Tain tradutor Espanhol
39 parallel translation
# Tain't what you do # # It's the way that you do it #
Sino la forma en que lo hagas.
# Tain't... #
No...
İmplant bana bizzat, Obsidian Order'ın başı olan Enabran tarafından verildi.
Enabran Tain, el jefe de la Orden obsidiana, me hizo el implante.
Enabran Tain'in bizzat koruması altındaydım.
Hace tiempo era el protegido del mismo Enabran Tain.
Tain Obsidian Order'ın kendisiydi. Merkez Komutanlığı bile ona meydan okumaya cesaret edemezdi.
Tain era la Orden obsidiana, ni tan siquiera el comando central se atrevia a enfrentarse a él.
Neden bilmiyorum ama Enabran Tain bize sempati duymaya başlamıştı.
Por algún motivo, a Enabran Tain le gustábamos especialmente.
Bize "Tain'in oğulları" derlerdi.
Nos llamaban "Los hijos de Tain".
O sırada, Tain emekli olup Arawath kolonisinde inzivaya çekilmişti.
Para entonces, Tain se habia retirado a la colonia de Arawath.
Siz Enabran Tain'siniz.
Usted es Enabran Tain.
Hepimiz Enabran Tain'in iş arkadaşıydık.
Éramos socios de Enabran Tain.
Enabran Tain.
Enabran Tain.
Fakat Tain bilebilir.
Quizá lo sepa Tain.
Tain'le konuşmam gerek.
Tengo que hablar con Tain.
- Tain'in oraya gittiğini nerden biliyorsun?
- ¿ Ahí está Tain?
30 yıldır hizmetçisi ve sırdaşıydı.
Hace 30 años que es la ama de llaves y confidente de Tain.
Olduğuna inanabilirim. Ama Enabran Tain için çalışan birine değil.
La habrá, pero no una persona que haya trabajado para Enabran Tain.
Kardasya'dan sürgün edilmemin tek sorumlusu Tain'di.
Tain fue el responsable directo de mi destierro de Cardassia.
Bence Tain'in danışmanı olmaktan daha öte biriydin.
Usted era algo más que el consejero de Tain.
Tain...
Tain...
Yaptıklarından dolayı suçlu hissettiğini Tain'in öğrenmesini istemezsin.
No quiere que Tain sepa que se siente culpable.
Seninle benim tek düşmanımız var, o da Enabran Tain.
El único enemigo común que tenemos es Enabran Tain.
Her iki hükümette Tain'in planından haberdar olmadığını söylüyor.
Ambos gobiernos niegan conocer los planes de Tain con anterioridad.
Tain'i durdurmak için bir şey yapacaklar mı?
¿ Van a hacer algo para detenerle?
Her iki taraf da Tain'i durdurmak için bir yol bulmaya çalışacakları konusunda ısrarcı. Fakat biz arkalarına yaslanıp Tain'in başarılı olup olmayacağını görmek isteyeceklerini sanıyoruz.
Ambos dicen que están estudiando la forma de detenerle, pero creemos que están esperando para ver si tiene éxito.
Eğer Tain başarısız olursa.
Solo si no Io logra.
Görünüşe göre Tain'in başarılı olmasını istiyorsun.
Suena como si esperara que Tain Io lograra.
Tain başarılı olsa bile, Jem'Hadar intikam almak isteyecektir.
Incluso si Tain Io logra, los jem'hadar intentarán vengarse.
Sevgili Tain, ne yazık ki hata bizim yıldızlarda değil kendimizde. - Ne?
Me temo que la culpa, querido Tain, no es de nuestros astros sino nuestra.
Tain, komutayı al.
Tain, coge el mando.
Pek sayılmaz. Planı Tain yaptı.
Tain Io planeó.
Tain, gitmemiz gerek!
¡ Tain, debemos salir de aquí!
Enabran Tain burada yaşıyordu demiştin.
- Dijo que Enabran Tain vivía aquí.
Tain Garak'ın babasıydı.
- Tain era el padre de Garak.
Shania Twain be sürtükler!
♪ ¡ Oh Shawna Tain, putas!
Shania Twain be sürtükler!
# ¡ Oh Shawna Tain, perras!
# Tain't what you do #
Sino la forma en que lo hagas
# Tain't what you do #
No importa lo que hagas Sino la forma en que lo hagas
- Köprüye, Tain'i almaya. - Ne?
- A por Tain.
Belki senin için biraz pahalı bir ders olacak ama... bir dahaki sefere daha dikkatli olmayı öğrenirsin. Kesinlikle.
bueno, taiñ vez aprendiste una valiosa leccion y se mas cuidadoso la proxima vez si