
Por cierto... esa mujer en San Juan de la que te hablaba... se llamaba Lucy.
Sırası gelmişken adın nedir?
Oiga, por cierto, ¿ cuál es su nombre?
Sırası gelmişken, unuttum, bu benzin parasının üstü.
Por cierto, antes de que se me olvide, aquí está el cambio del dinero de la gasolina.
Sırası gelmişken, küçük hanımefendi teşrif ettiler mi?
¿ Se ha arrojado ya la criatura en tus brazos?
Sırası gelmişken, göz önünden kaçırmamanız gereken, seyreltik havanın, görünmezliğe yardım eden bir çeşit hava olduğu.
Dicho sea de paso, ¿ se han dado cuenta que la gente siempre se desvanece en el aire y no en otras cosas?
Sırası gelmişken, baş veznedar ne yapıyormuş o sırada?
Por cierto, ¿ que hacía el cajero principal en ese momento?
- Sırası gelmişken, evleniyorsun. - Ben mi?
- De paso te digo que te vas a casar - ¿ Yo?
Sırası gelmişken, iş başvuruların ne durumda?
¿ Qué pasó con el trabajo?
Sırası gelmişken, senin tahta hacı getirmeyi unutmuşum senin baş aşağı haç.
A propósito, olvidé colocar la cruz de madera boca abajo.
Sırası gelmişken ne iş yapıyorsun?
Por cierto, ¿ a qué se dedica?
Sırası gelmişken, O'Malley, senden üç gün sonra, Jimmy Graham öldürüldü. küçük kızkardeşim de kendini astı.
A propósito, O'Malley tres días después de morir Jimmy Graham mi hermana cogió una tira de cuero y se ahorcó.
Sırası gelmişken hiç var mı, Hans?
No quedará algo por ahí, ¿ no, Hans?
Sırası gelmişken, İtalyan fotograf fıkrasını biliyor musun? Hayır.
Oiga, ¿ conoce ese chiste del fotógrafo en Italia?
Söyle, sırası gelmişken, "Jingle Bells" i çalabilir misin?
Por cierto, dime, ¿ puedes tocar "Cascabel"?
Sırası gelmişken, o gün seni değil kardeşini takip ediyordum.
A propósito, el otro día no le seguía a usted sino a su hermana.
Sırası gelmişken, efendim, sizin için handan Shizu'yu çağırttık.
A propósito, señor hemos traído a Shizu para ti desde la posada.
Sırası gelmişken Anne, kitabımı nasıl buldun?
- ¿ Te ha gustado mi libro?
Sırası gelmişken banyo kristali fikrin çok güzel.
Por cierto su idea de las sales de baño es muy buena.
Sırası gelmişken, Kumakichi, Sanırım bana bir şey vermeni istiyorum..
Por cierto, Kumakichi, creo que hay algo que quieres darme.
Sırası gelmişken, Dr. Flemming'le en son ne zaman konuştunuz?
A propósito, ¿ cuándo fue la última vez que le habló al Dr. Flemming?
Sırası gelmişken... O genç bayan hâlâ yukarıda mı?
Por cierto, ¿ la joven sigue arriba?
- Sırası gelmişken, Henoichi...
Por cierto, Henoichi...
Sırası gelmişken.
En fin, eso es agua pasada.
Ve, sırası gelmişken, onlar "çıkartılmış" şeyler değiller.
Jamás lo permito. Y dicho sea de paso, no son "cosas".
Ah, sırası gelmişken eşim ve ben, vereceğimiz Noel partisinde hepinizi görmek istiyoruz.
Por cierto mi esposa y yo los invitamos a todos a una fiesta navideña.
Sırası gelmişken, satranç problemlerinde çok şanslı mısın?
Por cierto, ¿ cómo vas con el ajedrez?
Oh, sırası gelmişken sen yemekteyken bir adam aradı çok üzgündü, kiralık kasa anahtarlarını kaybetmiş.
Mientras almorzabas te llamó un hombre muy enojado porque perdió las llaves de su caja de seguridad.
Sırası gelmişken, Albay Martin'e, cesedi teşhise gitmeyeceğimi söyle.
a propósito, dígale al Coronel Martin que no iré a identificar el cuerpo.
Sırası gelmişken söyleyeyim dedim....
Sólo pensé en mencionarlo de paso....
Oh, sırası gelmişken, kuşunuz hakkında, onu yemeye mecbur kaldık.
Oh, de paso, en cuanto al ave, nos vimos obligados a comerlo.
Düzinelerce seks yaptık çok tatmin edici, sırası gelmişken...
Hicimos el amor una docena de veces. Muy satisfactoriamente, por cierto.
Sırası gelmişken, Dr. Thompson'u kontrol ettim.
De todas maneras, funciona el chequeo del Dr. Thompson.
Sırası gelmişken, seni sevdiğimi sana söylemiştim... ve sadece lastik için değildi, tatlım.
por cierto, ya te he dicho que te amo... y no era por las llantas, cariño.
Bu konteynerleri, siz yaslanın diye kiralamadık. Doldurulmaları gerekiyor. Sırası gelmişken hiçbirinizin attığı imzaya da güvenmiyorum.
Los contenedores no están ahí para que os apoyéis en ellos... sino para llenarlos, y aunque no venga a cuento... no me fío de que no cobréis el paro.
Sırası gelmişken ona ne olacağı sizi ne ilgilendiriyor ki?
¿ Y a ti qué te importa lo que le pase a ese tipo?
Sırası gelmişken ev sahiplerimiz için kadeh kaldırabilir miyim?
Si me lo permiten, a cambio, propongo un brindis por nuestros anfitriones.
Sırası gelmişken, beyler. Bugün bana "Profesör" diyeceğiniz son gündür.
A propósito, señores... hoy es mi último día como profesor.
Sırası gelmişken beyler,.. ... atların bu kadar büyük gözleri olduğunu hiç fark etmemiştim.
Yo nunca notara que los caballos tenían los ojos tan grandes.
Sırası gelmişken, bir daha bunu asla yapma.
Por cierto, no vuelva a hacerme eso nunca más.
Aklıma gelmişken... prova sırasında o kadar taşkın olmamanı dilerdim.
A propósito... mientras estamos en el ensayo, me gustaría que no fueras tan efusiva.
Aklıma gelmişken sorayım. Hırsızlık sırasında siz neredeydiniz?
A todo esto, dígame, ¿ dónde estaba en el momento del robo?
Aklıma gelmişken, görev sırasında konuk kabul etmek yasaktır.
Por cierto, no puede tener invitados estando de servicio.
Ve sırası da gelmişken uzun bir sürede hiçbir erkek ya da kadınla yatmayacağım.
Lo que no es muy relevante ya que de momento no duermo ni hombres ni mujeres.
Yeri gelmişken mahkeme sırasında sorulmamış küçük bir soru sorayım :
Déjenme hacerles una pregunta rápida, la cual, por cierto, faltó en el juicio.
Sırası gelmişken konuşmak istediğin bir şey mi vardı? Tabii.
Descuida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]