Tecrübe tradutor Espanhol
2,304 parallel translation
Yoksa biraz tecrübe kazandın diye emirlerime mi uymuyorsun?
¿ O su cabeza se ha vuelto más grande, de manera que ya no escucha más lo que digo?
Bunu ilk elden tecrübe ettiniz, değil mi? Çünkü eviniz kısa süre önce piyasaya düştü.
"Con su experiencia de primera mano, ¿ Quiere vender su casa?"
Uzun bir hayat yaşayacaksın, bir sürü arkadaş, bir sürü tecrübe edineceksin.
Vas a vivir mucho tiempo. Vas a tener muchos amigos, muchas experiencias.
Tecrübe ettiğin her şey duşta aklına gelip dişini fırçalarken giden her fikir... Hepsi aklında onları bulman için bekliyor.
Cada experiencia que has tenido, cada idea que se te ocurrió en la ducha y luego se te fue mientras te cepillabas los dientes... está todo allí para ti.
İlk önce tecrübe etmeliyim.
Necesito vivir el amor antes, ¿ sabes?
Erkeklerin her türünü tecrübe ettik.
Hemos experimentado con todo tipo de hombres.
Burada tecrübe konuşuyor tatlım.
El punto es que soy la voz de la experiencia.
Tamamen farklı bir tecrübe.
Y Colin Leahy.
Biraz tecrübe kazanana kadar.
Hasta que adquiera experiencia.
Wu Dao, İnsanların tecrübe edinmesi ve pratik yapması gerekir
WuDao, la gente necesita un montón de experiencias y la práctica
Bunu odaların birinde buldum ve düşünüyorum da bu akşam dini bir tecrübe yaşayacağım.
Encontré esto en una de las habitaciones y creo que esta noche voy a tener una experiencia religiosa.
"Göz korkutucu büyüklükteki bu dildoyla dini bir tecrübe yaşamak bunu özel bir nesneye dönüştürür mü?"
"¿ Tener una experiencia religiosa" con este intimidante y gran consolador lo transforma en un objeto sagrado? "
Ama aslında bunu malum kabuğun dışında birisiyle tecrübe ettiğinizde çok ilginç gelir, çok tatmin edicidir.
Quiero decir, es un poco como con tus padres, es como una de esas cosas que son porque si, porque creciste dentro de eso, pero en realidad cuando lo experimentas con alguien más, fuera de ese circulo, es muy interesante, muy gratificante.
Bizimle yapacağınız bu seyahatte eşi benzeri olmayan ve hayat değiştiren bir tecrübe kazanacaksınız.
Daremos a nuestros viajeros una experiencia única y transformadora.
- Sadece tecrübe için bile yapardım.
- YO LO HUBIERA HECHO POR LA EXPERIENCIA.
Dünyada senin şu anki ruh hâlini tecrübe etmemiş tek bir kadın bile yoktur.
No hay ni una mujer que no haya estado en tu situación.
Seçilmiş bir ailenin ve kişilerin yanında kendisini yetiştirmek ve tecrübe kazanmak için.
Bueno, para educar. Para ser parte de un nuevo experimento valiente con una familia real, con personas reales con quienes el público se identifique.
Kevin Thorpe "Barış Gönüllüleri" ne girdiğinde ne güzel bir tecrübe yaşayacak diye methedip durdunuz.
Cuando Kevin Thorpe entró en Peace Corps, no podíais parar de delirar sobre la increíble experiencia que iba a ser para él.
Tecrübe konuşuyor gibi.
Suena a la voz de la experiencia.
Bu iş tecrübe gerektirir.
Todo viene con la experiencia, de veras.
Tarih, tecrübe, romantik komediler.
Antecedentes históricos, experiencias, comedias románticas.
Henüz yeni olduğumu biliyorum ama tecrübe eksikliğimi klişelerle kapatacağım.
Lo que me falta en experiencia lo compenso con clichés.
Yeşil odayı NBC tecrübe mağazasına çevirdi.
Convirtió el salón verde en una tienda de NBC.
Yakında diğer taraftaki gibi buradakiler de aynı kaybı tecrübe edecek.
Pronto todos aquí experimentarán pérdida de la forma en que todos lo hicieron al otro lado.
Yakında diğer taraftaki gibi buradakiler de aynı kaybı tecrübe edecek.
Aquí pronto todos experimentarán las pérdidas de la misma forma que todos los de allá.
Araştırmacılar psikoloji bilimin sınırlarında gezen çeşitli keşifler peşindeymiş mesela "duyu ötesi algı" veya "bedendışı tecrübe" gibi.
Los investigadores estaban explorando una variedad de conceptos de la franja psíquica tales como Percepción Extra Sensorial, experiencia fuera del cuerpo.
Farklı zevkleri tecrübe etmek istiyordur diye sanmıştım.
Pensé que ella estaba pasando por algún tipo de fase experimental rara.
Bence kendileri dışarıda bunu tecrübe etmelerindense onlara içkiyle baş etmelerini öğretmek iyi bir fikir.
Creo que es una buena idea enseñarle a los chicos como manejar el alcohol antes de que salgan por ahí y cometan una idiotez por ellos mismos.
Evine varıp gerçek bir'kim takar'tipi ev hanımı olmayı mı tecrübe edeceksin?
¿ Vas a irte a casa... Y vivir indirectamente través de una verdadera dueña de casa de que-da-una mierda?
Şimdi ise, kendini sırf benim beğenmeyeceğimi düşündüğün bir tecrübe yüzünden her türlü tehlikeye kendini öylece atıyorsun.
y aún así te pones en todo tipo de peligros para impedirme tener una experiencia que temes sea desagradable para mi.
Özellikle ilk öldürdüğün zaman güven bana, asla tecrübe etmek istemeyeceğin bir şeydir.
Y la primera vez... Creeme, es algo que no quieres experimentar.
Ama belki Meclis Üyesi Gibbons'ın beni astımla yatmakla suçlamayı seçmesinin sebebi kendisinin tecrübe sahibi olduğu bir konu olmasındandır.
Pero quizás el concejal Gibbons escogió acusarme de acostarme con un subordinado porque es un tema del que tiene cierta experiencia.
Bi süre sonra tutkuyu tecrübe ettiler
Después de algún tiempo, ella descubrió la pasión.
Kadın yaşamını tecrübe ediyorum.
Estoy experimentando el estilo de vida femenino.
Yeni bir tecrübe olacak ama tarifsiz bir yakınlık hissedeceksin.
Será una nueva experiencia. Pero una que encontrarás trae una intimidad indecible.
Ama herkesin kendi bedeli var Çok farklı bir tecrübe bu
Cada región tiene sus propios ingredientes... que le dan un sabor y una experiencia sensorial diferente.
Gerçekten, bedensel olarak çok zor bir tecrübe yaşıyorum.
Estoy teniendo una experiencia nefasta.
Annen bu anı yıllar önce tecrübe etti.
Tu madre lo hizo hace tantos años.
Michael, karşımızda açıklayamadığımız, Birşeyler tecrübe etmiş kaç kişi var
Michael, todo lo que tenemos aquí, fue una experiencia de algunos habitantes con algo inexplicable.
Tecrübe kazanmanızın bir yoludur. Bir insan olarak sizi tamamlar.
Te conviertes en una persona entera de un modo diferente.
Kabare servis elemanları. Tecrübe gerekli değildir.
ACOMPAÑANTE DE CABARET NO SE NECESITA EXPERIENCIA
Kendi özel işine başlamadan önce biraz tecrübe kazanmasının faydalı olacağını düşündük. Ona söz vermeyecektim ama sanırım veriyorum.
muy tenaz y pensamos que sería muy útil para él adquirir algo de... experiencia antes de ejercer la práctica privada por lo tanto yo no esperaba que él dijera nada pero pienso que lo hará. ¿ Bobby?
Yasaları aşağı gören insanların genellikle onları açıkça ihlal ettiğini görmek tecrübe ettiğim bir şeydir.
ha sido mi experiencia que las personas que muestran desprecio abierto por la ley generalmente la han quebrantado.
Tecrübe konuşuyor burada.
Hablo por experiencia propia.
Ve yanlış erkeklerden uzak durmak için tecrübe kazanmayı.
Y experiencia, para mantenerme lejos de los tipos equivocados.
Kendini yörüngeye fırlatıp neredeyse UUİ'yi yok etmiş olman tecrübe olarak nitelendirileceğinden emin değilim.
No estoy segura de que lanzarte a órbita y casi destruyendo la eel cuenta como experiencia.
- Elbette, ilginç bir tecrübe olacak.
- Por supuesto, eso será interesante.
Bu tecrübe bana hayatı birazcık yaşamam gerektiğini farkettirdi.
Dos veces. - Sí. Esta experiencia hizo que me de cuenta que... que necesito vivir un poco.
Tecrübe, özellikler.
Calificado, con experiencia.
Ve geçtiğimiz yıl sıradışı bir tecrübe yaşadık
Y por el año pasado Nueva Ciudad también ha sido parte de un asombroso experimento.
Tecrübe önemli sonuçta
¿ Que tienen experiencia con gente como yo?