English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Tory

Tory tradutor Espanhol

283 parallel translation
Herhangi bir Tory? * Tory : İngiliz kolonistler ( Ç.N. )
¿ algún conservador?
General Washington birçok Tory ve vahşi Kızılderili'den oluşan bir düşman ordusunun sevgili vadimize doğru yola çıktığını bildiriyor.
El General Washington nos advierte de que un ejército enemigo formado por conservadores e indios salvajes viene hacia nuestro adorado valle.
Harold Macmillan'ınızı çok seviyorum.
¡ Me gusta el ministro tory!
Oylarınız Pestell'e, Tory'ler dışarı.
Voten por Pestell y dejen fuera al Partido Conservador.
Muhafazakâr!
Tory.
Hiçbir Muhafazakâr milletvekili sosyal vicdanıyla oy verdiğini söylemek istemez.
Ningún Primer Ministro Tory quiere decir a los tiburones locales que votó con conciencia social.
- Hiçbir şeyden korkmam Pekâlâ, Tory...
No temo a nada.
İyi tarafından bak Tory. En kötüsünü atlattın.
Lo peor ya ha pasado.
Tory, sence o şey bir Leprikan mıydı?
¿ A ti te pareció un duende?
Ben Tory Reding, O'Grady çiftliğinden arıyorum.
Soy Tori Redding. Estoy en la granja O'Grady.
Tory adında bir bayandan. Acil durummuş. Hemen git.
Una mujer llamó diciendo que había una emergencia.
Kulağım çok acıyor Tory.
Me duele mi oreja.
Alacağım. Senin o lanet enişten de gelecek. Tory suratlı o ahmağın, bizim evde içki olmadığını söylemesini istemem.
Sí, viene ese pajero de tu cuñado... y no quiero que ese conservador diga que nunca hay nada que tomar.
Büyü artık Tory.
Eh... crece, Tory...
- Ve Tanrı, Muhafazakar Parti'yi yarattı.
- Y así, Dios creó el partido Tory.
Tory, Mac Parker.
Troy, Mac Parker.
Tory elinde buketiyle bekliyor. Haydi bekar kızlar.
Aquí sube Tory con su ramo.
Harikaydı, Tommy. Torry Pines'ten Tommy Fritz'i dinledik.
Eso estuvo genial Tommy, Tommy Fresc de Tory Pines, podría ser nuestro ganador.
Tory M.P.'nin dünkü konuşmasında, Başbakan Margaret Thatcher... grev yapan Ulusal Maden İşçileri Sendika üyelerini, "içerdeki düşmanlar", olarak adlandırdı.
Ayer, en un discurso ante los conservadores... la primera ministra M. Thatcher describió a los miembros... del Sindicato Nacional de Mineros, que están en huelga... como "el enemigo interno".
Patrick muhafazakârdır.
Patrick es un Tory.
Çünkü ben, bir muhafazakârla otomobil fuarına hiç gitmedim.
Porque yo nunca he estado en un Salón del Automóvil con un Tory.
Tory, Cheryl ortalıkta koşuşturmayın.
Irene, Cheryl, dejen de correr.
Annie, Tory'ye annemle babam konuşmuyor demiş.
Annie le dijo a Tori que mamá y papá no se hablan.
Cumartesi günü Tory'nin grubunu izlemek için bedava biletimiz var.
Tenemos pases gratis para la banda de Tory el sábado.
- Unuttum. O Tory'nin iç çamaşırı.
- Lo olvidé, es la ropa de Tory.
- Tory kim?
- ¿ Quien es Tory?
Yardım etmek için buradayım, çünkü Annie ve Torie arkadaşlar. Senin fikirlerine önem verdiğim için burada değilim.
Quiero ayudarte porque Annie y Tory son compañeras y no porque tu opinión me interese.
Torie'nin hormonal kabusu, benim için gizli bir iyilik oldu.
El horror hormonal de Tory ha sido una formula para mí.
- Tesekkür ederim Tory.
- Gracias, Tory.
Gideceksin, Tory.
Irás, Tory.
Marianne, siyasal muhabbete bu kadar aç olduğunu bilseydim bir Tory'yi pakete sarıp bağırman için evine postayla gönderirdim.
Marianne, si hubiese sabido que estabas ansiosa de conversaciones políticas, Te hubiera envuelto un miembro del partido conversador y te lo hubiese enviado por correo, para que le hubieses gritado.
Lloyd George orada fanatik Tory'lerle koalisyonda.
Lloyd George formó una coalición con los conservadores más duros.
Tory'ye numaraları izlemesini söyleyeyim belki bir şey çıkar.
Bien, tendré a Tory vigilando los números, ver si aparece cualquier actividad.
Ayrıca politikada giderek daha çok aktif olmaya başladım ve yakın zamanda ırkçılık, nükleer güç ve silahlanma, eşcinsellere şiddet ve kadınların cinsel istismarını protesto ettim. ... sadece erkeklerin seks eğlencesi için obje olmaktan ziyade... Bunu biliyor muydun, Alçak Tory * lerin döneminde ülkenin % 70 i, şu an ülkenin % 84 lik bir servetine sahip.
el 7 % de la población posee el 84 % de la riqueza?
Tory, uyku tulumunu koymamız lazım. İncil, kalem, defter ve el feneri lazım.
Tori, tenemos que llevar la bolsa de dormir la Biblia, una lapicera y un cuaderno.
- Dök içini, Tory.
- Reza, Tori.
- Teşekkür ederim Tory.
- Gracias, Tory.
Özür dilerim... dilimi tutamadım, Tory.
Perdón por... Por las palabrotas, Tory.
Kampanya müdürünüz Tory Foster ile danışıklı olarak yaptığını söyledi.
Dijo que confabuló con su directora de campaña... Tory Foster.
Saul, kendisi ile birkaç gün önce irtibata geçtiğini söyledi.
Saul dijo que Tory se puso en contacto con él hace unos días.
Tory'ye ben onay verdim.
Le di luz verde a Tory.
Al bakalım Tory, bizim torik.
Toma, Tori, elegida para la gloria.
Tory, sana söyledim.
Tory, ya te dije.
- Bu harika bir fikir, Tory!
Es una gran idea, Tory!
Hey, Tory.
Hey, Tory.
Tory, kimin umurunda.
Tory, a nadie le importa.
Tory, ne yapıyorsun?
Tory, que estás por hacer?
O bir Mason ve bir Tory milletvekili.
Es libre-masón y futuro miembro del Parlamento de los conservadores.
Tory, çığlıklarını duyduk!
Te oímos gritar.
Ne kadar muhafazakâr?
Susan, Susan... ¿ Cómo Tory?
Tory?
¿ Tori?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]