English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Topo

Topo tradutor Espanhol

1,537 parallel translation
Bu binada bir köstebek olduğuna inanma sebeplerimiz vardı.
Teníamos razones para pensar que había un topo en este edificio.
- Köstebek olmadığı ortaya çıktı.
Resulta que no hubo ningún topo.
Juliet ajan.
Juliet es un topo.
Onların ayrılması, Domuz ve Köstebek Takımları için bir şans olabilir.
Estando separados, los equipos Cerdo y Topo podrían alcanzarlos.
Diğer takımlar karın içinde yaşam savaşı verirken görünüşe göre Köstebek Takımı öne geçmiş.
Mientras los demás equipos luchaban por sobrevivir enterrados en la nieve... parece que el Equipo Topo se puso a la cabeza.
Köstebek Takımı, yarışmanın favorilerini nasıl geride bıraktınız?
Equipo Topo, ¿ cómo derrotaron a los dos equipos favoritos?
En başından beri hükümetimin içinde bir köstebek olduğunu söyleyip duruyorsun.
Ha estado sugiriendo que tenemos un topo en mi gobierno.
Emerson Cod'un içerideki adamı nam-ı diğer Betty Bees'in en yeni arı-kızı Kitty Pimms,.. ... Betty's Bees'in ofislerinde vızıldadı. Taa ki, bu ofislerden, Kentucky Fitz'in ofisine kadar.
El topo de Emerson Cod, alias Kitty Pimms, la nueva Bee-girl de Betty's Bees... zumbó por el interior de las oficinas de Betty's Bees... hasta zumbar dentro de la oficina de una tal Kentucky Fitz.
Evet. İçerideki adamımı korkutmayı kes.
Sí, para de intentar asustar a mi topo.
Toprak bükme için, asıl kaynak porsuk köstebekleridir.
Para la tierra-control, los maestros originales son los tejones-topo.
İçlerine gizli görevli bir Fransız ajan sokmak istiyoruz işini iyi bilen biri.
Te proponemos enviar un agente francés, un topo,... alguien que pueda infiltrarse entre ellos.
Beni dinle, Süleyman bir polismiş.
Es un poli. ¡ Slimane es un maldito topo!
Birbirlerinin "Penisia" sına sakso çeken iki kankaya denk gelsem...
Me topo con un par de tipos, chupando entre ellos su respectiva penitud
MI5 içinden bir köstebeğin kimliğini ifşa edeceğim, bir hainin.
Voy a exponer la identidad de un topo dentro MI5, un traidor.
Moskova'daki bir Şeker At bilgi kaynağından istihbarat bekliyorum. Ondan sonra MI5 içindeki bir köstebeğin kimliğini ifşa edeceğim, İngiliz istihbarat operasyonunu 20 yıldır sabote etmeye çalışan bir hainin.
Estoy esperando información de un agente de Sugar Horse en Moscú y entonces sacaré a la luz la identidad de un topo dentro del MI5, un traidor, que ha tratado de sabotear una operación de 20 años de la inteligencia británica.
Ben köstebeği ifşa ettiğimde, burada ve Rusya'da kıyamet kopacak.
Cuando exponga al topo, se desatará un infierno, aquí y en Rusia.
Sana Şeker At köstebeğinin kim olduğunu söyleyeceklerini mi umuyorsun?
Esperas que te diga quién es el topo de Sugar Horse.
Bana MI5'daki bir köstebekle ilgili hayati bir bilgi getiriyor.
Trae información vital sobre un topo del MI5.
- Sen olmadığına bahse girerim, Harry, fakat teşkilatında bir köstebeğin var.
Apostaría mi vida a que no eres tú, Harry, pero tienes un topo en tu organización.
Bölüm D'de bir köstebeğimiz var.
Tenemos un topo en la Sección D.
Sen oraya gidinceye kadar, köstebeğin yerinin saptamak için bize gereken bilgiyi ele geçirecek.
Cuando llegues, tendrá la información que necesitamos para descubrir al topo.
Harry bir FSB köstebeği olma şüphesiyle soruşturuluyor.
Harry está siendo investigado como sospechoso de ser un topo de FSB.
Borkhovin'in kan raporlarını göremeyeceğimize göre, bu kedinin izini süreceğiz.
Bien, no veremos el análisis de sangre de Borkhovin así que esperaremos a descubrir al topo.
Bu resmi sızdıran her kimse bize sistemimizden haberleri olduğu mesajını vermek istiyor. Eğer köstebek Harry ise, neden kendini böyle ifşa etsin ki?
Quien haya filtrado esa imagen, nos está enviando el mensaje de que conocen nuestra red. ¿ Si Harry fuera un topo, por qué iba a exponerse?
Bütün bunların sadece Harry'nin köstebek olduğunu kanıtlayabileceğinin farkında mısın?
¿ Te das cuenta de que podríamos probar que Harry es el topo?
- Ben! Köstebek Connie.
Ben, Connie es el topo...
Ben, köstebek Connie!
Ben, ¡ Connie es el topo!
Amacı KGB'yi MI5 içinde bir köstebekleri olduğuna ikna etmekmiş.
Su objetivo era convencer al KGB de que tenían un topo dentro del MI5.
Sen ve Harry Rusları bir köstebekleri olduğuna ikna etmek için çalışıyordunuz.
Harry y tú queríais convencer a los rusos de que tenían un topo.
Tabii ya. Dev bir burnu olan şu garip ödül avcısı.
Sí, claro, esa extraña cazadora con el topo gigante.
Hayır, dev bir burnu olan korkunç bir yaratığı var.
No, ella tiene este gigante topo que monta.
Kız 7 senedir köstebeklik yapıyormuş.
Sin saberlo, Rita ha hecho de topo durante siete años.
Bir tuzaktı. NCIS'te bir köstebek var.
- Fue una trampa, hay un topo en el NCIS.
Bazen hassasiyetin güçlenir Sanki beynin yeni bir veri işliyordur Diğer zamanlarda iplik kırılır
Unas veces tus sentidos se fortalecen cuando tu cerebro procesa nueva info, otras veces los cables se cruzan, y sólo eres un topo ciego como yo.
Görüntüyü biraz yaklaştırır mısın...
Puedes poner esa topo...
İnsanlara da rastlamam.
No topo.
Keza böceklerim o köstebeğe yapışmışlardı. Dişi böcekleri köstebeğe iliştirmiştim ve aynı türün erkekleri de dişilerin ardında bıraktıkları o tatlı kokunun peşini bırakmazlar. Akamaru'yla ikimizin burunları kullanılamaz halde.
uno de mis insectos se pegó a ese topo. y los machos de la misma especie no pierden ese olor por débil que sea. ¡ así que contamos con tus insectos!
Köstebek aşağıda bir yerlerde!
¡ El topo está por los alrededores!
Köstebekle aramda ne kadar mesafe var?
¡ ¿ A qué distancia está ese maldito topo? !
Adım Gigio, hani fareninki gibi.
Soy Gigio, como el "Topo Gigio",
O hala bir çocuk, küçük Gigio farem kırılgandır.
Es como un niño. ¡ Es tan frágil mi "Topo Gigio"!
Müdür Vance'ın bizi, NCIS'te bir köstebek olduğuna inandığı için başka yerlere gönderdiğini biliyorsun.
El Director Vance nos reasignó a nosotros tres porque creía que había un topo en el NCIS.
Dolayısıyla köstebek öldü.
Por consiguiente, eliminando el problema del topo.
Biliyordum, bir şey olduğunu biliyordum!
¡ Ese hijo de puta es un topo!
Süleyman, lanet bir polismiş.
Slimane es un topo.
Rusların köstebeği o.
Ella es el topo ruso.
Rusya'nın köstebeği o.
Ella es el topo ruso. Tengo fotos que lo demuestran.
Dev bir burun mu?
¿ Topo?
Moleman!
¡ Hombre topo!
- Bir tuzaktı.
Era una trampa, hay un topo en el NCIS.
İçeri oradan girdi.
¿ El topo disparó la alarma de incendios utilizando este punto de acceso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]