Tweet tradutor Espanhol
686 parallel translation
Tweet!
¡ Oh, pío, pío!
- Cik, cik.
- Tweet, ¡ tweet!
- Cik cik.
- Tweet.
Anlaşıldı. Demek... Tweet'in yeni klibi için başka birinden yardım isteyeceğim.
Tendré que encontrar a alguien más... para que me ayude con el video de Tweet.
Tweet mi?
¿ La mismísima Tweet?
- Çok iyi görünüyorsun. - Sağol.
- Tweet, luces grandiosa.
Tweet!
Es Tweet!
Anlaşıldı. Demek...
Tendré que encontrar a alguien más... para que me ayude con el video de Tweet.
Tweet!
¡ Es Tweet!
- Ne oldu? - Kimse beni Tweet'lemiyor.
- Nadie me escucha.
Bir hafta.
Es solo una semana, Tweet
- Tweet.
- "Twiteo"
Tweet.
- Se dice "twiteas"
Bunu Tweet'de yayınlayana kadar bekle.
Espera a que lo publique en Twitter.
Tweet tamamen kapalı.
Nuestras cuentas de Twitter están selladas.
- cıvıltı.
Me parece que se llama un "Tweet".
... metinlerle ve cızırtılarla ve geri kalanla öğrencilerin analitik güçleri kısa devre yapmış gibi görünüyor.
Con todos esos SMS y los Tweet, y las otras cosas así... parece que han dejado de desarrollar las habilidades analíticas.
Twitter, yada tweet lemek.
Twitter, o tweeting.
twit ( sataşmak ) değil, tweet ( cıvıldamak ).
No es twit, es tweet.
seks sırasında tweet lemek kaba bir davranışmıdır?
¿ Es de mala educacion hacer twitter durante el sexo?
Batı yarım küredeki her cep telefonu kullanıcısına mesaj ve tweet atıyor.
Está pagando para enviar mensajes y tweets a todos los usuarios de celular.
Mesela bir Tweet.
- Un tweet, por ejemplo.
Sence Tweety ölmeden önce tweet göndermiş midir?
¿ Piensas que Tweety lo Tweeteó antes de que recibiera el disparo?
O tweeting.
Es tweet-iando.
Natalie Baldwin'in bağlantıları arasında, estetik merkeziyle ilgili bir şey yoktu. Ama şu adamla ilgili, bir ipucu yakaladım.
No hay dirección de un cirujano estético en los contactos de Natalie Baldwin, pero sí encontré un Tweet de este tipo.
- Twitter'dan bir şeye bakacaktım. - Bir saniye...
- Quiero verificar un tweet.
Yemin ederim, hâlâ cıvıldamanın kuş sesi olduğunu söyleyenlerle uğraşıyorum.
Te juro que aún trato con gente que cree que un tweet es el canto de un pájaro.
Sağlığının gayet iyi olduğuna dair bir tweet gönderdim.
He enviado un "tweet" diciendo que estabas vivito y coleando.
- Tweet-Tweet.
Tweet-Tweet.
Bayram sitesine bağlantı veren bir bloga girdim.
Me llegó un tweet para ir a un blog. Eso me conecta a un sitio web de días festivos
Diyor, tweet'leri, blogları ve siteleri takip eden adam.
Y esto viene del hombre que sigue tweets a blogs a sitios web.
Tweet atıyorum.
Estoy escribiendo en Tweeter todo esto.
Ondan bahsederler. Daha özele girersek "tweet" lerler.
Más específicamente, lo publicará en Tweeter.
"Benim tweet'im senin tweet'ini ezer" demek.
Significa : "Mi tweet es mucho mejor que el tuyo."
- Tweet.
Tweet.
- Doğrusu tweet.
Es "tweet".
Belki de hislerini tweet atarak ifade etmelisin.
Deberías poner tus sentimientos en Twitter.
- Tamamen. Evet, şimdi bir tweet attığında evrene, yüzlerini bile görmediğin bütün o insanlara ulaşıyor ve sen de her söylediğinin heyecanla beklediklerini varsayabilirsin.
- Cuando lo pones en Twitter llega a un universo de gente sin rostro y finges que le prestan atención a todas tus palabras.
Çok derin konuştun. Tweet olarak atmalısın.
Qué profunda, ponlo en Twitter.
Bunu Tweet'le, Tweety!
Haz un tweet de eso, Tweety.
Hadi Tanrı'nın kutsal Tweet'ini yükleyelim.
Ahora descarguemos el santo tweet del Señor.
Alex, Facebook, Chat Tweet, Buzz, Bling...
Alex, Facebook, chat Tweet, Buzz, Bling...
Hemen tweet'lemem lazım bunu.
Debo ponerlo en Twitter.
Maçları kaydetmen iyi güzel de 80'lerde yaşamayanlar benim gibi maçın skoruyla ilgili tweet alacaklar.
Uh, eso es realmente vanguardista, grabando en su VHS, pero para aquellos que no vivimos en los 80 , recibiré tweets con la puntuación durante el funeral.
Umarım sonraki yazısı, "Nefes boruma mısır kaçtı."
Ojala su próximo tweet diga : " Palomitas atoradas en la tráquea.
Tweet atmadım.
No mandé "tweets".
Tweet atma diye seni tehdit ettim ama sen tarih hocanız Bay Michaels eşcinsel mi diye tweet attın.
Te amenacé para que no lo hicieras, y enviaste "tweets" algo como que el Sr. Michaels, tu profesor de historia, era gay.
Ayrıca, Avukatlar, hem davalı hem de iddia makamı tanıklarının duruşmayı canlı tweet'lediği bana bildirildi.
Asimismo, abogados, me han informado de que tanto los testigos de la defensa como los de la fiscalía han estado tweeteando este juicio en vivo.
Tweet'in yeni klibi için başka birinden yardım isteyeceğim.
¿ Tweet?
Bu Tweet, evet.
Eso es tweed.
Onun tweet'lerini takip ediyorum.
Lo sigo en Twitter.