Tibia tradutor Espanhol
856 parallel translation
10 torba sıcak salin getirin.
Tráeme 10 bolsas de solución salina tibia.
Donması işimizi zorlaştırdı ama sıcak salin işe yaradı.
Que congelación no nos hacen ningún favor, Pero la solución salina tibia...
Kaval kemiği çıkmış.
La tibia sobresaliendo.
Senin için sıcacık bir şömine yanıyor. Leah de yatak örtülerini ısıttı.
Tenemos un agradable fuego ardiendo allí, y Lea a calentado sus sábanas con una almohadilla tibia.
Sıcak ve titremiyor.
Tibia y firme.
Masama bırak. Enteresan bir kaval kemiği kırığı var.
Ponlo sobre mi escritorio Tengo una fractura de tibia interesante.
- Kaval kemiği ve baldır kemiği kırık.
- Uh, fractura de tibia y peroné.
Freddi, cicim, yatağa yarım ılık su torbasıyla gitmek durumundasın.
Freddi, mi cielo, tendrás que irte a la cama con el agua de la bolsa tibia.
Size bir bardak sıcak süt getirdim.
Le traje leche tibia.
Sıcak sütünüzü için.
Beba su leche tibia.
- Sıcak süt falan istemiyorum.
- No quiero leche tibia.
Soğuk makarna ve sıcak bira.
Spaghetti frío y cerveza tibia.
Kimi zaman da sıcak bira, soğuk makarna.
Algunas cerveza tibia y spaghetti frío.
Evinden ayrılırken annesine üşütmeyeceğine dair söz veren kız.
Salió de su casa, prometiendo a su madre, llevar ropa tibia.
Buyurun mutfağa geçin, orada sıcak su var.
Venga a la cocina, donde tengo agua tibia.
Çocuğa bir bardak sıcak süt.
Un vaso de leche tibia para el niño. Si, señor.
Loş ışıkta canlılıkla parıldayan tenin öylesine sıcak, öylesine güzeldi ki, onu öpmek istedim ama seni uyandırmaktan korkuyordum.
En la penumbra, la piel de tus brazos, y tu cuello estaba viva y yo la sentía tibia y seca. Quería pasarle los labios por encima..... pero la idea de perturbar tu sueño y de tenerte despierta entre mis brazos, me retenía.
Kaval kemiği güzel.
Una tibia aceptable.
Ellerimin soğuk olduğunu söyledi ve bırakmadı.
Dijo que mi mano estaba fría y que no la soltaría. Su mano estaba tibia.
Sıcak süt severler mi?
¿ Quieren leche tibia?
Worfshefski, kaval kemiğimi kıra...
Worfshefski, me está fracturando la tibia.
Bir dişi... yumuşak... sıcak... ve güzel kokulu.
Al sexo femenino... en persona. Suave... y tibia... y con un olor dulce.
Su sıcacık.
¡ El agua está tibia!
Sıcak su bulmam lazım.
- Le pasaré agua tibia.
Suyun ılık olması lazım.
El agua tiene que estar tibia.
Isınacaksınız, rahat edeceksiniz.
Es una habitación tibia y muy cómoda.
Sıcacık!
esta tibia. grandioso!
Luceram mezarlığı.
Una tibia. Modesto pero bien ubicado ".
Bir sapağa değiyor.
" Ninguna tibia.
Ilıkmış sadece.
Un poco tibia. Está bien.
Ayak bilek kemiğimin çorabımdan çıktığını görüyordum.
La tibia sobresalía de mi media.
Kan pudingi, ciğerler sıcak ballı İspanyol böreği, her bir kişi için bir salyangoz, ve ana yemek olarak, kaz yumurtasıyla birlikte ayı.
Budín de sangre, menudillos... un pastelillo español con miel tibia, un caracol por persona... y el platillo principal, oso con huevos de ganso.
Ah biraz ılındı.
Tibia.
Biraz ısınıyor.
Estás tibia.
Bence bu, Eohippus ile aynı zamanda yaşayan bir humanoidin tibiası.
Estoy seguro, es la tibia de un humanoide de la época del Eohippus.
Bugün, 13 yaşına girdin ve artık suya girip balık tutabiliyorsun.
En este día que tienes 13 años y pescas con los pies en el agua tibia
Kırık kaval kemiği, çavuş.
Fractura de tibia, sargento.
"Kırık kaval kemiği, çavuş" muş.
Fractura de tibia.
Bak sana ne diyeyim, kibar arkadaşım burada kaval kemiğin kırılınca sesini çıkarmayacaksın!
¿ Como en casa? Aquí, si nos fracturamos un tibia, ¡ nos lo guardamos!
D.J. her zaman yatmadan önce içinde çiğ yumurta olan ılık süt içerdi.
D.J. tomaba un vaso de leche tibia con un huevo crudo antes de dormir.
Sıcak.
Tibia.
Bunun birazını sıcak suya karıştırarak ver.
Dale un poco de esta agua tibia.
Bana da sıcak süt.
Para mí, leche tibia.
- Kimse yok ama mum hala sıcak.
- No hay nadie, pero la vela está tibia.
Yağmur sıcak..
La lluvia está tibia.
Tanrım, bu ılık!
¡ Está tibia!
Mavi gözkapaklarına dokunmak için. Soğuk olurdu mavi göz kapakların. Ellerinse sıcak.
Y los párpados que el azul tocó quietos eran y la mano, tibia.
Yüzmek imkansızdı, sıcak dalgaların ona çarpmasına izin verdi.
Era imposible nadar, sólo recibir el agua tibia de las olas.
Kaval kemiğine baksanıza.
Mírenle la tibia.
Su ılık...
El agua está tibia...
Su çok sıcak!
¡ El agua está tibia!