Utanmıyor musun tradutor Espanhol
332 parallel translation
Kal-chi'den utanmıyor musun?
¿ No te avergüenzas delante de Kal-chi?
- Utanmıyor musun?
¿ Es vergonzoso?
Utanmıyor musun?
¿ No te avergüenzas?
Utanmıyor musun?
¿ No le da vergüenza?
Hiç utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza?
Artık utanmıyor musun?
¿ Se acabó la timidez?
- Utanmıyor musun?
- ¿ No te da vergüenza? No.
Bu şekilde konuşmaktan utanmıyor musun, Bay Lombard?
- ¿ No le da vergüenza hablar así?
Amca, utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza, tío?
Ivan Ivanovich, utanmıyor musun?
Ivan Ivanovich, ¿ No te da vergüenza?
Kendinden utanmıyor musun?
No te avergüenzas?
- Seni yaşlı keçi, utanmıyor musun?
No te da verguenza.
Kyoji! Kendinden utanmıyor musun?
Kyoji, ¿ y lo dices sin sonrojarte?
Kendinden utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza?
İsyancıları desteklediğin için utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza apoyar la rebelión?
- Utanmıyor musun?
- ¿ No les da vergüenza?
Kalbinin yanında taşıdığın heykelciğin huzurunda utanmıyor musun?
¿ No te avergüenzas ante el Buda que cuelga de tu cuello?
Utanmıyor musun?
¿ No tienes vergüenza?
Hiç utanmıyor musun?
- Lo que oyes.
Utanmıyor musun yaşamaya?
¿ No les da vergüenza? - Pero...
Evli olmamaktan utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza no estar casada?
Utanmıyor musun?
¿ Acaso no te da vergüenza?
- Utanmıyor musun? - Hayır, efendim.
- ¿ No te da vergüenza?
Arliss, o adama taş atmaya utanmıyor musun?
Arliss, ¿ no te da vergüenza tirarle piedras a ese hombre?
Hiç utanmıyor musun? Çık dışarı! Al bunu da!
Miserable, salga y llévese esto.
Kuzenlerin arasını açmaya utanmıyor musun?
¿ Tan difícil le va a ser mi primo juntar el agua con lo otro?
İçimdeki annelik dürtüsünü uyandırmaya utanmıyor musun?
¿ No te da verguenza despertar la madre que hay en mí?
Koca kafa baba mı? Utanmıyor musun?
¿ Te parece bonito?
Utanmıyor musun?
Debería darte vergüenza.
Utanmıyor musun?
¿ No estás avergonzado?
Utanmıyor musun?
No te avergüences.
O kadar kuşkulandın, utanmıyor musun şimdi?
No tienes vergüenza de sospechar ¿ No me tenías confianza?
Kızının ölüsünü yeni gören bir bayanı itmekten utanmıyor musun sen!
¿ No le da vergüenza tratar así a una madre que ha perdido a su hija?
Ne yapmam lazım? - Utanmıyor musun?
- ¡ No, no, te lo ruego!
Utanmıyor musun sen yaşlı sarhoş?
¿ No le da vergüenza?
Seni koca pislik, utanmıyor musun?
Es usted un bestia. ¿ No le da vergüenza?
Yaptıklarından utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza cómo te comportas?
Hiç utanmıyor musun? Evet. Sen?
Anoche no valía nada pero ahora, después de mi vuelta vale una pequeña fortuna.
Utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza?
Bu kadar eski bir arabayı çekiçlemeye utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza golpear a un coche viejo así?
Bahçeyi bozmaya utanmıyor musun?
Esta bien... Estamos en la guerra y no en un parque de diversiones.
Yüzünü göstermeye utanmıyor musun?
No te escondas ¿ No quieres que te veamos?
Utanmıyor musun?
¿ No están avergonzados?
Öğrencilerinin önüne böyle çıkmaktan utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza ante los discípulos?
O yetimi gücendirmeye utanmıyor musun.
¿ Cómo no te da vergüenza? Ofendes a una huérfana.
Hiç utanmıyor musun?
¿ No le da vergüenza?
Utanmıyor musun hiç?
¿ No te da vergüenza?
John Wayne filmleri görmediğin için utanmıyor musun?
¿ No te da vergüenza no haber visto una película de John Wayne?
- Utanmıyor musun?
No...
Kendinden utanmıyor musun?
¿ Estás avergonzado?
- Ne dedi? Utanmıyor musun?
- ¡ Ladronzuela!