English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Tanırdım

Tanırdım tradutor Espanhol

3,079 parallel translation
Eskiden anneni çok iyi tanırdım.
Conocía bastante bien a tu madre.
- Babasını daha iyi tanırdım.
- Bueno, conocí más a su padre.
Ben onu tamamen iş icabı tanırdım.
Le conocía, pero solo profesionalmente.
Bir zamanlar bir Sage tanırdım.
Conocía a Sage.
Anneni tanırdım.
Conocía a tu madre.
Cathy'i tanırdım.
Yo lo sabía Cathy.
Ray ve Trevor'ı tanırdım.
Conocí a Ray y a Trevor.
Eve'i tanırdım ve söylemem gerekirse annen bir kaltaktı.
Conocí a Eve y honestamente tu mami era una ramera.
Ben seni tanırdım, baba.
Yo te reconocería papi.
Aslında gelecek vaat eden mücrimlerimize yükselme imkanı tanırdım ; fakat senin için bir istisna yapacağım.
Suelo dejar hacer su trabajo a los aspirantes a delincuentes... -... pero haré una excepción por ti.
Lisede böyle kamyonu olan bir çocuk tanırdım.
Conocía a un chico que tenía una furgoneta como esa en el instituto.
Babamı çok az tanırdım, sürekli yurt dışındaydı.
Apenas conocí a mi padre, vivió mucho en el extranjero.
Braid enteresan bir oyun Bu kadar başarılı olmasına şaşırdım.
Braid es un juego interesante me sorprendió que fuera tan exitoso como lo fue.
Ama ben onlara saplantılıydım. ... Karnıma ağrılar girerdi ve okuldan eve dönmek zorunda kalırdım.
Pero estaba tan obsesionado con ellas que me daban dolores de estómago y tenía que volver a casa de la escuela.
Ve şifrelemeyi kırdığımız zaman iddiamız o kadar da dayanıksız olmayacak.
, Su Señoría. Y cuando decodifiquemos los contenidos, nuestra demanda no será tan sin fundamento.
1964 yılında Bruce Lee'yi nunçaku ile tanıştırdım.
1964, que introdujo los nunchucks a Bruce Lee.
Geçen akşam Mimi beni o kadar insanın içinde seçtiğinde ve sizle tanışmayı isteyip istemediğimi sorduğunda şaşırdım.
Cuando Mimi me sacó de la multitud, la otra noche... Y me preguntó si quería conocerte...
"Üstelik sizi ben tanıştırdım!"
"Más encima, yo te la presenté!"
" Evet sizi ben tanıştırdım.
" Sí, te la presenté yo.
Evet, kocanı tanırdım.
Pero conoces a Todd. Sí.
Eğer gerçekten tanımasam, kardeşinin Nikola ile flört ettiğini sanırdım.
Si no la conociera, diría que tu hermana está coqueteando con Nikolai.
Sizi bu kadar erken uyandırdığım için özür dilerim.
Señor... siento despertarlo tan temprano.
Sizide Sahneye Alır Ve Buradaki Kalabalığa Tanıtırdım..
Te hubiera subido al escenario y te hubiera presentado ante todos.
Çok iyi tanırdım.
Bastante bien.
Burada olduğuma ben de şaşırdım.
Estoy tan sorprendido de estar aquí como tú.
Senin iyi takdirlerini yeniden almanın bu kadar kolay olduğunu bilseydim Tyler'ı çok uzun zaman önce patlatırdım ve sonsuza kadar mutlu yaşayabilirdik.
Si hubiera sabido que era tan fácil recuperar tu cariño hubiese ayudado a Tyler hace bastante tiempo y hubiéramos vivido felices por siempre.
Sonra sizinle tanıştım Bay Shue ve neler kaçırdığımın farkına vardım.
Y entonces le conocí, Sr. Shue, y me di cuenta de lo que me estaba perdiendo.
Halkın kayıtlarının tutulduğu veritabanında araştırdım ve ismini bilmemiz kadar iyi oldu, belki iyiden bile iyi.
Los introduces en una base de datos pública, y es tan bueno como un nombre, incluso mejor.
Babanı tanıdığımı sanırdım.
Pensé que conocía a tu padre. Yo también.
Sen benden tanıştırmamı istedin, ben de tanıştırdım.
Tú me pediste una introducción y eso es lo que te doy.
Seni oğlumla tanıştırdım!
¡ Conoces a mi hijo!
Sanırım birbirimizden çok hoşlanırdık ta ki seni tanımaya başlayıp çatıdan aşağıya atana kadar.
Supongo que nos hubiéramos gustado mucho el uno al otro hasta que te conociera y te tirara desde el tejado.
İlk feminist, batının entellektüel geleneğini kadınların uygunsuz tasvirleri,... kuramsal kadın düşmanları ve genel olarak kadın haklarının yetersiz tanıtımından dolayı eleştirmek üzerine çalışırdı.
Los primeros trabajos feministas critican la tradición intelectual occidental por su cuestionable representación de las mujeres, sus teóricos fundamentos misóginos, y su generalmente inadecuada representación de las voces femeninas.
Görünüşüme çok takıntılı olmasam katılırdım Chris.
Bueno, lo haría, Chris, si no estuviera tan obsesionado con mi figura.
Tanrım, neden bu kadar dırdırcı?
Dios, ¿ por qué tiene que ser tan gruñona?
İlk önce onu tanımış olsaydım bunu ziyan etmemeye çalışırdım.
Sí, y si lo hubiese sabido en la primera habría sabido cómo no arruinarlo.
Sizi tanıştırırdım, ama zamanını boşa harcamanı istemem.
Te lo presentaría pero no quiero hacerte perder el tiempo.
Emmet bitki ve hayvanları tanırdı ama ben insanları tanırım ve insanları temelinde pisliktir.
- Él quizá sabía mucho de plantas, animales y todas esas cosas, pero yo sé cómo es la gente ; Emmet- y la gente en esencia es- -
Ben kaldırdı ve... Ben kaldırdım ve benim için Onun için düşünüyorum Benim için olduğu gibi zor gibi.
Creo que fue tan difícil para el como para mí.
Seni Marty'yle ben tanıştırdım.
Yo te presenté a Marty.
Sandığınız kişiyle dün gece tanıştım ve biraz içtik, korkarım biraz fazla kaçırdık. Sabah uyandığımda giysilerimi, eşyalarımı ve cüzdanımı çalıp hiç bir açıklama yapmadan gitmişti.
Y bebimos unos tragos, me temo que demasiados, y entonces, hoy cuando desperté, me dí cuenta que me había robado mis ropas y mi equipaje... y mi billetera, y se fue sin dar explicaciones.
Sıcak bir kış gününden daha sıkıcıymışım. Öyle inanılmaz bir hızla hakaret yağdırdı ki sanki bütün bir ordu beni hedef almıştı.
Que era más aburrido que un gran deshielo y me insultó tantas veces y tan rápidamente que me quedé paralizado.
Şahsen ben de çok şaşırdım, ne diyeceğimi bilmiyorum.
Señor, cálmese. Estoy tan sorprendido que no sé qué decir.
Sona yaklaştığımı hissediyorum. Acil durum sinyalini çalıştırdı.
Tan cerca que lo puedo sentir.
Doğrusunu söylemek gerekirse ona bu kadar sert çıkmana şaşırdım doğrusu.
Honestamente estoy un poco sorprendido de que lo estés juzgando tan severamente.
Onu çok iyi tanıdığımı sanırdım.
Pensaba que lo conocía muy bien.
" Singapore'dan vapurla seyahet ederken benim yeteneklerime sahip olduğunu fark ettiğimde şaşırdığım Hasegawa adındaki Japon bir doktorla tanıştım.
"Viajando en un barco a vapor desde Singapur, conocí a un doctor japonés de nombre Hasegawa, que me sorprendió al descubrir que compartía mis habilidades".
Facebook'tan mesaj atmana çok şaşırdım.
Me sorprendió saber de ti en Facebook.
Facebook'tan mesaj atmana çok şaşırdım.
- Me sorprendió saber de ti.
Evet, ama annesinin konuşma tarzından, yani onun bu kadar uzun süre uzakta olmasının sorun olmamasına şaşırdım.
Sí, pero por la forma en la que su madre habla... Me sorprende que esté de acuerdo con que vaya tan lejos todo el tiempo.
Öyleydim ama fark ettim ki orası Nora'la tanıştığım, ona kur yaptığım ve ilk kez birlikte olduğumuz ve bana onu ve işleri nasıl batırdığımı hatırlatan bir yer.
Pero sucede que el lugar donde conocí, cortejé e... intimé por primera vez con Nora es un enorme recordatorio de ella y de como la cagué.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]