Tivo tradutor Espanhol
204 parallel translation
Şimdi, motivasyonu tartışalım.
Ahora, discutamos el "mo-tivo". DIEZ CUENTOS TRILLADOS
TiVo aldım.
Domingo siete.
- TiVo nedir?
- ¿ Qué es domingo siete?
Benim de izlenmemiş Dharma ve Greglerle dolu bir TiVo'm var.
Y yo tengo un TiVo lleno de Dharma and Greg que aún no vi.
Ben TiVo'mu yeni aldım.
Will, esto es nuevo para mí, es difícil.
Geçen akşam History Channel'da harika bir belgesel izledim. Bayılırdın eminim. Ama sonra TiVo'ma bir şey oldu.
Vi un programa en el canal de Historia que te encantaría, pero se rompió la tele.
TiVo "60 Dakika". Sıkıldığında da Jack'le sana "Moulin Rouge" dan sahneler oynarız.
Puedo grabar "60 Minutos" y cuando te aburras Jack y yo te haremos escenas de Moulin Rouge.
Dijital kameralarla, cep telefonları ile ve TiVo ile olduğu gibi.
Y cámaras digitales, celulares, y Tivo.
- Bende TiVo da var.
- Tengo TV - No.
Behind the Music için videoyu ayarlamayı unuttuğumu söylediğim için beni eve göndermiştiniz.
No, me dejaste ir porque había olvidado programar el TiVo para Behind the Music.
- TiVo.
- A TiVo.
- Steve-o'yu TiVo'ya değiştin.
- Cambiaste a Steve por TiVo.
TiVo'ylayken, hoşuma gitmediğinde, hızlı yapıyorum.
Con TiVo, cuando algo no me gusta, paso a la velocidad rápida.
TiVo'yla sorunsuz bir ilişki yaşamıyorsan tabii.
A menos que uno esté en una relación libre de problemas con TiVo.
TiVo'nun üzerine mi oturdun?
¿ Te sentaste sobre Sony? ¿ Está bien?
TiVo için gelen oldu mu? Aradılar ve Perşembe'den bir hafta sonra geleceklerini söylediler.
No, llamaron para arreglar un nuevo horario en una semana a partir del jueves.
Bazı şeyler, bozuk bir TiVo mesela, tamir edilebilir.
Algunas cosas, como un TiVo roto, pueden repararse.
TiVo dolduğu zaman, hem ben hem TiVo suya düşeceğiz ve elektro-filan alanlarımız birleşince ben tarihte bir geridönüşe gideceğim!
Cuando este llena Seré arrojado al agua y combinando con la electricidad Me llevará al pasado
Ya da çok iyi bir fikir. TiVo'nuz doldu.
O muy inteligente
Ne Amerika, ne elektrik ne de TV. Olurdu.
No existiría América, electricidad, no TiVo.
Bağırsağında hava varmış. - TIVO alıyoruz.
- Ahí tenemos TiVo.
Judge Hatchett'i TiVo'da izliyorum.
Estoy viendo "La Juez Hatchett" en el canal TiVo.
Şu yeni kanallardan edindim.
Ahora tengo TiVo.
Size birşey göstereyim.
Déjenme mostrarles algo. Se llama Tivo.
Ne kliması, ne ADSL'i, ne de Tivo'su olmayan bir kulübede yaşıyor!
Vive en una choza sin aire acondicionado ni internet.
Aslında, bana öyle geliyor ki... Televizyon-TiVo etrafında dönüp durman... gerçekte olan şeyden... kaçış yolun.
En realidad, me parece... que este tema del televisor y el cable... es una forma compleja de negar lo que está sucediendo realmente.
Evinde TiVo var mı?
- Tienes Grabadora Digital Automatica de TV?
Bu şey yayını kaydetmiyor.
No tengo TiVo en esta cosa.
Tüm hikayelerimi görebilmek için de kendime bir tv aldım.
Conseguí el TIVO para poder ver todas mis historias.
Televizyonu da bana O aldı.
Él me consiguió el TIVO.
Yapabiliriz... ve abra kadabra...
Nosotros podemos hacer esto, y ¡ sorpresa! Tenemos cerveza dietética y TiVo.
TiVo izliyorum.
¡ Estoy viendo TiVo!
Hayır.Uh, TiVo.
No. TiVo.
TiVo.
TiVo.
Scorcese'nin filmini Tivo'ya kaydettiğinizi mi söylemiştiniz?
¿ No tenían grabado lo de Scorsese?
"En sevdiğim oyuncağım Tivo'dur."
Mi juguete favorito es un piano.
"Odamdaki TiVo çalışmıyor." zorluğu değil.
No como "La TV de mi cuarto no funciona".
Mesela, MTV kuşağın, teknolojin, yazılı mesajın, Tivo'n. Adını sen koy.
Por ejemplo, nació la generación de MTV... de la tecnología, los mensajes de texto, el TiVo.
TiVo'yu geri sar.
Rebobina el TiVo.
Hey, bu benim TiVo olduğunu.
Oye, ese TiVo es mío.
Keşke bir TiVo'm olsaydı. Onunla mezun olana kadar durmadan oynardık.
Ojalá pudiera ser como TiVo, así lo podríamos pasar una y otra vez hasta la graduación.
Bir çocuğu sevmek istemenin sebeplerinin ne olduğu ne fark eder ki?
Me compré un TiVo.
TiVo mu?
¿ TiVo?
Selam, güzel kız.
¿ Vino el hombre de TiVo?
- Evet. - Seni seviyorum.
Programación de TiVo.
TiVo'yu 50 saat boyunca Tarih Kanalı kaydedecek şekilde ayarladım.
He programado la TV para grabar 50 horas del Canal de Historia
Adı TiVo.
Graba todo lo que están viendo.
Tivo diye bir şey duymadın mı?
¡ Jerry, Jerry!
- Tivo'yu karşılayabileceğimi mi sanıyorsun?
¿ No tienes grabador digital?
Ve televizyon.
Y TiVo.
TiVo SamuraiJack'i hatırladın mı?
- Sí.