Terk edilmiş tradutor Espanhol
2,225 parallel translation
Daha önce hiç terk edilmiş mi?
¿ Ha sido alguna vez rechazado?
Çocukken, uyuşturucu bağımlısı annesi tarafından terk edilmiş. Çocukluğunun geri kalanı koruyucu aile sisteminde harcanmış.
Abandonado por su madre drogadicta cuando era niño pasó el resto de su niñez en hogares de acogida.
- Şu terk edilmiş mekânda mı?
¿ El sitio abandonado?
Terk edilmiş bir evde. Cidden mi?
En una casa abandonada.
Neyi, berduşlar gibi terk edilmiş bir evde yaşadığımı mı?
¿ El qué? ¿ Qué estoy viviendo en una casa abandonada como un vagabundo?
Dağlarda daha yükseklere tırmandığımız için hayallerini takip ederken ölen adamların hayaletleri tarafından istila edilmiş antik madenlerden ve geldikleri dünyadan terk edilmiş paslı arabalardan geçtik.
Como trepamos más alto En las montañas, yo que dejamos entrar minas del anciano Embrujado por los fantasmas de hombres que morí persiguiendo sus sueños... Y los autos abandonados herrumbrándose de regreso En la tierra de la que ellos vinieron.
Hedef, eski ve terk edilmiş bir tuğla fabrikasında olacak.
El objetivo... una antigua fábrica de ladrillos abandonada.
LAPD, çevreyolundan birkaç blok ötede terk edilmiş mavi Sedan bulmuş.
El departamento de LA encontró el sedán azul abandonado a unas manzanas de la autopista.
Eski aşığının evinin önünde her gece bekleyen terk edilmiş bir kadın onu nasıl yok edeceğini düşünüyordu.
Una mujer despechada se estaciona afuera de la casa de su ex amante en la madrugada, ¿ pensando en cómo acabar con él?
Şu hırsızın kaçtığı kamyonet var ya? Queens'te bir ara sokağa terk edilmiş.
La camioneta que el ladrón usó para huir apareció en un callejón de Queens.
Bu durum senin kızgınlığını ve düşük özgüvenini açıklıyor ayrıca güzel görünme isteğini. Terk edilmiş olduğun giysilerinden belli oluyor.
Y el deseo de sentirte bonita después de haber sido rechazada explica la ropa.
- Araç terk edilmiş ve adli tıptan arkadaşlarımızın onu incelemesi gerek.
- Ha sido abandonada. Y necesitamos a los de criminalística en esa camioneta.
Söylemeliyim ki, terk edilmiş bir evde kalan sevgilinin avantajları da var.
Tener un novio que vive solo en una casa abandonada tiene sus ventajas.
Bu yer kesinlikle terk edilmiş.
Este lugar está definitivamente desierto.
Özel eğitim öğretmenliği yapıyorum, terk edilmiş köpeklere bakıyorum ve boş zamanlarımda kör çocuklara kitap okuyorum. O 2010'daki halimizdi tamam mı?
Soy profesora de educación especial, madre adoptiva de un perro, y en mi tiempo libre, interpreto las tiras cómicas para niños ciegos.
Terk edilmiş kağıt fabrikası.
¿ Una fábrica de papel abandonada?
Terk edilmiş araçta bulduğumuz izlere bakılırsa, Son Hyuk buradaymış.
En base a las huellas que se encuentran en el auto... que abandonaron, parece que Son Hyuk está aquí.
Kendimizi tamamen terk edilmiş ve yok olmaya bırakılmış hissettik.
Nos sentimos completamente abandonados. Nos dejaron.
Aşağıdaki terk edilmiş metro istasyonunun tavanına açmışlar deliği.
Y han abierto un túnel en la estación de metro abandonada de abajo.
Ridge Canyon Gölü yakınında terk edilmiş bir arazi aracı bulundu.
Se ha encontrado un todoterreno abandonado cerca del lago Ridge Canyon.
Terk edilmiş bir evde, geceleyin, 10 dönümlük bir arazide yalnızdım.
Estaba en esa casa abandonada, en la noche, rodeada de campos.
Terk edilmiş.
Es un barrio marginal.
Vega'nın yeri, Tenth Sokağı'nda terk edilmiş bir garajda.
Vega está en un propiedad abandonada en la calle Tenth.
Pantolonu çıkarılmış ve ölüme terk edilmiş.
Sus pantalones estaban bajos ; Había sido golpeado hasta morir.
Terk edilmiş bir evde her gün Chul ile buluştuk.
Nos reuníamos con Chul cada día en una casa abandonada.
Dürüst olmak gerekirse, bundan sonra, terk edilmiş bir evde yaşıyor. Günlerce uyuyamadım.
Sinceramente, después de lo que ocurrió en la casa abandonada, no pude dormir durante días.
Ama her gün Chul ile terk edilmiş evde buluştuk.
Pero fuimos a la casa vacía para reunirnos con Chul cada día.
Kahretsin. Bu terk edilmiş ev neredeydi?
¿ No era aquí donde estaba la casa abandonada?
- Mick Jagger'ın terk edilmiş benzinliğine o yüzden götürdüm.
- Por eso te llevé A la estación de gasolina abandonada de Mick Jagger
Market sokağında, terk edilmiş bir depo önünde kırmızı Sedan'da buluşacaklar.
Se van a encontrar en un sedan rojo fuera de un almacén abandonado en Market Street.
Eski karısıyla konuştuktan sonra, benden onu şehrin diğer tarafındaki o terk edilmiş depoya götürmemi istedi.
Después de que hablara con su ex, me dijo que le llevara a ese almacén abandonado en la otra punta de la ciudad.
Sonbaharın ilk fırtınaları terk edilmiş yuva alanlarına ulaşırken burada kalan çok azı için bir ziyafeti de beraberinde getiriyor.
Pero cuando las primeras tormentas del otoño barren a través de los nidos desiertos, aportan una bonanza inesperada para los pocos que quedan.
Terk edilmiş gibi görünüyor.
Parece desierta.
Bomboş. Kar ve buza terk edilmiş.
Vacío y abandonado al hielo y a la nieve.
Evet, arabasını bir kilometre ötede terk edilmiş şekilde bulduk.
Encontramos su coche abandonado a solo un kilómetro de la carretera.
Terk edilmiş görünmektedirler. Onların miadı dolmuştur. Ama sonraki sahnede yeni işadamları kolonileştirenleri taklit eder.
Se ven abandonados, su tiempo ha pasado pero en la siguiente escena, los nuevos empresarios empiezan a imitar a sus colonizadores.
Brown ve adamları bölgeye girdiğinde buranın terk edilmiş bir Viet Kong kampı olduğunu hemen anladılar.
Cuando Brown y sus hombres entran en el area, pronto se dan cuenta, que es un campamento habandonado de Vietcong.
"İncinmiş kadınlardan uzak durun" "Terk edilmiş kadın acımasız olabilir" "Hepsi senin suçun, sonunda beni incittin"
Manténgase alejado de una mujer herida al ser abandonado puede ser cruel haciéndome daño hasta el final
Terk edilmiş, acı çekiyor, ölüme terk edilmiş.
Había sido abandonado y dejado a sufrir hasta que muriera.
Kendimi terk edilmiş hissedyorum. Bronx'ta tek başıma oturuyorum.
¡ Es que me siento abandonada en el Bronx!
Bir müzenin tavan arasında terk edilmiş vaziyette buldum.
Lo encontré abandonado en el ático del museo.
New Holland'ı terk edilmiş bir altın madeninin üstüne kurmuşlar.
Construyeron Nueva Holanda sobre una mina de oro abandonada.
Terk edilmiş mahalleler, bomboş alışveriş merkezleri dört bir yana kilometrelerce uzanan ıssız bir çöl.
Vecindarios abandonados, centros comerciales desocupados kilómetros de desierto vacío en todas las direcciones.
Burası Cooney'in terk edilmiş arabasını bulduğumuz yer.
Allí estaba el coche abandonado de Cooney.
Burası yıllar önce terk edilmiş.
Que llevaba años abandonada.
Yakılmış ve terk edilmiş.
Fue quemado y abandonado.
Buranın terk edilmiş olduğuna emin misin?
¿ Seguro que estamos en el lugar indicado?
Terk edilmiş bir araba...
Una carreta abandonada...
Terk edilmiş sosyal konut.
Es una propiedad municipal abandonada.
Kimliği belirlenemeyen ölü bir erkek cesedi Doğu Londra'da terk edilmiş bir depoda feci şekilde yanmış halde bulundu.
Un hombre no identificado, fallecido fue encontrado horriblemente calcinado en un almacén abandonado al este de Londres.
Bundan böyle terk edilmiş bütün çocuklar, Yahudi sayılacaktır.
Ahora, todos los niños abandonados serán considerados judíos.