Timer tradutor Espanhol
33 parallel translation
Salondaki ışıkları ayarladım mı?
Puse el timer en las luces del living?
Kabul etmeli miyim, Timer?
¿ Lo hago, Cronómetro?
Merhaba, Timer.
Hola, Cronómetro.
Geri zekalı biri gibi mi görünüyorum?
¿ Cómo si tuviera el coeficiente intelectual de un timer de huevos?
Zaman ayarı, termostat, zımbırtı, kontrol.
El timer, el termostato, la cosito, control.
Ayarlayıp en sevdiğin programı kaydedebilirsin.
Puedes grabar tus programas favoritos con el timer.
19 kişi öldü
Timer de auto causa 19 muertos
104. Sokak'taki Old Timer's barında.
El Old Timer's de la calle 104.
Bu Peynirci Çocuk Timer ile tanıştığım zamandan da iyi.
Esto es mejor que la vez que conocí a Timer, el Hombre Queso.
Makinenin zamanlayıcısı var, beraber çekinebiliriz.
Mi camara tiene un timer, asi que la puedo preparar para que nos saque una foto a los dos.
Ayarlanabilir sıcaklık düğmesi.
Temperatura ajustable. Timer.
Tam zamanı.
El timer.
Fakat şimdi, kaseti takıyorsun zamanı ayarlayıp, kayıt tuşuna basıyorsun ardından istediğini yapıyorsun.
Pero ahora, pones una cinta, ajustas el timer, oprimes grabar y lo tendrás ahí guardado.
Zamanlayıcı! Zamanlayıcı açık!
"Timer!" "Timer" encendido!
Zamanlayıcı devredışı kalınca küçük motor devreye girip, kapağı kapatıyor, toz odun kömürünü ateşe atıp, karbon monoksit meydana getiriyor.
Vean, el timer de apagó, activó un motor que selló la tapa y pulverizó carbón de leña, dejándolo caer en el fuego, produciendo monóxido de carbono.
çeviri GÜZZİ timer etki33
NO incrustar y / o proyectar on line este episodio utilizando estos subtítulos.
Kıçıma bakmaya devam edersen, Aidan, sana iyi bir ders vermem gerekecek.
¡ Si sigues mirando mi culo, Aidan, voy a tener que ponerte un timer!
Ne zaman durdu?
Cuándo se apagó el timer?
Makine durdu,..... hiç ilgilenen olmadı ve bir sorun olmadığını sanmıştım, çünkü ne yaptıklarını bildiklerini düşünüyordum.
El timer se apagó y nadie me avisó y pensé, todo está bien, porque ellos saben lo que están haciendo.
Mağma akış oranı?
- ¿ La lectura del timer?
Arıza yapmış bir zamanlayıcıya bağlı patlayıcı malzeme izi buldu.
Encontro partes de una bomba cableadas a un timer defectuoso.
Bana bak part-timer!
¡ Oye! ¡ Medio Tiempo!
Zamanlamayı hiç kurmadın.
Nunca pusiste el timer
Bir renkçi ya da renk zamanlayıcı laboratuvarda filmin nasıl gözükeceğini belirler.
Un colorista o TIMER COLOR hace ajustes a la... apariencia de la película en el laboratorio...
- Kameramda zamanlayıcı var.
- Tengo el timer de mi cámara.
Ne kadarımız var?
Oye, Old Timer, ¿ cómo vamos?
Tamam, gidip hava kilitlerine patlayıcıları yerleştireceğim, zamanlayıcılarını sen ayarla.
Sí. Bueno, voy a colocar detonadores en los pernos de separación rápida, conéctales un timer.
Ama asla, hiçbir zaman Tanrı'nın kendini Old Timer kutusuna koyduğuna görmedim.
Pero nunca, ni una sola vez, he oído hablar de Dios metiéndose dentro de una lata de Old Timer.
En iyi yanım bir anda... - [Timer Clicks]
Lo mejor de mí...
timer etki33
DORAMERO
timer etki33
NO incrustar y / o proyectar on line este episodio utilizando estos subtítulos.
Timer : julier
Siempre que el viento sopla,
Ben buradan çıkıyorum!
Timer chimes ¡ Estoy fuera de aquí!