Sırı tradutor Espanhol
244,175 parallel translation
- Hazır mısın?
¡ Vamos!
Onu detaylı inceleyemedim, ama çakal maskesi ve bronz ok uçları eski Mısır'a aitti.
Sólo medio lo ví, pero la máscara del chacal y las flechas de bronce son claramente egipcias.
Haklısın. Sanırım onu tılsımı ararken uyandırdık.
Tienes razón, fué como si lo despertamos buscando el talismán.
Hayır, sen haklısın.
No, tenías razón.
Bu Heywood çene yapısını her yerde tanırım.
Reconocería esa mandíbula Heywood en cualquier parte.
Muhtemelen Apollo 13'teki oksijen tankı patlamasını basına nasıl açıklayacaklarını tartışıyorlardır.
Probablemente están debatiendo cómo decirle a la prensa sobre la explosión del tanque de oxígeno en el Apolo 13.
Evet, sanırım Apollo 13 astronotlarını nasıl kurtaracağını bulmalısın.
Sí, creo que tienes que averiguar cómo salvar a los astronautas del Apolo 13.
Henry, belki şimdi konuşmanın sırasıdır.
Henry. ¿ Tal vez ahora sea un buen momento para que tengamos una pequeña charla?
Benim pişmanlıklarımdan biri mızrağı korumanın daha iyi bir yolunu bulamamış olmamdır.
Y uno de los míos es que no encontré una mejor manera de proteger la Lanza.
- Sen hazır mısın?
¿ Estás listo?
Hayır, o kolay kısımdı.
No, esa fue la parte fácil.
Sadece ateşin söyleyebileceği bir sır.
Un secreto que solo el fuego puede contar. Qué maravilloso.
Aşırı aptal olmanızın dışında çok da tahmin edilebilirsiniz. Tüpü geri ver!
Os he traído para discutir un... tema sensible, que se hace llamar Malcolm Merlyn.
Hazır mısınız?
Ahora dispara.
Hayır. Sen Titus'sın, değil mi?
Eres Titus, ¿ verdad?
Peki Titus, hazır mısın?
Bien, Titus. ¿ Listo?
Tahminimce amacın sınırı geçmekti.
Sospecho que planeaba cruzarla.
Kaçak olarak sınırı geçmek büyük risk.
Cruzar la frontera siendo un fugitivo es un riesgo enorme.
O yüzden sınırı geçti ve herkesten sakladı.
Por eso cruzó la frontera y lo mantuvo en secreto.
Monty'e söyleyelim de Reid'in sınırı kaç kere geçtiğine baksın.
¿ Sabéis? , deberíamos contactar con Monty del Equipo de respuesta internacional para saber cuántas veces ha cruzado Reid la frontera.
Sınırı geçmenin çok yolu var.
Hay muchas formas de cruzar la frontera.
Sınırı geçtiğini bile bilmiyordum, ama üç kere geçmiş.
No sabía que había cruzado la frontera una vez así que, claro, tampoco que la cruzó tres veces.
Sınırı her geçişinde bize yalan söyledi, sonra da ortadan kaybolup başını belaya soktu.
Cada vez que cruzaba la frontera nos mentía e iba por ahí solo y se ha metido él solito en todo este lío.
Uyuşturucu karışımı dissosiyatif hal yaratır ve hafıza kaybını açıklar.
La combinación de drogas provoca un estado disociativo y explica la pérdida de memoria.
Houston'a indiğini hatırlıyorsun, ama sınırı nasıl geçtiğini söylemedin.
Muy bien, entonces recuerdas haber aterrizado en Houston pero no has dicho cómo cruzaste la frontera.
- Ve sınırı yürüyerek geçtim.
Y crucé andando.
Seni sınırı birkaç kez geçmeye ikna etti.
Bueno, ella te convenció para cruzar la frontera varias veces.
Boru otu şeytan elması olarak da bilinir. Meksika kökenlidir ama asıl yetiştiği yer sınırın daha kuzeyi ya da güneyindedir.
La hierba de Jimson, también conocida como datura estramonio crece en México pero su región originaria es más al norte o al sur de la frontera.
Sınırı defalarca geçmiş olması garip.
Lo que es raro es que cruzase mucho la frontera.
Başka sır yok.
Nada de secretos.
Hayır, bence daha fazla kullanmalısın.
No, deberías usar más.
- Dostum, sırılsıklamsın.
- Estás mojado.
Ona karşı biraz sabırlı olmalısın, kendisi biraz geri zekalıdır.
Debes tenerle paciencia, porque es un poco idiota.
Bizim içkilere pek alışık değil... hayır, hayır.
No está acostumbrado al alcohol de la ciudad.
Aethelflaed olmayan her kadın öldürülmüş ya da sahip çıkılmış olacaktır.
Habrán matado o se habrán apropiado de toda mujer que no sea Aethelflaed.
Sırf Osferth diye çağrılırım.
Me llamo Osferth sin más.
Sıkı bir müzakere yapılmasının amacı anlaşmayı sağlama almaktır.
Es el fin de una negociación, asegurar que haya acuerdo.
Nihai sınır.
La última frontera.
Deneyiminizi sınıflandırır mısın...
¿ Clasificaría su experiencia...?
Belki de pespaye insanları taşımaktan sıkılmışlardır artık?
Tal vez se cansaron de transportar incómodos humanos.
Ardıştırıcı takılmış, yeniden başlatılması lazım.
El secuenciador está atascado. Hay que reiniciarlo.
Uyarı, bu yasa dışı bir manevradır.
Atención. Esto es una maniobra ilegal.
Peki patlamış mısır ister misiniz?
Sí, ¿ os gustarían unas palomitas?
Güneş ışığı vurduğu sürece açık kalacaktır.
Solo seguirá abierto mientras le de la luz solar.
Hayır, bu konuda ikimiz de yanılmışız.
No, ambos estábamos equivocados acerca de eso.
Burada sık çalışır mısın?
¿ Trabajas aquí seguido?
Ayrıca, dairemde bir sızıntı var ve sanırım sizin banyonuzdan geliyor.
Y además, hay una gotera en mi apartamento y creo que viene de tu baño.
Tallahassee'de emlak dolandırıcısı.
El timo de los bienes raíces en Tallahassee.
Helldritch'in tek daimi ikametgahı, Ve daha yeni sığınma hakkı aldı, bu yüzden kutlamak için hazır.
Helldritch es el único residente permanente y le acaban de conceder asilo, así que va a celebrarlo.
Hayır, çipte kalp atışıyla bağlantılı bir mikro işlemci var.
No, hay un microprocesador en el chip vinculado a su ritmo cardiaco.
Sasha, delik açmak için hazır mısın?
Sasha, ¿ podemos entrar?