English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Tonda

Tonda tradutor Espanhol

291 parallel translation
Uygun bir tonda konuşmaya söz vermezsen, yatağa dönerim.
A la cama a menos que jures que hablaras en un tono normal.
Nasıl fedakâr bir anne olduğunu anlatırken kutsal bir tonda konuşmasını bir duysaydın.
Se puede oír su voz de santurrona diciendo qué madre tan sacrificada es.
Dekanla bu tonda konuşamazsın.
No le consiento ese tono con el decano.
Nağme aynı ama farklı bir tonda.
El aire sigue siendo el mismo, pero la música ha cambiado.
- Her tonda yarım kilo kadar.
- Unas veinte onzas la tonelada.
Onunla doğal bir tonda konuş.
Habla con ella con un tono más natural.
- Sen de aynı tonda konuşuyorsun!
- El mismo que el tuyo.
- Onunla bu tonda konuşma.
¡ Pero, por Dios, si no le dije nada!
Bu tonda konuşursan yapmam.
Si me hablas en ese tono, no.
Ve bu tonda konuşma Tracy.
Y cambia ese tono.
"Her 10 tonda 200 mg. 15 Haziran 1927."
... 200 mg por 10 toneladas, 15 de Junio de 1927 ".
Allison'un kilisedeki yüksek tonda konuşan halinin devam ettiğinden şüpheliyim
No creo que Allison se sienta tan seguro de sí mismo como cuando habló en la iglesia.
Keşke Eddie ile o tonda konuşmasaydın.
Preferiría que no utilizaras ese tono con Eddie.
Bu tonda konuşacak konumda değilsin ama ben nazik bir adamım.
Es Ud. muy enclenque para emplear ese tono. Pero yo soy un hombre tranquilo.
Benimle bu tonda konuşmayın.
No me hable en ese tono.
- Çünkü memnun bir tonda söyledi. Hâlbuki yazar bu sözcükleri çaresizlik içinde yazmıştı.
Porque las ha dicho con complacencia, y el autor con desesperación.
Soyadını farklı mı telaffuz ediyorsun, yani daha alçak bir tonda mı?
¿ Pronuncia el apellido de forma diferente, ya sabe, en un tono ligeramente más bajo?
55 gün aynı tonda çaldık.
Durante 55 días todos hemos marchado al mismo son.
- Benimle bu tonda konuşmayın.
- ¡ No me hablés con este tono!
Tonda'dan ne haber?
Y sobre ¿ Todo?
Tonda.
Tonda.
Benimle bu tonda konuşma.
No utilices ese tono conmigo.
Hangi tonda kırmızı hazırlamalıyım?
¿ Qué mezcla de rojo hago?
Tonda'daki Ebisu Shrine'de.
En el Santuario de Ebisu, en Tonda.
Tonda'nın biraz ötesinde.
Oh, eso está justo pasado Tonda.
Tonda'dan sadece bir taş atımı uzaklıkta.
A tiro de piedra de Tonda.
Tonda'da bu yıl başlayan Yeni Yıl Fuarı.... patron Iwagoro Agata'nın kontrolü altında.
Desde este año, las fiestas de Año Nuevo en Tonda las lleva el jefe Iwagoro en Agata.
Sen Tonda'ya gittikten sonra hepsi ortaya çıkıverdi.
Aparecieron todos después de que te fueses a Tonda.
Duyulmaması gerkiyordu ama bu adam Tonda'nın dükkanından çaldı.
Debería callarme, pero este tipo robó el almacén de Tonda.
Eskiden farklı bir tonda, şarkı söyler gibi okurdun.
Solías cantarlos en un tono diferente.
Benimle bu tonda konuşamazsın.
No se dirija a mí en ese tono.
Bazıları başka bazıları başka tonda.
Algunos con una melodía, otros con otra.
- Benimle bu tonda konuşmayın.
No me hable de esa forma.
Bu ifadenin üzerinden işe başlayabiliriz. Yazan, arkadaşın Tonda.
A partir de esto podemos trabajar. ¡ Es su amigo Tonda!
... titreşimli tonda bir sinyal iletir.
-... que es altamente detectable.
Dagny Juell Strindberg'in tanımlamasıyla uzun, ince, likör ve geç saatlerin etkisiyle bitkin ağır bir tonda konuşan, sanki göz yaşları bastırılmış gibi kırgın bir Meryem Ana tasviri olan ve erkekleri deliye çeviren bir kahkaha.
Dagny Juell... descripta por Strindberg como... "alta y delgada, demacrada por el licor y la noche " habla con una voz arrastrada roto como tragándose las lágrimas
Hep aynı tonda söylüyorsun.
Todo es en el mismo tono de voz.
Ama bunu neden olumsuz bir tonda söylüyorsun?
Lo dices como si fuera negativo.
"Romalı gururuyla titreyen, ciddi ve askeri tonda", yeterince Romalı gururu taşımıyordum.
Solemne, marcial y vibrante de orgullo romano.
Benim karımla bu tonda konuşmaya nasıl cüret edersin!
¡ No te atrevas a hablar así con mi esposa! ¡ Haragán!
Kumaşla aynı tonda.
Es el mismo tono de Ia tela.
Pekala, başka bir tonda sorayım.
Está bien, entonces, preguntaré en otro tono.
Şimdi kesin emin olamasam da teypten bir cenaze marşı çalındığını hatırlar gibiyim. Hafif tonda.
No estoy seguro pero creí haber escuchado la marcha fúnebre tocada suavemente.
Çok yumuşak bir tonda olsa bile...
Aunque tenga que agudizar el oído.
Belki Kristal Göl'de kullandığın tonda ıslık çalmayı denesen iyi olur.
Quizás debas intentar silbar esa canción que usaste en Crystal Lake.
"Rimmer", "pislik" le aynı tonda.
Rimmer, para que rimara con escoria.
Artık biraz mutluluğu hak ettiğimi düşünüyorum. Onun için benimle o tonda konuşma.
Merezco un poco de felicidad, así que no me hables así.
- Benimle bu tonda konuşma.
- No me hable en ese tono.
Nostaljik bir tonda söyledim.
Lo he dicho con nostalgia.
- Benimle bu tonda konuşma.
- No uses ese tono conmigo.
Emma ondan şiir okumasını ister, o da sürükleyici bir tonda, bildiği şiirleri okur.
León se sentaba a su lado Ella le pedía que leyera poesía.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]