English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Tampon

Tampon tradutor Espanhol

1,032 parallel translation
Vakit gelmişti, pis tampon.
Ya era hora, cretino.
Üzerinde "Tampon" yazan kağıt Görmek zorunda kalma diye 8 galon su mu harcayayım?
¿ Quieres que desperdicie 40 litros de agua para que no tengas que ver la palabra "Tampax" escrita en un papel?
"Tampon" bile diyemedin.
Ni siquiera dices : "Tampax".
Bir arabada iki tampon, bir değil
Dos parachoques en un auto, no uno.
Sadece fiyat tavana vurur çünkü reşit değilsin ve şu Tampon Kraliçesi için fazladan vergi ödüyorum zaten.
Aunque la prima se dispare porque eres menor de edad y pague una prima especial por esta reina de los choques.
Bana bir külotlu çorap, terlik ve tampon alır mısın?
que vayan desde mis dedos hasta la barriga? .. ... Y algunos tampones.
Romulan İmparatorluğu ve Federasyon arasındaki bir tampon bölge.
Una separación entre el Imperio Romulano y la Federación.
Bira ve tampon reklamlarından başka bir şey yok.
Para anuncios de cerveza y de Tampax,
Ih, beni affedin fakat Neanderthal çümbüşünden önce gerçekten katkısı olur... Belki adamın tampon çıkartmasındaki "San Quentin'nin kalbiyim" yazısından söz edersem.
Uh, disculpen, pero antes que esta reunión de neanderthales... se salga de control... podría mencionarles que el tipo... tenía un adhesivo en el parachoques que decía "Yo estuve en San Quentin".
- Tampon yazısı gibi konuştun.
- Parece un eslogan.
Tuvalete gitmek için kalktığınızda, sizi takip edecekler ve size tampon yapacaklardır. Hep tampon yaparlar.
Cuando van al baño, los siguen y usan a alguien para pecharte.
Yemek süresince burunlarınıza tampon koymayı unutmayın.
No olviden taparse las narices para la cena.
Yemek salonu leş gibi çocuklarla dolu olacak. Burunlarınızda tampon olmazsa, kokuya tahammül edemezsiniz.
El comedor estará lleno de mugrosos niños y sin sus tapones, la peste será insoportable.
Bakalım, çatlamış ön cam, eritilmiş tampon, delinmiş radyatör ve bagajda diş izleri.
Veamos, parabrisas roto, guardafangos derretidos radiador perforado, marcas de dientes en la maleta.
Kıracağın o tampon radyatörüne girerse hapı yutacağının resmidir.
Si su paragolpes va para tu radiador, te dejara afuera.
Güzel, şimdi tampon aletini kaldırın.
Ahora saca el ensamblaje anti-golpes.
Tampon çekmecesinde.
- En el expositor de tampones.
Orada tampon bölge yok.
No hay zona de separación.
Tampon bölgeye ihtiyacım var.
Necesito un intermediario.
Aynı zamanda arkadaşlıkla ilgili ve yalnızlığa karşı bir tampon gibi bence.
También es compañerismo y creo que es un protector contra la soledad.
Böylece yağlar sinir hücrelerinde toplanır, arterlerde tampon oluşturur.
Se juntan en las células de los nervios, algo así como un racimo en las arterias.
Bir de tampon al bana.
Tráeme algunos tampones también.
"Diğer arabam ayaklarımdır" diyen bir tampon çıkartmak var mı?
tienes una etiqueta adhesiva que dice ¿ "mi otro coche son mis pies"?
Bu yüzden güzel Amerikan malı tampon çıkartmaları alıyorum.
Por eso siempre tengo de estas etiquetas adhesivas americanas para tenerla a la vista cuando la necesite.
Residual enerji tampon şarjını güçlendirmiş olmalı. Ve bu sayede Doku kaybını önledi.
La energía residual debió de amplificar el amortiguador impidiendo la degradación.
Tampon alanı jeneratörü yerleştirildi mi?
¿ Tenemos campos de amortiguación?
Enerji tampon koruması faal.
Ya funcionan los amortiguadores de energía.
Onların tampon programıyla korunduğunu sanmıştım, ama 500 yıl çok uzun bir bekleme süresi sanırım.
Creí que la protegería su programa de memoria, pero supongo que 500 años es mucho tiempo.
Ne kadar çok tampon var!
¡ Cuántos tampones!
Tampon açıklığı en az on inç olmalı.
La distancia del paragolpes tiene que ser de al menos 25 centímetros.
Bir eczanenin önünden geçersen bana sakinleştirici, tampon ve C vitamini al.
Si pasas por una droguería, me consigues algún valium, tampones y vitamina C.
Tampon mu dedin?
¿ Dijistes tampones?
Ona üstünde "Sünnet oldum" yazan tampon çıkartmasını almamasını söylemiştim.
La disuadí de la calcomanía "Preguntma acerca de mi circuncisión".
Motorun güç emisyonlarını değiştirebilir ve yayıcı bobinlerin etrafına tampon yerleştirebilirim.
Podría modular la propulsión de los motores e instalar barreras alrededor de la bobina emisora.
Tampon da ister misin?
¿ tampones?
Tampon etiketi işindeyim.
Estoy buscando un eslogan para una pegatina.
Birkaç yıI sonra duydum ki o adam bir tampon sloganı bulmuş ve onunla çok para kazanmış.
Después oí que ese hombre había usado ese eslogan y había ganado una fortuna con él.
Sağ karıncıkta bir kurşun var. Tampon.
- Tiene una bala en el ventrículo izquierdo.
Son zamanlarda süper tampon koymak zorunda kalırdım.
Yo uso ahora supertampones.
Biraz daha tampon çıkartması alabilir miyim, lütfen, ahbap?
¿ Me puedes dar más pegatinas, por favor, tronco?
Benim kuantum matrisimi sizinkiyle eşleştirmek için ışınlayıcının tampon belleğini kullanabiliriz.
Podríamos usar el alterador molecular para igualar mi matriz cuántica.
- Leonesse'i tampon olarak istiyor.
- Quiere a Leonesse como una valla. - Quiere a Camelot.
- Tampon.
- Una pulidora.
Centauri Cumhuriyeti'nin etrafında bir tampon bölge oluşturmak savaş çıkması ihtimalini düşürecektir.
Establecer un terreno de nadie alrededor de la Republica Centauri reducirá tensiones y decrecerá el riesgo de conflictos.
Senin tampon bölge dediğin şeye Draziler işgal diyor!
Ustedes lo llaman zona de parachoques. Los Drazi lo están llamando invasión.
Dün gece bana bir tampon masajı yapmayı denedi.
Anoche quiso darme un golpe.
- Yeni tampon.
- Cae la tensión.
Sana Mercedes imin ön tampon tamirinin ve küçük bir yerli arabanın arka tamponunun faturasını getirdim.
Aquí esta la factura por reemplazar la rueda delentera de mi Mercedes y la segunda por reemplazar el parachoques trasero..
Tampon!
La palanca.
Üzerinde tampon çıkartması :
Con unos stickers de auto pegados...
Bu tampon hiza dışı.
Este amortiguador está desalineado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]