Tutuyorum tradutor Espanhol
3,008 parallel translation
Ben sözümü tutuyorum.
Cumplo la promesa.
20 dakikadır tutuyorum.
He estado bailando por 20 minutos.
Bugün, bir oğlum için yas tutuyorum Pawnee katili.
Por eso es que hoy lloro a un hijo, Pawnee Killer.
Ve diğer oğlumu kaybetmenin yassını da tutuyorum, Kara Ay.
Y lloro la pérdida de mi otro hijo, Luna Negra.
"Striptiz kulübünde ovalama" konusunda espri yapmamak için kendimi zor tutuyorum.
Me tienta hacer eso en un club de striptease.
Bak, elini falan da tutuyorum.
Mira, estoy cogiendo tu mano, ¿ y qué?
- Seni tutuyorum, Shawn, hatırladın mı?
Te estoy sujetando, ¿ recuerdas? Cierto.
Seks-ray yemi yutuncaya kadar O'nu elimde tutuyorum.
- Solo mantengo mis manos en ello hasta que el sex-ray agarre el cebo.
Koltuğunu sıcak tutuyorum.
Estoy calentando tu silla.
Bu elle, senin kolunu tutuyorum.
Con esta mano, trato de paralizar tu brazo.
Elimde "A" nın telefonunu tutuyorum.
Tengo el teléfono de A en la mano.
Bu evi bir arada tutuyorum.
Mantuve esta casa unida.
Bu evliliği bir arada tutuyorum.
Mantuve este matrimonio unido.
Mike, çenemi kapali tutuyorum.
Mike, tengo los labios sellados.
Yani seni iki saattir bu yüzden mi suyun üstünde tutuyorum?
Perfecto, ¿ para eso te he cargado las últimas dos horas?
Şu an onları yazmak için evin yolunu tutuyorum.
Ahora mismo estoy de camino a casa para escribirlas.
Haftada bir kez burada oda tutuyorum.
Cojo una habitación aquí una vez a la semana.
Bir şey olmuşsa kendimi de sorumlu tutuyorum zaten.
En todo caso, me hago totalmente responsable.
- Burayı pırıl pırıl tutuyorum ben.
Mantengo este lugar limpísimo. Es de locos.
Kendimi çok zor tutuyorum!
Apenas puedo contenerme.
Çünkü üreme şeylerimi burada tutuyorum. Kimsenin alamayacağı yerde.
Eso es porque guardo mis reproductores justo aquí, donde nadie puede tenerlas.
Sıradan bir herifin çamaşırlarını tutuyorum?
¿ Estás diciendo que estoy sosteniendo unos calzoncillos de vete a saber quien?
Burada tutuyorum, bekle.
Estoy sosteniendo la... aquí, sosténla.
- Zaman tutuyorum.
- Tengo un parquímetro.
Toledodaki şemsiye sanayisini tek başıma ayakta tutuyorum.
Sin ayuda de nadie, estoy apoyando la industria de paraguas de Toledo.
Evet haklısın, taraf tutuyorum.
Diablos, sí soy parcial.
Sınıfta hazırladığınız ilk ödevde hepiniz iyiydiniz. Ama aranızdan bir öğrenciyi ayrı tutuyorum.
Todos hicieron un gran trabajo en su primer tarea en clase, pero quiero seleccionar a un estudiante especial en nuestro centro.
Bütün acemi birliği mektuplarımı içinde tutuyorum.
Contiene todas las cartas que recibí en el campamento militar de mi mamá y mi hermana y...
Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum ama bu beni çok kızdırıyor.
En verdad intento no... llorar, pero es que me vuelve loca.
Arkamda kaç parmak tutuyorum?
¿ Cuántos dedos tengo?
Wow'ın ortasında herhangi bir şey olursa diye telefon bağlantısını saklı tutuyorum.
Tengo una conexión a la red telefónica en caso de que todo salga in medio de World of Warcraft.
Onu biraz daha küçük bir yerde tutuyorum, böylece çok fazla yürümüyor.
Lo tengo en el corral más pequeño para que no camine tanto.
Kendimi tutuyorum.
Debo prepararme.
Tutuyorum.
- Me la quedo.
Bu evi tutuyorum.
Me quedo con la casa.
Köpeği tutuyorum. İşiyor.
Estoy llevando el perro.
Ben onları tutuyorum.
Estoy reservándolos.
Bundan seni sorumlu tutuyorum.
Y te responsabilizo a ti.
Bundan hepinizi sorumlu tutuyorum.
¡ Os responsabilizo a todos!
Bak, tüm müşterilerin listesini tutuyorum.
Mantengo una lista de todos mis clientes.
Ben tutsakları tutuyorum ve Hawkeye ve Kaptan da onları gözetliyor.
Me ocupo de los prisioneros y el Halcón está de guardia.
Listem tutuyorum, hepsi bende.
Mantengo una lista. Tengo que llevar un registro.
- Hayır, grubum için açık tutuyorum.
No, la mantengo abierta por mi peña.
Bu evi 30 senedir ayakta tutuyorum, hepinizin bakımıyla uğraştım.
Mantuve esta casa andando durante 30 años. Todos ustedes fueron criados...
Oruç tutuyorum.
Estoy ayunando.
Sadece seçeneklerimi açık tutuyorum.
Solo mantengo varios frentes abiertos.
Tamam, ben onları geri tutuyorum.
- Lo que sea que esté pasando por tu cabeza ahora mismo, déjalo ir. Vale. Los estoy sujetando.
Durumu kontrol altında tutuyorum.
Bueno, tengo la situación totalmente controlada.
Buzdolabında tutuyorum.
Manteniéndolas en la heladera.
Levhalarımı sökmek için orada tutuyorum.
Lo guardo allí por todos mis carteles.
Anne ve babası bana bir çek yazana kadar rehin tutuyorum.
Lo guardo como rehén hasta que me de un cheque de mamá y papá.