Tracker tradutor Espanhol
38 parallel translation
Sabah sekiz haberlerinde Charles Tracker ile birliktesiniz.
Habla Charles Tracker con las noticias.
Tracker.
Tracker. Ten cuidado, Devon.
Tracker!
Es Tracker.
Tracker!
¡ Tracker!
Tina Jean Schlossinger'in kalçasının Tracker Brothers'ın duvarında ne işi var?
¿ El coño de Tina Jean Schlossinger está en la pared de una tienda? Te digo que sí.
Tracker Brothers yıllardır boş.
Esa tienda lleva años desierta.
Tracker Brothers'ın orada, Duddits'le tanıştığımız gün camın yanındaki duvarda ne yazıyordu?
En la tienda Hermanos Tracker, cuando conocimos a Duddits ¿ qué había pintado junto a la ventana?
- Şuradaki Tracker nasıl?
- ¿ Qué tal este Tracker de aquí?
Ne istiyorsun, Tracker?
¿ Qué quieres, Tracker?
Specter Tracker X-2000.
El Espectro-Tracker X 2000
Çok gelişmiş değil ama, Konsey gelirse, onları bu ekranda görebiliriz.
No es tan avanzado como el espectro-tracker... Pero si vienen los espíritus, podremos verlos en esta pantalla
Ruh tahtasındaki sihirli sembolleri Specter Tracker'a yüklemiştim.
He introducido los símbolos de la ouija en la interfaz del spectro-trackler
Ben spektar trakerı çalıştıracağım, Lulu gitmeli. Bir sen kalıyorsun.
Yo tengo que estar en el espectro-tracker y Lulú tiene que ir a la isla, tendrás que ser tú
Beni iyi dinle, Specter Tracker, sana pentegramı boyayabilmen için yeterli zamanı verecek!
Si el espectro-tracker funciona, detendrá al espíritu del nigromante Lo suficiente como para que puedas dibujar sobre el pentagrama
Onu araçtan daha yeni indirdim.
Recién lo saqué de la Tracker.
S2F jetleri Pierce'e eşlik ettiler.
Fue asistida por aviones S2F tracker.
Beş yıldır CIA kaynaklı bir takip cihazı... -... kullanmadın. Bazı şeyler değişiyor.
No has usado un tracker de la CIA desde hace cinco años...
Sinyal gitmeden önce takip cihazının Kruger'ı tespit ettiği son yer burası.
Este es el último lugar en el que el tracker rastreo a Kruger antes de que se apagase.
Yılbaşında Santa Tracker * hikayesini kim hazırladı?
¿ Quién hizo la historia del rastreo de Papá Noel en Navidad?
Hayır, ben bir takipçiyim.
Soy agente Tracker.
Bu kadar büyük bir siteyi ve böylesine geniş bir tracker faaliyetini işler halde tutmak.
Operar semejante sitio y semejante tracker técnicamente.
Tracker'lar da ( veri trafiğini kontrol eden sunucu ) orada duruyor.
Los trackers están por acá.
İşte bu küçük zımbırtı da tracker.
Esta pequeña pieza es el tracker.
Dünyanın en büyük tracker'ı.
Es el tracker más grande del mundo.
Tracker Jacker arısının zehriyle güçlendirilmiş.
Junto con veneno de rastrevíspula.
Alan kimse, takip cihazını sökecek kadar akıllıymış.
Quien ha era lo suficientemente inteligente como a despegar el tracker.
Capitol bana, Tracker Jacker arısının zehrini veriyormuş.
¿ Sabes? El Capitolio usó veneno de rastrevíspulas conmigo.
Bilmediğimiz şey ise bir Fitness Tracker taktığıydı.
Lo que no sabíamos es que llevaba un rastreador de fitness.
"Anahtarlarımı aldım ve tracker'ı almayı unutmamalıyım."
"Tengo mis claves y debo recordar tomar mi seguidor."
Özellikle tracker için mi?
Especialmente para el seguidor?
Acıkıyoruz.
¡ Tracker!
Tracker!
Tracker!
Tracker!
Cuidado, querida.
Adam Uzay Yolu hayranı!
¡ Es un tracker!