English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ U ] / Ulkeye

Ulkeye tradutor Espanhol

314 parallel translation
Mao'dan alinti yapmanin yeterli olduğunu dusunuyorsun, oyleyse ulkeye git ve tarim isçilerinin kirsaldaki halkla nasil birlestiklerinin filmini yap... is için doğru formul, produksiyon için ve yonetmenliğin temel nosyonlari için.
Tu método es falso. Crees que basta con coger una cita de Mao, ir al campo... filmar a los obreros agrícolas y mezclar las dos cosas... para indicar que hay que unirse a las masas campesinas. Llegar a elaborar ideas justas para trabajar... por el trabajo de dirección desde el método fundamental de la dirección.
Kacak gocmen suclulari hapsetmenin masrafi 400 milyon dolar. Bu ulkeye, gocmen burosunun isguzarlik edip... hukum giymisleri arastirmamasi sayesinde girdiler.
$ 400 millones sólo para encerrar a inmigrantes ilegales criminales... que entraron al país porque el maldito gobierno decidió... que no vale la pena investigar antecedentes criminales.
Ülkeye bir bakın.
Deje las comodidades. Tenga una vida mas sencilla.
Ülkeye olan sevginizi gözler önünde yaşıyorsunuz.
Expresan el amor por su país abiertamente.
Ülkeye kimyager olarak giriş yapıyorsunuz.
Ingresará como especialista.
- Ülkeye gizlice girdi.
- Entró al país ilegalmente.
Ülkeye nasıl girdiğini, hangi gemi ile kaçtığını.
Cómo llegó al país. Qué barco lo trajo ilegalmente.
Ülkeye ve mahkemeye bütün hikayeyi anlatacağım.
Les contaré toda mi historia. Para el Tribunal y para todo el país.
Ülkeye hiç gelmemiş.
En este país, no.
Ülkeye canlı yayın yapılacak.
Lo emitirán de costa a costa.
Ülkeye döndüğünü duydum ve seni bekledim.
Oí que llegabáis a casa... y os esperaba.
Hollandalılar saldırı hazırlığında. Ülkeye senin gibi mucitler lazım.
Los Boers resisten y el país precisa inventores como Ud.
Ülkeye nasıl getirdin, kaçak mı?
Tu tiempo, tu juventud.
Ülkeye dışarıdan kaçak olarak sokulanlar... % 70 - % 95 arasında saflığa sahip.
Cuando eso es contrabandeado... es 70 % a 95 % pura.
- Ülkeye ne zaman geldiniz?
¿ Cuándo vino?
Ülkeye geri dönmek için gemiye binmek üzereydim. "Saigon Limanı'nda çok güzel bir gün batımı vardı." Ne mutluluk, ne mutluluk.
En 1946 estuve a punto de ser repatriado de Saigón.
Ülkeye bir başkan lazım.
El país necesita un jefe de estado.
Ülkeye bir kral gerek, Oliver.
El país necesita un rey, Oliver.
Ülkeye ya da sadece eve!
Al campo, o simplemente a casa.
Ülkeye kaçak mı giriyorlardı?
¿ Entrando en el país de forma ilegal?
- Ülkeye mi?
- ¿ En el país?
- Ülkeye rahatça girip çıkabilmeli.
- Podrá entrar y salir cuando quiera.
Ülkeye hayırlı olsun.
Es bueno para el país.
Ülkeye olanlar korkunç. Kendi adıma utanç duyuyorum.
Me siento personalmente avergonzado.
Ülkeye bir hafta önce gelmiş.
Entró en este país hace menos de una semana.
Ülkeye yeni girmiş Koreli bir doktor var.
Hay un doctor coreano que acaba de llegar al país.
Norveç'in ekonomik sistemini böyle çökerttik. - Ülkeye yabancı paralar sokarak.
Que la forma en que se rompió Sistema económico de Noruega infiltrando el gobierno con moneda extranjera.
Ülkeye bugün gidemesek bile bir zamanki mutluluğumuzu ve tekrar mutlu olacağımızı düşün.
Aunque no vayamos al campo piensa en lo feliz que fuimos y que seremos otra vez.
UYUŞTURUCU KRALI ÜLKEYE İADE EDİLDİ
IMPORTANTE TRAFICANTE EXTRADITADO
GÖNDEREN : RTX BİLGİ TÜRÜ : GİZLİ BÜTÜN ÜLKEYE SAYONARA.
COMIENZA LA CUENTA ATRÀS.
- Ülkeye ait.
- Pertenece al país.
Ülkeye geldiğinizden beri büyük bir hayranınızım.
He sido un gran admirador suyo desde que llegó al país.
Ülkeye geri dön.
regresas al campo.
Ülkeye pasaportsuz girdi.
Entra a otro país sin pasaporte.
Ülkeye ve bu gazeteye terör saçıyorlar.
¡ Aterrorizan al país... y ahora, este diario!
Ülkeye girişine izin vermek zorundalar.
Tienen que dejarte entrar.
Ülkeye nasıl sokuyorsunuz?
¿ Cómo va a entrar?
Ülkeye yeni geldim.
Acabo de llegar al país.
Testi şimdi olabilir miyim? Ülkeye yeni geldim
¿ Puedo tomar la prueba ahora?
Ülkeye, zaferin haberini gönderin!
Danos noticias de nuestra victoria.
Her şey zaten önceden düzenlendi. - Ülkeye kaçak mı giricez?
Todo está arreglado para Ud.
- Ülkeye hiçbir pasaport veya vize olmadan girmiş.
- Ingresó al país sin visa ni pasaporte.
Ülkeye yasadışı giriş yaptı.
Entró al país ilegalmente.
Ülkeye nasıl girmiş?
¡ Aquí está!
Ona iyi bakın. Ülkeye iyi bakın.
cuide de ella, cuide del país.
Ülkeye kendi adıyla giriş yaptığını sanmıyorum.
Supongo que entró con nombre falso.
Ülkeye gizlice döndüğümü sanıyorsun, değil mi?
Seguro creíste que regresaba en secreto.
Ülkeye girebilmek için resmi daireden. veya hükümetten vize almalıydınız.
Necesitabas conseguir un visado del Ministerio de Estado o del gobierno para que te dejaran entrar.
Ülkeye her türlü kaçak mal sokulmasına izin veriyormuş.
Parece que dejaba entrar de todo en el país.
Ülkeye getirilişi ayarlanmıştı...
Arreglamos que lo entren al país.
Ve herşey tam anlamıyla istediğim gibi, nişanlım dışında, ki şu anda Ulaşılamayan Ülkeye uçmuş durumda.
Y todo es exactamente como lo quiero, excepto mi novio... que partió a la tierra de Nunca Jamás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]