Tenten tradutor Espanhol
119 parallel translation
Tenten filminde profesör Tournesol...
Aquí el profesor Tournesol, en el film de Tintín...
Merhaba, ben de Tenten, gazeteciyim.
Encantado, soy Tintín, reportero.
Eveet, gazeteci Tenten,
Abra bien sus oídos.
Ne yani! Bu kadar yolu uçarak arkadaşımız Tenten'i tutuklamak için mi geldik?
Hemos hecho todo este viaje para detener a nuestro amigo, Tintín.
Tenten polisin elinden kurtuldu ve muhtemelen Kahire'de Sarcophagus ile buluşacak.
El periodista se ha escapado, hay que encontrarle y hacerle desaparecer.
Tenten Kahire'ye doğru gidiyor.
Tintín se dirige al Cairo.
O adamın Tenten'in bir arap gibi giyindiğini söylediğinden emin misin?
Según tu informador, Tintín está vestido de beduino.
Tenten. Tanıştığıma memnun oldum.
Tintín, reportero, encantado.
Tenten, uyan!
¡ Tintín!
Ben Tenten. Lütfen oturun Bay Tenten.
Siéntese, por favor, Sr. Tintín.
Tenten!
¡ Tintín, socorro!
Tenten uzaklarda değil. Kaptan Haddock'u canlı ele geçirin!
No me importa como, pero quiero a Haddock...
Dedektifler, - Benim, Tenten.
- Pero, si soy yo, Tintín.
Son kez soruyorum, Tenten nerede?
Por última vez, ¿ dónde está Tintín?
Tenten, adamım, seni gördüğüme çok sevindim!
¡ Tintín, amigo mío, estoy tan feliz por verte!
Tenten!
¡ Tintín!
Eğer Tenten olmasaydı bunların hiçbirini başaramazdık.
Asi es, señores, sin la ayuda del Sr. Tintín ni de sus amigos, no hubiera sido posible
Teşekkürler, Tenten.
Gracias a usted, Sr. Tintín.
Bırakın Tenten konuşsun.
Deja hablar a Tintin.
- Ne diyorsun Tenten?
- ¿ Entonces qué piensas, Tintin?
Tenten, bir ateş yakalım.
Tintin, hagamos un fuego.
Tenten?
¿ Tintin?
Görebiliyor musun Tenten?
¿ Tú lo ves, Tintin?
- Ne yapacaksın Tenten?
- ¿ Qué vas a hacer tú, Tintin?
Tenten'i alalım.
Llevaremos a Tintin.
Tam bir Tenten hayranıydım.
Era un gran fan de Tintín.
Bana Tenten'i hatırlatıyor.
Me recuerda a Tintín.
Tenten dergilerim onun olabilir.
Le dejo los tebeos de Tintín.
Ten-ten?
¿ Tenten?
Tenten, sağdakini hallet.
Ten - ten, encárgate de los ninja de la derecho.
Lütfen, Bay Tenten. Burada sizin hakkınızda konuşmak için bulunmuyoruz.
Vamos, Sr. Tintin, no estamos aquí para hablar de ti.
Ama Tenten orta ve uzak mesafeli saldırılar yapabilen, yetenekli bir silah uzmanı.
Tenten es una especialista de las habilidades de armas, es capaz de hacer ataques de mediano y largo alcance.
Tenten hariç mi?
A diferencia de, digamos, Tintín.
Tamam. Asla Tenten'i sevmedim.
Muy bien, nunca me gustó Tintín.
- Her zaman Tenten'i sevdim
- Siempre me gustó Tintín.
Son olarak da iki parşömene sahip olamasalar da harikulade bir performans sergileyip terfi için gereken niteliklere sahip olduklarını gösteren Lee ve Tenten de chunin oldular.
los que no reunieron los dos pergaminos necesarios... Reconociendo que a pesar de todo realizaron un trabajo espléndido y una enorme habilidad... están calificados como chuunin.
Tenten-san, ihtiyar nineler gibi konuştun resmen. Hinata, utanıp saklamanı gerektirecek bir neden yok ki!
suenas como una anciana. no tienes por qué estar avergonzada.
Bart, Belçika'dan bu kadar nefret ediyorsan, belki de senin Tenten kitaplarını atmalıyım!
Bart, si odias mucho a Belgica, debería tirar tus muñecos de "Tintin"
Tenten, sen de bizi koru!
¡ Tenten, cúbrenos!
Tenten, zincir çıkarabilir misin?
Tenten, ¿ puedes darme algunas cadenas?
Tenten!
¡ Tenten!
- Tenten!
¡ Tenten!
Afedersin Tenten.
Disculpa, Tenten.
- Tenten. Ben Wally.
- Tenten, soy Wally.
Tenten benim için Muhammed Al Fayed'le bir görüşme ayarladı.
Tenten me concertó una cita con Mohammed Al Fayed.
- Bana bak Tenten, odaklan olur mu?
- Escucha, Tintín, concéntrate, ¿ bueno?
- Bu Büyük Tenten'in kız kardeşi.
Marie, ¡ es la hermana de Tintín Great!
Tenten hangi delikte acaba?
Pero, ¿ dónde diablos estará Tintín?
Tenten!
- ¡ Tintín!
- Oh be, Tenten!
- ¡ Tintín!
Teşekkürler Tenten.
Gracias, Tenten.