Toulouse tradutor Espanhol
163 parallel translation
Yorulduğum zamansa, bisikletimi Toulouse'da satıp içgüdüsel olarak Monako bileti almıştım.
En Toulouse cambié la bicicleta... por un billete para Mónaco, país al que quería volver.
Yine de Henri de Toulouse-Lautrec'in dehası, onları tuvale aktardığı günkü kadar taze ve canlıydı.
Henri de Toulouse-Lautrec los dejó hace tiempo.
Senin büyük büyük büyük büyük büyükbaban. Raymond, dördüncü Toulouse lorduydu. Kudüs'e giden haçlı şövalyesiydi ve kutsal lahti Türklerden kurtarmıştı.
El padre de tu tatarabuelo, el IV Lord de Toulouse, salvó la tumba sagrada de los turcos en Jerusalén.
Her zaman Toulouse kontuyduk ve hep öyle olacağız.
Pero, por encima de todo, somos condes de Toulouse.
Matmazel Denise de Frontenac, bu Mösyö Henri de Toulouse-Lautrec.
Srta. Denise de Frontenac, el Sr. Henri de Toulouse-Lautrec.
- Mösyö Toulouse-Lautrec'siniz değil mi?
- ¿ El Sr. Toulouse-Lautrec?
- Mösyö Toulouse gibi bir şey mi? - Evet.
- ¿ Sr. Toulouse no sé qué?
Toulouse?
¿ Toulouse?
Sen hiç Rue Mouffetard'a gittin mi Toulouse?
¿ Has estado en la Calle Mouffetard?
Bana karşı çok iyisin Toulouse... ve ben sana her zamankinden iyi davranacağım, görürsün.
Eres muy bueno conmigo. Y yo lo seré contigo, más cariñosa que nunca.
Şuna dokunsana Toulouse.
Tócalo.
Kendine hakim ol Toulouse!
¡ Cuidado, Toulouse!
Hoşça kal Toulouse.
Adiós, Toulouse.
Ben yalan söylemem Toulouse, sadece bazen polise söylerim.
Yo no miento, sólo a la policía.
Toulouse, gerçekten yok.
De veras.
Toulouse?
Toulouse.
Affet beni Toulouse.
Perdóname.
Evet doğru Toulouse, benim babam bir Kont değildi.
- Eso es, mi padre no era un conde.
Elveda Toulouse, yarın sabah şarkı söyleyemeyeceksin.
Adiós, Toulouse. Mañana no cantarás.
Toulouse, beni içeri al Toulouse.
Toulouse. Déjame entrar.
Sana poz vermemi ister misin Toulouse?
¿ Quieres que pose?
Toulouse, Toulouse, bırak gireyim.
¡ Toulouse! ¡ Toulouse! Déjame entrar.
Lütfen Toulouse, bana böyle kötülük yapma.
Por favor, no seas malo conmigo.
Toulouse Kontunun böyle bir kıza aşık olamayacağını söylemesi için mi?
¿ Para decirme que esto no es propio de un conde de Toulouse?
Merhaba Toulouse?
Hola, Toulouse.
İstediğim her şeyi verecek, değil mi Toulouse?
Me dará lo que quiera, ¿ no es cierto?
Onun için hiç fark etmez, çünkü milyonları var, değil mi Toulouse?
Le da lo mismo, tiene millones. ¿ Verdad que sí?
İyi akşamlar Mösyö Toulouse-Lautrec.
Buenas noches, Sr. Toulouse-Lautrec.
Toulouse adını Paris'teki tüm ilanlara astırdığın için, seni kırbaçlatmam gerekir.
Mereces ser azotado por ensuciar nuestro nombre.
Ne tatlı değil mi, Mösyö Paquin, Mösyö Toulouse Lautrec.
El Sr. Paquin. El Sr. Toulouse-Lautrec.
Affedersiniz, Matmazel Hayem, Mösyö Toulouse Lautrec.
Disculpad. La Srta. Hayem. El Sr. Toulouse-Lautrec.
Mösyö Toulouse Lautrec, Mösyö du la Voisier.
El Sr. Toulouse-Lautrec. El Sr. De la Voisier.
Toulouse da heryeri ışıl ışıl parlayan bir sarayı var
Su corte en Toulouse es una de las más brillantes.
Kont Peyrac karısıyla yalnızca dinsel düğün töreninde tanışacak Toulouse daki kasabasında..
El conde de Peyrac sólo conocerá a su esposa durante la ceremonia religiosa en su ciudad de Toulouse.
Arkadaşımız Lauzun Toulouse'dan döndü.
Nuestro amigo Lauzun volvió de Toulouse.
Toulouse'da giydiğin elbise büyüleyiciydi.
El vestido dorado que llevaba en Toulouse fue encantador.
- Kendisi Toulouse Başpiskoposuf Ölüm cezasına karşıdır. Bourie çağırıyor!
El mismísimo arzobispo de Toulouse se opuso a la sentencia de muerte demandada por Bourlé.
Toulouse Lautrec, en sevdiğim kısa boylu adamlardandır.
Toulouse-Lautrec. Uno de mis hombres pequeños favoritos.
Toulouse Lautrec, muhteşem bir ressamdı.
- Estoy ocupado el sábado en la noche.
Toulouse Kontu Joffrey Peyrac, Büyücülük suçundan cezalandırılarak kazıkta yakıldı Anjelik kurtuldu.
Joffrey de Peyrac, el conde de Toulouse, fue quemado en la hoguera por brujería, pero Angélique sobrevivió.
- Birinci kocan, Toulouse Kontu Peyrac'tan kalan miras.
Joffrey de Peyrac, conde de Toulouse.
Saat 15 : 34'te Toulouse'a hareket etmek üzere Bayonne'dan kalkacaksınız.
A las 15 : 34, parte de Bayona a Toulouse.
Toulouse'a 20 : 34'te varacaksınız.
Llega Toulouse a las 20 : 34.
Bonnet koleksiyonunun şahane Toulouse-Lautrec'ini satın aldığını söylemedi mi sana?
¿ No te dijo que compró el gran Toulouse-Lautrec... de la colección Bonnet?
Ve Toulouse Başpiskopusu, Ve Kral'ın kardeşi, Ve çeşitli Lord'lar,
o el arzobispo de Toulouse, el hermano del Rey, varios lores, soldados rudos...
Sen Toulouse'lu musun?
¿ Eres de Toulouse?
Çok hoşsun Toulouse.
Eres un galán.
Toulouse!
En la Calle St.
Toulouse.
Toulouse...
Deneyeceğim Toulouse.
- Lo intentaré.
Bir daha gelmeyeceğim Toulouse.
No volveré.