Ulster tradutor Espanhol
62 parallel translation
Bu paltoyu Gilbert ve Sullivan'dan almıştım.
Sabes, adquirí ese ulster en Gilbert y Sullivan.
- Ulster, değil mi?
- Del Ulster, ¿ correcto?
Ulster'lerin konuşma tarzı ayrıdır.
Uno del Ulster tiene una forma particular de hablar.
Ulster nutuğuyla gardımı düşürmeyi umut ediyorsun.
Luego enviasteis a ese chico para ver si bajaba la guardia hablando del Ulster.
Güney İrlanda'da sınıra mümkün olduğunca yakın bir yere ineceksin.
cerca de la frontera con el Ulster.
Ben Ivan Little, Ulster Televizyonu, Dungannon.
Les ha informado Ivan Little, Ulster Television, Dungannon.
İnsanların soru soracaklarını gayet açık : Bu, araştırmanın hassas bir noktaya değindiği anlamına mı geliyor? Kuzey İrlanda'daki güvenlik güçlerinin bölgedeki varlıkları nedeniyle sebep oldukları bazı hataları mı ortaya çıkardı?
Está claro que la gente se va a preguntar si su investigación ha puesto el dedo en alguna llaga si ha descubierto actos perpetrados por las fuerzas de seguridad a raíz de su presencia en el Ulster.
12 yıldır, Kraliyet Ulster Teşkilatı barışı korumak için teröristlerle savaşıyor.
Durante los 12 últimos años, la Policía del Ulster ha luchado por mantener la paz contra los terroristas.
"RUC tarafından öldürülen papaz, Belfast, 1979."
"Padre asesinado por la policía del Ulster, Belfast, 1979."
Von Ulster Fabergé yumurtasını çalmışlar.
Se robó el Huevo de Oyster Faberge.
Bu suikast, IRA'nın pazar günü 10 protestanın kurban edilmesine karşı radikal Ulster Gönüllü Kuvvetlerinin bir intikamıdır.
... En fuga. El atentado es un acto de venganza de los extremistas de la Fuerza de voluntarios del Ulster respondiendo a la bomba del IRA Que mató a 10 protestantes El último domingo.
Bu sabah, silahlı çatışmadan birkaç saat önce 70 yaşındaki bir Katolik Ulster Gönüllü Kuvvetleri tarafından öldürüldü.
Esta mañana, algunas horas Antes de la descarga de fusilería, Un católico de 70 años ha sido asesinado por la Fuerza de voluntarios del Ulster.
Dedektif Santos'un Ulster County'deki yazlık evinde bir kasanın içinde nakit 40,000 $ bulundu.
Se encontraron 40.000 $ en la caja fuerte de Santos... ... aquí, en su casa de campo.
Başkan, Ulster County'de açığa çıkan olayın içyüzünü sezse de bunların sadece varsayım olduğunu vurgulamak istiyor.
El alcalde entiende que lo encontrado es sospechoso pero aclara que son sólo sospechas.
Ulster'in en iyi boksörüydü.
El mejor boxeador de Ulster.
WIMBLEDON PERUKÇULUK Ulster Pazarlama
PELUCAS WIMBLEDON Franquicia del Ulster
Bir numara. Ulster'da bir numarayız.
¡ El número uno del Ulster!
Merhaba, Ulster televizyonu haber merkezi.
Ulster Television, dígame.
Kahrolası Ulster'den.
El Ulster de los cojones.
İrlanda Cumhuriyet Ordusu ile Birlikçi Ulster Savunma Gücü arasındaki savaş.
El Ejército Republicano Irlandés contra la Fuerza de Defensa del Ulster Unionista.
UDA
U D A ( Ulster Defense Association ) ( Organización Paramilitar Real )
Tartan Çetesi'ne katıldığımda 14 yaşımdaydım ve KİGG'ye katıldığımda 15 yaşımdaydım, yani Kuzey İrlanda Gönüllü Birliği.
Tenía 14 años cuando me uní a la banda de los Tartán y tenía 15 cuando me uní al UVF la Fuerza de Voluntarios del Ulster.
Ulster'de bir arkadaşım keskin nişancı tarafından vurulmuştu.
En Úlster, un francotirador le dio a un amigo mío.
Dokuz yaşımdayken yetim kalmıştım. Ulster'de bombalı saldırı. UVF, Katolik bir başpiskoposu protesto ediyordu.
Quedé huérfano a los 9 años cuando los Protestantes se rebelaron con la visita del arzobispo a Ulster.
Ulster Gönüllü Kuvvetleri radikal kralcılardır.
"Los Voluntarios de Ulster" son unionistas radicales.
Silahları patlatma. Ulster'in işi olmalı.
Explotar armas, tuvieron que ser los Ulsters.
Beni Coral Gables'taki 21 Ulster Sokağı'ndan arıyordu.
Llamaba desde el 21 de Ulster Avenue, en Coral Gables.
Ulster Hall'de Rolling Stones'u izledim.
Vi a los Rolling Stones en el Ulster Hall.
Evet memleketin düzenini sağlayan polisler.
Ah, sí, el Royal Ulster Policía.
Bundan yaklaşık iki yıl önce polis ve Londra'lı punk grubu Clash fanları arasında Ulster Hall'da kavga çıkmıştı.
Ahora, hace dos años, provocaron problemas entre la policía y fans al bandas de punk rock londinenses, The Clash, llegó a the Ulster Hall.
Ulster Hall'u düşün.
Prueben Ulster Hall.
Çünkü Ulster Hall iki bin kişilik.
Bueno, porque el Ulster Hall alberga 2.000 personas.
Ulster Hall bu gece en ilginç organizasyonlardan birine imza atacak. Punk ve New Wave gruplar sahnede olacak.
The Ulseter hall representa esta noche la mayor reunión aquí bandas del punk homebred y new wave en un escenario
Ulster Hall'u ağzına kadar doldurduk ama nasıl oluyorsa hala zarardayız.
Hemos abarrotado el Ulster Hall Y hemos hecho de alguna manera una puta pérdida.
Ulster.
Ulster.
Belgeleri açıklamamaya karar verdiler. Çünkü o bir rahipti ve tüm tanıklar Ulstermen'deydi.
No se atrevieron a publicarlo porque era un sacerdote, y todos los testigos eran hombres del Ulster.
Ulster'da böyle çok gece geçirdim.
Más de una noche pasamos como esta, en Ulster.
Bir kuzey irlanda gönüllüsü.
Voluntarios del Ulster.
Ulster'daki en büyük mülklerden birinin baronet payesini miras alacak.
Él va a heredar el título de barón de una de las fincas más grandes de Ulster.
- Ya da Ulster'daki mülkten?
¿ O del estado de Ulster o nada de eso?
Silver Blaze şu anda Ulster County'de ahırda duruyor.
Silver Blaze se está estabulado en el condado de Ulster en el momento.
Ulster County'deki polisler çantaya bakın ama bir şey almayın dediler.
Ese policía en el condado de Ulster nos dijo que podíamos mirar en la bolsa, No se lo quite.
İki tane maymuncuk oldukça büyük bir bıçak. ... bantlanmış üç şırınga ve bir de Ulster County haritası.
Dos juegos de ganzúas... un cuchillo muy grande... tres jeringas incluido en la cinta adhesiva y un mapa del condado de Ulster.
Elbette canım, ama şunu belirteyim. Senin yerine Başbakan olsam Ulster Gönüllü Birlikleri liderlerini şimdiye dek vurdurmuştum.
Por supuesto, querido, pero déjame añadir que si yo fuera Presidente, en vez de tú, ya habría fusilado a los cabecillas de la Fuerza Voluntaria del Ulster.
Özerk yönetim Ulster ve Tory liderliği tarafından karşı koyulacak ve korkunç bir iç savaş çıkacak, bu çok açık.
El Ulster y los conservadores se van a resistir a la autonomía, vamos hacia una espantosa guerra civil, es obvio.
Şu anda yerel yetkililerden yardım alamayız çünkü silahlar Ulster Gönüllüleri'nin elinde.
No recibiremos la ayuda de las autoridades locales una vez que las armas estén en manos de los Voluntarios del Ulster.
Ulster'in saygın bir üyesi.
El honorable miembro de Ulster.
"Şikâyetçinin'bel've bacaklarını açarak yatmasını.. "... sağlamak, istemek ve izin vermek. -'Kol've bacaklarını.
"Obligar al demandante a extender brazos y piernas por tres miembros de la Policía del Ulster mientras uno le golpeaba con el talón en el abdomen y en las costillas..."
- Ulster'daki yengeçler yüzünden.
- ¿ Sabes cómo es?
- En azından Ulster'den değillerdi.
Bueno, por lo menos no eran del Ulster.
- Hayır efendim, ben Ulster'denim.
No señor, del Ulster soy yo.