English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Traje

Traje tradutor Espanhol

25,583 parallel translation
Bu yüzden Turkish Blood'ı da çağırdım.
Y por eso también traje a Turkish Blood.
Neden böyle Eskimo kıyafeti giydin?
¿ Por qué no te quitas ese traje de esquimal?
Beyinleri getirdim.
Traje sesos.
- Beyin bedava.
Por eso traje los sesos.
Anlıyorum seni ama ilk muhbirimi tuttuğumda John McGarrett'ın ne dediğini söylemek isterim.
Te entiendo, pero tengo que decirte lo que John McGarrett me dijo la primera vez que traje a un confidente.
Dinle, bir süre dönebileceğimi sanmıyorum bu yüzden erzak getirdim.
Escucha, no creo que vaya a poder volver por un tiempo, así que traje despensa.
Şimdilik 100 kişi için getirdim.
Por ahora traje lo suficiente para 100 personas.
- Kimçi de getirdim.
- Traje kimchi.
Müvekkilim dokunulmaz olduğu sürece, ortada bir dava olamaz.
No hay traje aquí si mi cliente se encuentra inmune.
Geçen cadılar bayramında Caitlyn kostümü giyerek, trans öğrencilerle dalga geçtiği iddiasıyla bir öğrenci disipline verildi.
Última Halloween, usted disciplinado estudiante por vestir un traje "Caitlyn", que usted dijo burlado de estudiantes trans.
Benim elbisem için yeterince göğüsün yok.
Tú, el traje. No tienes las tetas necesarias para mi vestido.
FBI kıyafetim var sizin yeni ajanınız olabilirim.
Tengo un traje de federal, y puedo ser vuestra nueva agente en prácticas.
Katillerin yargıcın önüne giderken takım elbise giymesinin bir nedeni var.
Hay una razón por la que los asesinos se ponen un traje estúpido... cuando van a estar frente al juez.
Güzel kıyafet.
Bonito traje.
Onu hangi günde getirdiğimi net olarak hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas el día exacto en que lo traje a casa?
Kahvaltılık taco kamyonu binanın önündeydi, sana vejetaryen aldım.
camión de taco de desayuno estaba fuera de las migas, así que te traje un vegetariano.
Belki Superman'in ayarında bir kostüm yapabilir.
Quizá construya un traje que pueda hacer todo lo que Superman puede hacer.
İşten küçük bir hasta bakım paketi getirdim.
Te traje una bolsa de medicamentos del trabajo.
Yakışıklı biriydi, takım elbise giyiyordu.
Era un hombre apuesto, vestido con un traje.
İstersin diye bunu senin için getirdim
Te traje esto por si lo querías.
Evet, bir silah getirmiştim.
Sí, traje una pistola.
Herkesi buraya getirirken aklımdan ne geçiyordu? Henry'i buraya getirirken?
¿ Qué diablos pensaba cuando traje a todos aquí... cuando traje a Henry aquí?
Bu adam peştun kıyafeti giyiyor.
- Sí. Este hombre lleva un traje Pathani.
Bunu sana getirdim.
Te traje esto para ti.
- Giydiğin takımdan dolayı olmasın?
Tal vez porque no se ve bien tu traje.
- Üstündeki takım sana yaramıyor olmasın?
¿ No será porque tu traje no se ve bien? ¿ Realmente es tan malo?
Sana kurabiye ve dondurma getirdim yastıklar ve süslü terlikler.
Te traje galletas y helado y almohadas, y unas lindas pantuflas.
Çantanı getirdim kardeş!
Te traje tu bolso.
Buranın şehrin en iyi cosplay kıyafetlerini sattığını duydum, ve Retro Girl kıyafetiniz birinci sınıf kalitedeymiş.
Me han dicho que este lugar tiene los mejores cosplay de la ciudad, y ese traje de Retro Girl es de lo mejor.
Düşündüm ki, belki üniformanı geri isteyebilirsin.
Pensé que quizás querías recuperar tu traje.
Bu artık benim üniformam değil.
Este ya no es mi traje.
- Bu düğünde giydiği smokin mi.
¿ Es el mismo traje del casamiento?
- Sanırım yeterince patlayıcı getirdim.
- Creo que traje suficientes explosivos.
Benim Beşir, yardım getirdim.
Soy yo, Bashir. Traje ayuda.
Umarım sorun değildir ve tuhaf olmaz. Özgeçmişimi getirdim.
Espero que esto te guste y no sea raro, pero... te traje mi currículum.
İşte buna kaderin cilvesi denir.
No deberías hacer bromas cuando vienes a trabajar con un traje que dejó de fabricarse en 1972. A eso le llamo yo ironía.
Durma, yap şakanı ama bu takımın çok acıklı bir öyküsü var.
Reíros, pero hay una historia muy triste - relacionada con este traje.
Ayrıca Kurtuluş Ordusu'na bağışlayacağım için geçen hafta kuru temizleyiciye verdiğim takımı giymişsin.
Y veo un traje que recogí de la lavandería la semana pasada porque iba a donarlo al Ejército de Salvación.
Taksiyle doğruca buraya geldik.
Lo traje en taxi. ¿ Quién carajo es?
Belirtmek isterim ki, yağmur ben gelene kadar yağmadı.
Solo quiero destacar que yo traje la lluvia.
Viski getirdim.
Te traje escocés.
Bu yüzden tıraş olup takım elbisemi giydim.
Por lo tanto, se afeitó y se puso un traje.
Kadife çiçeğinden bir takım bile hazırlamışlar.
Incluso le hicieron un traje de caléndula.
"Bu takım tekrar moda olana dek seni seveceğim."
"Te querré hasta que este traje vuelva a estar de moda".
- O yüzden Missouri'ye götürmen için bir şey getirdim.
Así que te traje algo para llevarte a Missouri.
- Neden bu kadar geciktin?
- Te traje una cobija. - ¿ Por qué tardaste tanto?
Ediyordu. Ama anlaşılan karizmatik ve çekiciymişim ki bunu zaten biliyordum ama daha önce hiç takım elbiseli birinden bunu duymamıştım.
Pero aparentemente soy encantador, carismático... lo cual ya sabía, pero no me lo había dicho nadie con traje antes.
Güvenlik filtresi davasından.
Sí. Desde el traje de filtro de seguridad.
Mutfak alıverişini ben yaptım iyi olduğundan emin oldum.
La traje su tienda de comestibles, se aseguró de que estaba bien.
- Bu da benim kızım Lila. - Vay canına, kıyafetine bak.
¡ Vaya, mira qué traje!
Hayatı çok yalnız.
Ten, te traje algunas ciruelas para la cena.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]