Tamara tradutor Espanhol
690 parallel translation
Neden Tamara değil, neden Lisa değil?
¿ Por qué no Tamara? ¿ Por qué no Liza?
- T. CHERNOVA Panshin
Tamara CHERNOVA, Panshin :
Tamar ve Rustaveli'nin mezarının yerini bildiğini söyledin, değil mi?
¿ Es cierto que sabes, dónde están las tumbas de la zarina Tamara y de Rustaveli?
Dinle, hadi Kraliçe Tamar ve Shota'nın mezarlarını aramaya gidelim.
Oye, ¿ vamos a buscar la tumba de la zarina Tamara y de Shota?
Duvarlarında Kakheti'yi, avlanmaları, kutlamaları Tiflis ve Ermenistan'ın tarihini görebilirsiniz.
En sus paredes podemos ver pinturas sobre los georgianos, la cacería y las fiestas, sobre Tbilisi y la historia de Georgia, sobre la zarina Tamara,
Tamara!
¡ Tamara!
Bay ve Bayan Kusenov ve kızları Tamara.
El Sr. y la Sra. Kusenov y su hija Tamara.
Bayan Fawcett, Bay ve Bayan Kusenov ve kızları Tamara.
Sra. Fawcett, ellos son los señores Kusenov y su hija Tamara.
Başrollerde Donald Sutherland, Elliot Gould, Tom Skerritt, Sally Kellerman, Robert Duvall, Jo Ann Pflug, Rene Auberjonois, Roger Bowen, Gary Burghoff, David Arkin, John Schuck, Fred Williamson, Indus Arthur, Tim Brown, Corey Fischer, Bud Cort,
Con Donald Sutherland Elliot Gould, Tom Skerritt, Sally Kellerman, Robert Duvall Jo Ann Pflug, Rene Auberjonois, Roger Bowen, Gary Burghoff, David Arkin John Schuck, Fred Williamson, Indus Arthur Tim Brown, Corey Fischer, Bud Cort Carl Gottlieb, Dawne Damon, Tamara Horrocks, Ken Prymus, Danny Goldman Kim Atwood, Michael Murphy, G. Wood, Rick Neilan y Bobby Troup.
Tamara Willard görmüş, kaçırmayın diyor.
Tamara Willard lo vió y dice que es un robo.
Tamara Willard ne dedi?
¿ Que dijo Tamara Willard?
Tamara, adamı fikrini değiştirtmek için tuttu.
Tamara, él pagó para liberarte.
Tamara, bu aptallık olur, bana yardım edemezsin.
Tamara, eso es tonto, no podrás ayudarme.
Tamara, neden gelmek istiyorsun?
Tamara, ¿ por qué?
Tamara, ne oldu?
Tamara, ¿ qué sucede?
Tamara, bir şeyler söyle!
¡ Dí algo!
Julia, Natasha, Tamara ve Zinaida.'
A nuestro amado papá, de sus hijas, Yulia, Natasha, Tamara y Zinaida ".
Tamara Tiflis'te odadan odaya değiş tokuş yapıyor.
Tamara quiere cambiar su apartamento por otro.
Tamara'nın Tiflis'e gitmesine izin veremeyiz.
No dejaremos que Tamara se nos vaya a Tbilisi.
- Tamara Forristal.
- Tamara Forristal.
Dostum! Hala Tamara'ya asıldığını söyleme.
No me digas que aún tratas de salir con Tamara.
Tamara?
¿ Tamara?
Tamara? Tamara?
¿ Tamara?
Şimdi hangi cehenneme kayboldun?
¿ Tamara? ¿ Ahora adónde rayos fuiste?
Tamara, gerçek bir nikâh olacağını söyle.
Tamara, dile que será como un casamiento verdadero.
Çünkü bir Çek erkeği Rus karısını inkâr edilemez hakkı yüzünden reddederse çok - Çok yaz - - Çok yazık olur. - Tercüme et, Tamara.
Porque sería una gran lástima si un hombre checo le negara a su esposa rusa su in--inne- innegable derecho.
Söz veriyorum bu gece bir Rus Don Juan'ı gibi tutkulu olacağım.
- Traduce, Tamara. Prometo que esta noche seré tan apasionado como cualquier Don Juan ruso.
Tamara Komarova.
Tamara Komarova.
Nasıl gidiyor?
Soy Tamara. ¿ Qué tal?
Tamara, tatlım : Şunu açabilir misin?
- Tamara, ¿ me lo coges tú?
Tamara, gelenekçi biri olabilirim ama hep bayanların solucanlardan önce geldiğini düşünmüşümdür.
Tamara, tal vez sea tradicionalista pero, siempre crei que, primero las damas.
Yani Bayan Jacobs blöf mü yapıyor?
Así que Tamara se ha marcado un farol
- Sorun yok, Tamara. - Hayır, var.
No pasa nada.
Seni anlıyorum, Tamara.
No me engañas Tamara.
İyi geceler, Tammy.
Buenas noches. ... Tamara.
Selam, Tamara.
Hola Tamara.
- Selam, Tamara.
Hola Tamara.
yada Tamara, nasıl istersen.
O Tamara, como prefiera.
Tamara.
¿ Tamara?
Tamara, benimle herhangi bi zaman cıkmak istermisin, sinemaya falan gideriz?
Tamara, ¿ te apetece salir conmigo algún día? Podríamos ir al cine.
- Gayleri iyi tanıyormus. Tamara, ben top degilim.
Tamara, yo no soy... gay.
Sorun yok, Tamara. Böyle seyleri herzaman yapar.
Tranquila Tamara, hace estas cosas a menudo.
Tamara'nın bir kasedimi var sizde? Üzgünüm, Pacey.
Espera, de que estás hablando, ¿ has grabado a Tamara?
Of, adamım... biliyormusun, Dawson, bunu sana nasıl söyleyecegimi bilmiyorum, ama... O kahverengi saclı ve boynu kaslı cocuk, Tamara Jacobs'la olan cocuk o benim. - Hayır.
Tío, no sé cómo contarte esto, pero el tío de pelo castaño y cuello musculoso, el tío que está con Tamara Jacobs.. soy, soy yo.
- Hey, Tamara.
Hola Tamara.
Hangimiz, Tamara, ben ya da Bay.
¿ Con quién te vas a quedar?
Kaç yaşındasın, Tamara, 35 falan mı?
¿ Cuántos años tienes Tamara? ¿ Unos 35?
- Tamara, sakin ol.
- Tamara, tranquilízate.
Tamara mı?
¿ Tamara?
- Bir fincan istemediğinize emin misiniz?
- ¿ Seguro que no tamará una taza? - Estoy seguro.
Tam olarak benimde ona anlatmaya calıstıgım seydi.
Eso es lo que intento decirle yo, Tamara.