Ulusu tradutor Espanhol
751 parallel translation
Büyük liderin zayıflığı bir ulusu kargaşaya sürüklemek üzereydi.
La debilidad del gran líder va a envenenar una nación.
Tüm Rus ulusu, en iyi evlatlarının gücünü ve canlarını Anavatanımızı savunmak için büyük kahramanca savaştan esirgemedi.
La Nación Rusa no escatima la fuerza... y las vidas de sus mejores hijos en esta lucha heroica por defender la Madre Patria.
Siz, jüri üyeleri ; ulusu temsil ediyorsunuz.
El jurado representa a la nación.
Ulular ulusu, yüceler yücesi, güçlüler güçlüsü Sezar...
Altísimo y poderoso César...
Ve bu ulusu savastan döndürmek icin payina düseni yapacak.
Y hará su pequeña aportación para apartar a esta nación de la guerra.
Bir ulusu devamlı düşman gibi görmek çok daha büyük tehlike yaratacaktır.
Será peor si los consideramos enemigos.
- Ne demek kimi? Ulusu.
- ¿ Qué significa "quiénes"?
Ama eğer adi bir köle benim kraliçe mi alabiliyorsa ve bütün bir ulusu bozguna uğratmak için bir düşmanı kurnazca öldürebilir. Sonra Ragnar'ın olduğundan bile büyük bir düşman olduğu gün gelecektir bir düşman olduğu gün gelecektir.
Mas si un esclavo puede robarme a mi reina y capturar a un enemigo que la nación no pudo derrotar, algún día será un enemigo más mortal de lo que jamás llegó a ser Ragnar.
Tüm ulusu televizyon başında histeriye sürükleyip, Bizi Beyaz Saraya taşımaları için. Sıkı yönetimi anarşi gibi göstermemizi sağlayacak güçlerle!
Conducirá a la histeria a un país de televidentes que nos llevarán a la Casa Blanca con poderes que harán que la ley marcial parezca pura anarquía.
Garibaldi'nin elini öptüm, bu ulusu selamete çıkaran kişinin eliydi. Doğru yola soktuğum biriydi. Ama yine de biz askerlerin ona saygı duyması gerekiyordu.
Y ahora, solo besaría la mano a la salvación del reino... la cual es una señora también, y nosotros los militares también la respetamos.
Ve Almanlara esir, savaş yorgunu İtalyan ulusu, savaşı sürdürdü.
La nación, cansada de la guerra, luchaba bajo el yugo de los ejércitos germanos.
Sonra, 2 Temmuz 1962 de bağımsızlığıyla....... Cezayir ulusu doğdu.
Después, el 2 de Julio de 1962, obtenida la independencia, nacía la nación Argelina.
"Ulusu koruma kanunları" na göre Yahudiler ve istenmeyenlerle birlikte..
De acuerdo a la norma de "Proteccion de la Nacion contra judíos e indeseables"
İpsiz sapsız köylüleri de piyon olarak kullanıyorsun senin bu etrafa yayılan fikirlerin tüm ulusu teslim alacak! Öyle mi? !
Estabas usando a esos despistados campesinos como peones en tus planes imperialistas para tomar la nación, ¿ verdad?
İskoç erkek giyim mağazasına 48 milyon kilt sipariş veriyorlar İngiltere nüfusunu dünyada en kötü tenis oynayan ulusu İskoçlara çevirerek Wimbledon turnuvası sırasında İngiltere'yi boşaltıyorlar.
Piden 48 millones de faldas a una tienda escocesa de ropa de... caballero, convierten a la población de Inglaterra en escoceses... bien conocidos como la nación que peor juega al tenis de la tierra. Y dejan Inglaterra vacía durante la quincena de Wimbledon.
Parlamentoya bu ulusu halkın iradesi ve Tanrı'nın rehberliğiyle yönetme hakkı verilmediği sürece parlamento olmadığımıza inanıyoruz.
El Parlamento está convencido de que sin el derecho a gobernar por voluntad del pueblo y con la ayuda de Dios no es un Parlamento.
"... kralı ülkesinden ayıran meseleler kısa zamanda çözülmezlerse yakında ulusu bölecektir. "
"... si las diferencias que separan al rey de su pueblo no se resuelven pronto, pueden llegar a dividir la nación ".
Meclisteki bu davranışınızla ulusu bir iç savaşın eşiğine getirmiş olabileceğinizin farkında mısınız?
¿ Se dan cuenta de que con su acción tal vez han empujado a la nación a emprender una guerra civil?
Şimdi kralın bu Meclisi ve ulusu ne kadar küçümsediğini gördük.
Han visto todos el enorme desprecio que el Rey siente por esta Cámara y por el país.
Böyle bir kral bu büyük ulusu yeniden birleştirip İngiltere'nin adını Hristiyan aleminde en asil yere oturtabilir.
Un rey de esa clase podría unir a esta gran nación nuestra y convertir el nombre de Inglaterra en el más noble de la Cristiandad.
Ve bu kral, namussuzluğuyla, ihanetleriyle yabancı güçlerle yaptığı gizli anlaşmalarıyla bu büyük ulusu yönetmeye layık olmadığını gösterdi!
Y ese Rey, por sus falsedades, por sus traiciones por sus tratados secretos con potencias extranjeras ha demostrado que es indigno de gobernar esta gran nación.
Bu ulusu yaratmak için bu insanların verdikleri kanlı ve şiddetli kavgayı düşündüğünüzde, bir şey, daha kolay hale geliveriyor. Kötü koşulları iyiye çevirmek için şiddetin gerektiğine inanmak kolaylaşıyor.
Cuando recordamos a toda esa gente, recordamos su sangrienta y violenta lucha por crear esta nación, lo que lleva fácilmente a pensar que la violencia es la vía para cambiar las malas condiciones por otras mejores.
Bir ulusu kurtaran adam yasaları çiğnemiş olmaz.
Aquél que salva a una nación no viola ninguna ley.
Unutmayın ki, ben ele geçirilmiş bir ulusu temsil ettim. Ateşkese aç bir ulusu. Gerekli olan müdahalenin kesilmesiydi.
Yo representaba a un país que por trato era considerado país vencido que por mucho, debía rendir un armisticio, un armisticio pesado, que demandaba cada día una interpretación no fiscal de este armisticio, pero que me ponía en condiciones nada fáciles
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Me niego a creer que el autentico pueblo de Gran Bretaña siempre amigo de Italia, quiere llevar a Europa a la catástrofe por defender a un país africano
İsa, bütün bir ulusu satardım
Cristo, he vendido a mi nación
ROOSEVELT ULUSU TOLERANSLI OLMAYA ÇAĞIRIYOR
ROOSEVELT PROMETE A LA NACIÓN QUE LUCHARÁ POR LA TOLERANCIA
Ve bir ulusu ayağa kaldırmak zerre kadar umurumda değil.
Y me importan un bledo las naciones emergentes.
Japon ulusu adına, yakın zamanda gelecek olan zaferimiz için... sizi partiye davet ediyorum.
En nombre de la nación japonesa, permítame invitarle a una fiesta..... para celebrar nuestra victoria venidera.
Yahudi halkı ve İsrail ulusu, bugüne kadar Tanrı için..... hangi görevleri yerine getirdi?
¿ qué papel desempeñan el pueblo judío y la nación de Israel en el mundo de hoy?
Bu ulusu yönetmekten âciz olduğunu söylerken baban ne kadar haklıymış.
Tu padre estaba en lo cierto. El no tiene habilidad para gobernar la nación.
Buranda bir "yok ki" ulusu.
¿ Es un país pobre, entonces?
İlla ki kullanacaksak "ileride olacak" ulusu diyebiliriz.
Si lo hiciéramos, Buranda sería "pobre solo a corto plazo".
"Bakanlığımız Ulusu Kurtarıyor" "Bürokrasi Eğlencelidir".
"La administración salva la nación", "La burocracia es divertida".
"Bürokrasi Ulusu Bir arada Tutar" nasıl?
¿ Y "La burocracia mantiene a la nación unida"?
Ancak hiçbir sistemli arama programı,... henüz Dünya'nın herhangi bir ulusu tarafından onaylanmadı.
Pero ningún programa de búsqueda sistemática ha sido aprobado jamás en país alguno.
Ulusu o günde dua etmeye ve oruç tutmaya çağırmak istiyorum.
Pediré a la nación que sea un día de plegaria y ayuno.
Ulusu :
Nacionalidad :
Uluların ulusu Jabba hemen yok edilmenizi emrediyor.
Su Majestad Serenísima, el gran Jabba el Hutt ha decretado que se los extermine inmediatamente.
Her toplantıda muhakkak bir Zelig şakası yapılır... pop dansın hakim olduğu onyılda... yeni bir tür ulusu çalkalar.
No hay ni una fiesta sin un chiste de Leonard Zelig. En esta década de fiebres de bailes populares uno nuevo azota a la nación.
Leonard Zelig'den esinlenmiş... bir sürü popüler şarkı vardı, melodileri ulusu ağlatıyordu.
Días de Camaleón Había muchas canciones populares inspiradas por Leonard Zelig, tonalidades que causaron furor.
Hop, hop, hop, hop Bir ulusu ayağakaIdıran bir dans ruhu yarat.
Haz el baile sensación que está arrasando la nación
İç savaşı bitirmeye ve bölünmüş ulusu uzlaştırmaya karar vererek muhafazakâr kuvvetlerin kalesine, Granada'ya doğru yürüyüşe geçtik.
Decididos a acabar con la guerra civil y a reconciliar a la nación dividida, marchamos sobre Granada, bastión del poder conservador.
El ele vererek bu ulusu birleştirmek bizim kutsal görevimizdir!
Es nuestro sagrado deber unificar esta gran nación.
Uluların ulusu önünde kendi fikrimi açıklamak ne haddime.
No me atrevo a dar mi opinión ante el Rey de reyes.
İsa'nın Aryan Ulusu Kilisesi, Bay Beck.
La Iglesia de la Nación Aria de Cristo.
Pecherin, bir ulusu sisteminden nefret ederken, sevmenin mümkün olduğunu anlamış biriydi.
Pecherin comprendía que es posible amar tu propio país y odiar su gobierno.
Kuyruklu yıldız buraya gelmeden önce, Ateş Ulusu Kralını yenmek zorundasın. Kitap 2 : Toprak Bölüm 10 :
- El cometa de zousen regresará al terminar el verano y el señor del fuego Osai usara su poder para terminar con la guerra de una vez por todas
Dört elementte ustalaşsan bile, sonra ne olacak? Elimizde Ateş Ulusu'nun haritası bile yok.
Practico duramente todos los dias con toph y katara he entrenado mi vuelo
"Dünyaca ünlü kişinin ölümü ulusu şoka uğrattı"
EL PAÍS SE SORPRENDE POR LA MUERTE DE LA FIGURA MUNDIAL
Ve Ateş Ulusu Kralı Ozai bu savaşı tamamen bitirmek için bu kuyruklu yıldızın gücünden yararlanacak.
- Lo has hecho Eres un maestro tierra