Uyanmış tradutor Espanhol
762 parallel translation
Majesteleri her sabah sizi uyandırmaya geliyorum ve her sabah sizi uyanmış kitap okurken buluyorum.
Su Majestad. Cada mañana vengo a despertarla... y cada mañana la encuentro despierta y leyendo.
Bütün dünya Yeni uyanmış gibi görünür sizinle şenlik sevinci içinde şarkı söylüyor sanki
Todo el mundo parece un nuevo amanecer Celebrando contigo con la canción que cantamos
Şu anda, seni öptüğüm zaman uyanmış olmanı dilerdim.
Ojalá se hubiera despertado cuando la besé.
Bu kez hala sarhoşken uyanmış ve kontağı açmış olmalı.
Esta vez, se debió despertar borracho y puso el coche en marcha.
Uyanmış olurum.
Estaré despierta.
Ben giyindiğimde de odam hep kalabalık olurdu... öümden uyanmış gibi hissederdim.
También solían aglomerarse en mi camerino cuando me estaba vistiendo... como un funeral antes de que uno esté muerto.
- Hizmetçilerden biri çığlık atarak uyanmış.
Eso es lo que fue. Una de las sirvientas tuvo un mal sueño. Despertó gritando.
Ailemi kaybettikten sonra, bir rüyadan uyanmış gibi oldum.
Desde que perdí a mi familia, es como si hubiera despertado de un sueño.
Büsbütün uyanmış hissediyorum!
Me siento muy despierta.
- Yukarı çıkıp uyanmış mı diye bakar mısın?
- ¿ Podría subir y fijarse si está despierta? - Sí, Señor.
Annem uyanmış.
Mamá está despierta.
Çocuk geç uyanmış ve yaşlı adamın olmadığı diğer günlerde yaptığı gibi yine yaşlı adamın kulübesine gitmişti.
Luego vino a la choza del viejo como había hecho todas las mañanas, .. desde que el viejo se había ido.
Ona çığlık gibi gelen bazı gürültülerle uyanmış.
Que le despertó un ruido, gritos, pensó.
Aniden güvertede direnir vaziyette uyanmışım gibi. Ve salondan gelen seslerinizi duyuyorum.
De pronto es como si despertara y me encontrara parado en cubierta... escuchando... sus voces... venir del salón.
Führer uyanmış.
el Führer está despierto.
Sabah, günün ilk ışıklarıyla uyanmıştım.
Al día siguiente me levanté con la primera luz del día.
Bakın, beyefendi de uyanmış.
Vaya, el joven está despierto.
İlk defa uyanmışım gibi hissediyorum, hanımefendi.
Me siento despierto por primera vez.
Ayartıcımız uyanmış.
Bueno, el seductor se despierta.
Seninle Asakusa'da karşılaştığımızda sanki ölümden uyanmış gibi aniden kendime geldim ama tekrar kendimi evimin eşiğinde buldum.
Desperté de repente, cuando nos encontramos en Asakusa. Como si hubiera estado dormida, pero de pronto estaba ante mi casa de nuevo.
Sonunda uyanmış...
Seguro que se acaba de levantar...
Bilin bakalım bu sefer kim uyanmış?
Adivinen a quién despertamos ahora.
Yaptığım gürültüyle oteldeki herkes uyanmış olmalı.
Con tanto ruido, todo el mundo debería estarlo.
Oğlun uyanmış Kızım ile.
Su hijo se ha acostado con mi hija.
Uyanmış bile.
- Ah, está aquí. - Sí.
Hastamız uyanmış mı diye bir baksan iyi olur.
Fíjese si nuestra paciente esta despierta.
Sonunda Prensim uyanmış, ha?
Así que mi príncipe por fin Se ha levantado.
Ben Bayan Cotton uyanmış mı diye bakacağım.
Voy a ver si la Sra. Cotton's ya se a levantado.
Sabahın 7'si, daha yeni uyanmışım. Acayip uykum var. Kapıyı açıyorum ve karşımda biri duruyor.
Si me levanto a las 7 : 00 de la mañana y estoy adormitado, abro la puerta y veo a alguien eso me atrae, sabes...
Sabahları kafelerde, yeni uyanmış, yıkanmış işlerine giden insanlarla son içkimi içerdim.
Por la mañana, echaba un último trago en la barra de los cafés... con la gente que acababa de levantarse, de lavarse... para ir a trabajar con cara embrutecida.
İki numaradaki sarhoş uyanmış olmalı.
El borracho de la dos ha debido despertarse.
Sanki içimdeki güç....... uyuyormuş da yeni uyanmış gibi.
, que soy capaz de todos. Parece simplemente una fuerza que dormía,
Bir gün. Yatağında yatarken uykudan uyanmış. Yatağı da onun gibi çok küçükmüş.
Un día Almendrita se despertó, que estaba durmiendo en su cama, que era también una cama muy pequeña, muy pequeña.
O uyanmış.
Se ha despertado.
Birkaç dakikaya uyanmış olur.
Se despertará pronto.
Gidip uyanmış mı bakayım.
Iré a ver si está despierta.
Hayvanat bahçesinde uyanmış.
Despertó en el zoológico. ¿ Qué?
Bak kim uyanmış.
Mira quién está despierto.
Neden uyanmış?
Por qué se despertó :
Ya sen buraya gelmeden önce uyanmış da polisi çağırmışsam?
¿ Qué tal si me levantaba antes de que vinieras y llamaba a la policía?
Kardeşim İsmail uyanmış.
Mi hermano Ismael está despierto.
Muhterem uyanmış ve hala alevler içindeki ölmekte olan kadından kendini kurtarmış.
Su gracia despertó, logrando liberarse de la moribunda mujer que todavía ardía.
Bu doğru. Şimdiye dek bir şekilde uyanmış olması gerekirdi.
Es cierto, tendría que estar despierto.
Betty uyanmış mı?
¿ Se ha levantado Betty?
Affedersiniz hanımefendi. Üstçavuş Highway... üsse doğru yola çıktığında uyanmış oluyor musunuz?
Disculpe, señora. ¿ No estará levantada... cuando el sargento Highway vaya a la base?
Çin kıyılarında uyanmış.
Despertó frente costa de China.
Uyanmış olmak harika bir şey. Ya, evet, öyledir.
- Es maravilloso despertar.
Uyanmış. - Susan.
Vuelve dentro.
Bakın kimler uyanmış?
Miren quién despertó.
Çoktan uyanmış bile.
Ya se levantó.
Bakayım, uyanmış mı?
Déjeme ver si está despierta.