Tepe tradutor Espanhol
1,203 parallel translation
Her şeyin tepe taklak olması, tamamen benim hatam mı?
¿ Que es todo culpa mía, la manera en que resultó todo?
Ben, Ewell ve Gordon... karanlıkta, lanet tepe boşken aptal gibi durduk.
Yo y Ewell y Gordon todos en posición en la oscuridad como idiotas
Lanet tepe bomboştu.
Esa condenada y sangrienta colina estaba desnuda como su maldita y sangrienta cabeza.
Bu alçak tepe güneye eğim yaparak aşağı iniyor.
Después se curva al Sur y baja por esta colina.
O tepe dik ve kayalık.
Esa colina es escarpada y rocosa.
- Oldukça dik bir tepe.
- Es una colina escarpada.
Küçük Yuvarlak Tepe. Savunduğunuz yerin adı bu.
Esta es "Little Round Top" Es el nombre de la colina que defendió.
Gitmekte olduğunuz büyük tepenin adı ise, Büyük Yuvarlak Tepe.
La grande a la que subirá es la "Big Round Top" ¿ Sí?
Tepe gökyüzünde döner durur.
El tope da vuelta al cielo.
Tepe toprakta döner durur.
El tope da vuelta debajo de tierra.
Bir tepe var.
- Tenemos una colina ahí.
Bunu mümkünse bir de, tepe kamerasından alabilir miyiz?
¿ Sabes qué? ¿ Podemos hacer la toma una vez desde el inicio para las cámaras?
Dağ tepe gezmek, esnek çalışma saatleri.
Caminar por las montañas y el horario flexible.
Sonraki hatırladığım şey, tepe taklak olmamdı.
Y, de repente, volqué.
Fakat sen Prem ( Ask ) ile karşılaşınca tepe taklak olup ona aşık olacaksın!
Pero cuando conozcas a Prem.. ... quedaras perdidamente enamorada de el!
Tepe tepe kullanın.
Es toda tuya.
Bence cinsel devrimin tepe noktasının sona erdiği gerçek. Artık herhangi biriyle yatağa girmiyorum.
Creo que es verdad que el clímax de la revolución sexual ha pasado.
Tepe taklak olmuş gibi.
Creo que está al revés.
Kaptana söyleyin, tepe yelkenleri indirmeliyiz.
Decidle al capitán que hay que arriar la gavia.
Rakunlar bunu, kızgınlık ve hüzün içinde seyrettiler ve bölgeye "Yüzsüz Tepe" lakabını taktılar.
Los mapaches estaban tristes y muy enfadados. Llamaron al lugar "Las Colinas Decapitadas"
Yaşadığı ormanın yarısından fazlası, "yüzsüz tepe" ye dönüşmüştü.
Más de la mitad de lo que había sido su bosque, se había convertido en "Colinas Decapitadas".
Burada ufak bir tepe var, dikkat etsen iyi olur.
Aquí hay una lomita. Anda con cuidado.
Pasifik okyanusuna bakan bu tepe üzerinde ölümcül bir manzara...
Desde esta pendiente sobre el océano Pacifico, está el lugar de la muerte de...
Teknoloji borsası tepe taklak olmuş.
Ayer hubo una baja en la Bolsa.
Bundan dostumsun anlamı çıkmasın... ama McComb'u tepe taklak görmek istediğimden beri, seni haklı varsayıyorum.
Ni como tú. Pero como odio a McComb, te daré la oportunidad.
Neyse ki, bir karınca tepesi sayesinde sarsılarak durduk. Ve tepe darbeye dayandı.
Afortunadamente pudimos ser frenados por un hormiguero que sobrevivieron al impacto.
Kavis yuvarlanan tepe için.
Una curva es la ladera de la colina.
Kare kökler, atomu parçalamak, Everest Tepe'sine tırmanmak.
Una raíz cuadrada, la fisión del átomo escalar el Everest...
Bir tepe ne zaman dağ olur?
Cuando una colina ¿ se convierte en una montaña?
Bir tepe veya etek değil!
Esto no es una estribación.
Alplerde olsa bile bizim dağımız Tepe olarak adlandırılamaz.
En Los Alpes, esto no sería un cerro.
Tepe mi?
¿ Es una colina?
- Tepe?
¿ Una colina?
O bir... Tepe.
Es una... colina.
Bir tepe.
¿ Una colina?
toprağı şuradan alıp buraya tepe yaparız.
Se creaban colinas con la tierra.
Cardiff'ten kuzeye gidersen, gözlerin ilk dağı arasın... tepe değil, dağ... Ve onu yapan bu insanların çocukları.
Viniendo del norte de Cardiff, buscar la primera colina, no exactamente una colina mejor una montaña, y los hijos de la gente que la han construido.
Tepe yakınında Durga ile karşılaştılar.
Habían abrazado Durga cerca de las colinas.
Ne sarp bir tepe ama! Daha ne kadar çıkacağım böyle?
Menuda cuesta. ¿ Hasta dónde querrá llegar?
Tepe tepe!
Montañas de oro.
Ben Duh'sün arka tarafında küçük bir tepe var.
Hay una pequeña cañada al otro lado de Ben Duh.
- Tepe lambası burada. - O-oh!
Aqui tienen la luz de cama.
İnandığım her şeyi tepe taklak etmemi istiyorsunuz.
Quieren que cambie todo aquello en lo que creo.
- Bu, iki tepe arasında olağanüstü bir benzerlik.
Hay una semejanza notable entre los dos riscos.
Fletcher ve tepe demiri gibi.
Mira lo de Fletch y el lingote.
Ruth'dan tepe demiri çaldı.
- Que se lo robó a Ruthie.
Durdum tepe başında, heyecanımdan değil taze bir ölümün soluğu uğruna.
" Me paro en una colina, no por el júbilo Sino por una bocanada de una matanza reciente
Ya da rock'n'roll tepe noktası.
O el otro extremo del grunge del rock and roll.
Tepe noktaları en az 12 kilometre yüksekte olmalı.
Seguro que alcanzan los 12 km.
İltifat gibi olacak ama Genetiği biraz tepe taklak olmuş.
Lo felicito. Es un triunfo del ejercicio sobre la genética.
Bir tepe?
¿ Una colina?