Teşkilât tradutor Espanhol
153 parallel translation
Sakın ola teşkilâtı şahsi marazalarına bulaştırma.
Si tiene pruebas, apórtelas.
Siz, devlet dışı bir teşkilât oluşturan bir dini temsil ediyorsunuz.
Usted representa una religión que forma una organización ajena al estado.
Polis teşkilâtında Teğmenim.
En realidad, soy un teniente de la policía.
Amerikan Merkezî Haber Alma Teşkilâtı.
¡ Americana! ¡ Por Dios!
UCDI ile STK'ler arasındaki dinamik evrime dikkat edin. STK'lerin UCDI programı ve projeleri üstündeki artmakta olan etkisini teşvik etmek üzere teşkilât içi prosedürlerde bir dizi değişikliğe gidilmiştir.
Teniendo en cuenta la evolución dinámica de la colaboración entre la UCDI y las ONG, fueron revisados ciertos procesos internos para alentar una mayor participación de las ONG en los programas y proyectos de la UCDI.
UCDI'nin Genel Sekreteri Bay Walter Ribeiro, geçtiğimiz forumda teşkilâtın STK'ler ile iş birliği içinde 800'den fazla projeyi tamamladığını belirtmişti.
El secretario general de la UCDI recordó en el último foro que la colaboración entre la agencia y las ONG permitió concluir más de 800 proyectos piloto en colaboración con las cámaras de comercio locales.
Umarım adını yerel polis teşkilâtında araştırma yapmak için kullanmama kızmazsın.
Oiga, espero que no le importe que le haya dado su nombre a la policía.
Bu adam ya orduda eğitim görmüş ya da polis teşkilâtında.
Éste tipo tiene carrera militar ó es policía.
Görünürdeki güvenlik teşkilâtı biziz.
Oficialmente, somos el Servicio de Seguridad.
Teşkilât şefinden dolayı dert yanmaya geldin demek?
¿ Así que tiene una queja sobre su superior en el servicio?
Bilirim ki, Teşkilât'ın suçlulara karşı geleneksel yaklaşımı, merhamet etmektir. Ama ben sana şans tanımayacağım.
Sé que el Servicio suele darle a los que se equivocan otra oportunidad pero yo voy a arrojarte a los leones.
- Ben güvenlik teşkilâtındanım.
Soy del Servicio de Seguridad.
Anılarımda, çölde geçen bir gecenin nasıl güzel olabileceğini anlatıyorum, daha ziyade bir İngiliz bürokratımızın şeyhin teşkilâtında rüşvet yediğini sanıyorum.
En mis memorias relato... bastante bien, creo, cómo, en una noche en el desierto, corrompí a un político británico para que entrara al servicio del Jeque.
Gizli Teşkilâtın merhametsiz olduğunu biliyorum fakat...
Sabíais que el Servicio Secreto podía ser despiadado, pero...
MI5 teşkilâtına gönüllü katılım, 1977.
Se presentó voluntario para el servicio en 1977.
Tom, teşkilâtın kendisini nasıl yetiştirdiğinden bahsetmez.
Tom nunca habla de eso. Son cosas suyas.
Güvenlik Teşkilâtının en korktuğu ihanet çemberinden gönüllü geçen önüne gelen herşeyi yok etmek için eğitilmiş ajanım ben.
Soy lo que más teme el servicio de seguridad. El espía que cruza la puerta de los traidores y abraza todo lo que le han entrenado para destruir.
Seni kraliyet Teşkilâtına sokturdum.
Después de todo, yo te pervertí para servir a la Corona.
Teşkilât dosyamı silip, Andrea ve beni emekli edip bir çiftliğe yerleştirebilir.
El servicio podrá ponerme en el archivo de muertos y retirarnos a Andrea y a mí a alguna granja o algo así.
Teşkilâtın herbirimize acı bedel ödetebileceği malumunuzdur. Fakat güçlü olan, ihtiyaçlarından dolayı zayıf düşebilir.
Sabemos la terrible factura que puede pasarnos el servicio y que los fuertes pueden convertirse en débiles a causa de sus exigencias.
Toplu taşıma teşkilâtını aradım.
Llamé a Tránsito Público.
Senin ve SAVAK'çı arkadaşlarının! ( İran İstihbarat Teşkilâtı )
¡ Tú y tus amigos de la Policía Secreta!
Siz Miami polis teşkilâtından mısınız?
¿ Usted es de la Policía de Miami-Dade?
Ulusal Denizcilik ve Sualtı Teşkilâtı.
La Agencia Nacional Marina y Submarina.
- Teşkilâtın orada adamı var mı?
- ¿ La agencia tienen a alguien alli?
Başkan bir "Dış İstihbârat Teşkilâtı" oluşturma konusunu araştırmamı istedi.
El Presidente me pidió que creara un Servicio de lnteligencia Exterior.
Teşkilâtın başında Phillip Allen olacak.
Phillip Allen dirigirá la agencia.
Bu teşkilâtı Amerika'nın gözleri ve kulakları olarak görüyorum.
Lo imagino como los ojos y oídos del país.
Korkunç bir şekilde tüm itfaiye teşkilâtını yaraladın!
¿ que he hecho? Usted hirio gravemente el cuerpo de bomberos entero.
Evet! İtfaiye teşkilâtına katılmak için geldik.
Venimos para sumarnos al grupo de bomberos voluntarios.
San Francisco Polis Teşkilâtı Silahını at!
Policía! Suelte el arma!
15 yıl önce, Fransız Gizli Teşkilâtı'ndaydım.
Hace 15 años, estaba en la Resistencia Francesa.
İyisin? Dr. Kirkor, teşkilâtımızca yapılan tüm ikazlara rağmen hâlâ Türk hastaları muayene ediyorsun!
Dr. Kirkor, además de las advertencias que nuestra organización le dio... sigue atendiendo pacientes turcos.
Arkadaşlar İstanbul'daki il teşkilâtımızdan bir misafirimiz var.
Amigos... Tenemos un visitante de nuestra división en Estambul.
On Üç Koruma takımının tüm birimlerine ve Gizli Güvenlik Teşkilâtı'na acil durum çağrısı!
Todos los escuadrones del Gotei 13 y las Fuerzas Kidou repórtense. E-Eso es...
Philadelphia Polis Teşkilâtı!
¡ Policía de Filadelfia!
Polis adamın cebinde, biliyorum şimdi de teşkilâtımdan birinden haber aldığına eminim.
Sé que tiene a la policía local en su bolsillo y ahora estoy bastante seguro que está recibiendo datos de alguien de dentro de mi departamento.
- Polis teşkilâtına haber ver hemen.
- Contacte a la policía local y del condado.
Evet,'Kaya Teşkilâtı'sembolü.
Sí, es de los picape... picapedreros.
Lloyd Hickey, Boston sağlık teşkilâtından geliyorum.
Lloyd Hickey, departamento de salud de Boston.
Teşkilât için büyük bir istihbarat nimeti olurum.
Eso me haría un activo importante de la inteligencia.
CBI, Kaliforniya'nın önde gelen emniyet teşkilâtı bile benimle hem fikir.
Hasta el CBI coincide conmigo- - La agencia principal de la fuerza pública de California.
Ona şöyle söyle yarına kadar benimle temasa geçmezse İç Güvenlik Teşkilâtı ona diyecekmiş görürüz.
Bueno, puedes decírselo. Si no contacta conmigo antes de mañana, veremos lo que seguridad nacional tiene que decir.
Eşim Polis Teşkilâtı'nda çalışıyor.
Mi mujer trabaja en la policia de D.C.
Teşkilâtımda bile adamları varmış.
Y tenía hombres incluso en mi organización.
Teşkilâtınızın görevi tamamen destek ve danışmanlık.
Su departamento tendría un rol estrictamente de asesoría.
Polis teşkilâtımız hakkında ne düşünüyorsun şimdi?
¿ Qué te parece nuestra organización policiaca ahora?
Polis teşkilâtı içindeki tanıdıklarım, bu saçmalığın aslında, bir peri masalından daha fazla dayanağı olmadığına beni inandırdılar.
Bien, mis contactos de la fuerza de la policía me aseguran que estas tonterías no tienen más justificación que un cuento de hadas.
Kendine "Caveman" adını veren birisinden teşkilâtımıza gönderilen uyarı mesajına istinaden iki kadının da kendisi tarafından öldürüldüğünü düşünüyoruz.
Recibimos información fidedigna de un individuo que se identificó como el Cavernícola responsabilizándose del homicidio de dos mujeres de la zona...
Sizi temin ederim, Bay Martinez, bu adamlar, YMB'dekiler bu teşkilâtın bağırsaklarının can damarından kan emen, sorumsuz benlikleriyle dolu bir kanseri temsil ediyorlar.
Bien, le aseguro, Sr. Martínez, esos hombres, los ODS... representan un cáncer... un cáncer alimentado por un ego irresponsable... un cáncer que absorbe el precioso alma de las entrañas de esta Agencia.
Bunu, teşkilâtın içindeki yaşam hakkında aldığın ilk büyük ders olarak düşün.
Bien, considéralo tu primera gran lección sobre la vida dentro.