English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ U ] / Ulaşamıyorum

Ulaşamıyorum tradutor Espanhol

1,048 parallel translation
Ne Michael'a, ne de KITT'e ulaşamıyorum.
No logro encontrar ni a Michael ni a KITT.
Santa Rosa'ya ulaşamıyorum.
No me puedo comunicar con Santa Rosa
Robin'e ulaşamıyorum.
No puedo contactar a Robin.
Telefondan kimseye ulaşamıyorum.
Nadie atiende el teléfono.
Oraya bir türlü ulaşamıyorum.
No puedo alcanzarla nunca.
- Evet, ne demek ulaşamıyorum?
¿ Por qué dices eso?
- Aptal. Ulaşamıyorum.
- Idiota, no puedo alcanzarla.
- Oraya ulaşamıyorum.
- No puedo llegar allí.
Baxter'a ulaşamıyorum.
No localizo a Baxter.
Fırlatma koluna ulaşamıyorum!
¡ No puedo alcanzar la palanca de expulsión!
- Fırlatma koluna ulaşamıyorum!
- ¡ No alcanzo la palanca de expulsión!
Sana bir türlü ulaşamıyorum.
No hay forma de hacerte entender.
Neden sana hiç ulaşamıyorum?
¿ Cómo es que nunca jamás puede dar contigo?
- Ulaşamıyorum.
- No alcanzo.
Ayakkabımı çıkarmak için ayaklarıma ulaşamıyorum. Tamam.
No alcanzo mis pies para sacarme los zapatos.
Sabahtan beri arıyorum, ancak ulaşamıyorum.
Estuve llamando toda la mañana, pero no puedo comunicarme.
Komutan'a ulaşamıyorum.
- Sí. No hay contacto con Riker.
Ona sen söyle, çünkü bir kez daha ben kızıma ulaşamıyorum.
Díselo tú, porque una vez más no puedo llegar a ella.
Ona evinden ulaşamıyorum.
No está en su casa.
Stan'a ulaşamıyorum, bu yüzden eve geleceğim.
Stan no contesta al teléfono, así que voy a ir a casa.
O arabalara ulaşamıyorum.
No puedo tocar estos autos.
Çünkü sana hiçbir şekilde ulaşamıyorum.
Porque no puedes decirme qué no estás ahí en algún lado.
Gordon'da bir dosya var. Telefonla bile ulaşamıyorum.
pero no consigo hablar con éI.
Acil Servis'e bile ulaşamıyorum.
- No puedo dártelo.
Ona ulaşamıyorum, tanımlayamıyorum, ama sen bir şeyler biliyorsun.
No puedo encontrarlo, yo no lo puede definir, pero sabes algo?
Ben ulaşamıyorum.
No llego.
Yardım edebilecek birisi var ama ona da ulaşamıyorum. - Kim?
Sé de alguien que podría ayudarnos, pero no le encuentro.
Sana hala ulaşamıyorum, değil mi, Darly?
Todavía no lo entiendes, ¿ no es así, Daryl?
- Ona ulaşamıyorum. Reed'e de ulaşamıyorum. Ve daha fazla bekleyemeyeceğim.
- Ni Reed ni ella están localizables.
Altanta, Georgia? büyük metropolitan bir merkez, ve ben ulaşamıyorum?
Un centro metropolitano de importancia y no puedo conectar con él.
Dehşetini hissedebiliyorum, ama ona ulaşamıyorum.
Puedo sentir su terror...
Kara Kartal, kaptana ulaşamıyorum.
Águila negra, el capitán no responde.
Santral memuruna bile ulaşamıyorum.
Nisiquiera puedo tener un operador.
Kıyafetin içinden ona ulaşamıyorum.
No puedo verlo a través de este traje.
Bu öğlen Andy ile buluşacaktım ama ona ulaşamıyorum, bana bir iyilik yap.
Debo encontrarme con Andy y no consigo localizarla.
Ben Mark'a ulaşamıyorum çünkü.
No me deja acercarme.
Bilgilere ulaşamıyorum.
No puedo acceder a los datos.
Ana bilgisayara ulaşamıyorum.
No tengo acceso a su ordenador principal.
Zihnine saldırmaya çalışıyorum. - Ancak ulaşamıyorum.
lntento atacar su mente, pero no logro penetrarla.
Ona ulaşamıyorum.
Carece de motivaciones.
- Ona ulaşamıyorum.
- No la encuentro.
Makinalara ulaşamıyorum!
¡ No alcanzo la máquina!
Onlara ulaşamıyorum.
No puedo contactar con ellos.
- Alıcılara buradan ulaşamıyorum.
- Lo sabremos desde el puente.
Telefonla ulaşamıyorum ve ofisinde de değil.
No consigo localizarla y no está en su despacho.
Ulaşamıyorum.
No puedo llegar hasta abajo.
Ona ulaşamıyorum. Walter, Federal Rezervleri... Evet?
- Pero la Reserva Federal- - - ¿ Sí?
Şehirlerarası ulaşamıyorum şerif.
Sheriff.
- Onlara ulaşamıyorum.
No puedo comunicarme.
Ona ulaşamıyorum.
No logro pasar.
Kasidy'e ulaşamıyorum.
- Oigámosle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]