Vaftiz tradutor Espanhol
3,072 parallel translation
Onlardan birini Marvin'in vaftiz ebeveyni yapacaktık ama hayatlarında neler oluyor bilmiyorum bile.
Sabes, estábamos a punto de nombrar a uno de ellos padrino de Marvin, y no puedo decir... qué está pasando en sus vidas.
Ne var biliyor musun, lakap takmak hiç iyi birşey değildir. O benim arkadaşım, ve yapmayı planladığım çocuklarımın vaftiz babası, ve eğer sen onun hakkında konuşurken böyle rayından çıkacaksan, bence kaldırımdan gitmelisin
El es mi amigo, padrino de mi hijo no concebido y si vas a seguir hablando basura de él, entonces hazlo afuera.
Ben vaftiz annesiyim.
Soy su madrina.
Selam, bebeğim, ben senin vaftiz annen, Rocky, bu da benim erkek kardeşim Clint.
Hola, cariño, soy tu madrina Rocky y este es mi hermano Clint.
- O da senin vaftiz dayın, teknik olarak üvey vaftiz dayın.
Es tu padrino-tío... técnicamente, tu medio padrino.
- Etten çıkan sos. - İşte, bu da senin diğer vaftiz annen.
La salsa viene de la carne.
- Vaftiz kızıma bunu söylerim.
Eso es lo que le digo a mi ahijada.
- Vaftiz kızın mı var?
¿ Tienes una ahijada?
Vaftiz ebeveyni tam ne demek?
¿ Qué es exactamente un padrino?
Vaftiz ebeveyn, çocuğun ruhsal yönlendirmeler için başvurduğu kişidir.
Un padrino es alguien al que el niño va para que le guíe espiritualmente.
Tıpkı, benim, vaftiz kızım Pam'e yaptığım gibi.
Al igual que lo hago para mi ahijada, Pam.
Vaftiz ebeveyn bulmak hiç de fena bir fikir değilmiş.
No es una mala idea buscar padrinos.
Vaftiz ebeveynler bulmalıyız.
Tenemos que encontrar padrinos.
Tiffany, Victoria çocuğumuzun vaftiz ebeveynleri olmak ister misiniz?
Así que, Tiffany, Victoria, ¿ os gustaría ser las madrinas de nuestro bebé?
Bakın, kendi çocuğumuz olmuyorken başkasının çocuğuna vaftiz ebeveyn olmamız bizim için zor olabilir.
Mirad, sería duro para nosotras ser madrinas de el niño de otro cuando no podemos tener uno nosotras mismas.
- Vaftiz ebeveyn avına çıktık.
Estamos a la caza de los padrinos.
- Anne, benim vaftiz ebeveynim var mı?
Mamá, ¿ tengo padrinos?
Benim vaftiz ebeveynim olmadığına göre, belki vaftiz ebeveynim olmak istersiniz.
Así que, ya que no tengo padrinos, quizá podríais ser vosotros los míos.
Biz mi? Vaftiz ebeveyn olarak mı?
- ¿ Nosotros?
Aynen, ruhsal bir yanın yoksa kimsenin vaftiz ebeveyni olamazsın.
Sí, no puedes ser el padrino de alguien si no tienes una propia convicción espiritual.
Peki partnerimle çocuğumuz olacak ve Vaftiz ebeveynler bakıyoruz ama ruhsallığı kendimde bulamazken başkalarında bulacağımı sanmıyorum.
Oh, vale, eh, mi pareja y yo tendremos un bebé y buscamos padrinos, pero no creo que puedo encontrar fundamento espiritual en otros si no puedo encontrarlo en mí mismo.
Vaftiz ebeveynler bulmak için ciddileşmektense Tanrı'yı bulmak için ciddileşmeliyiz diye düşünüyorum.
- Pensé que si vamos en serio con lo de encontrar padrinos, deberíamos ir en serio con lo de encontrar a Dios.
Bil ki, ölmezse yeni kobay faresi vaftiz torunuma vereceğim.
Voy a darle la nueva cobaya a mi ahijada, hasta que muera.
Bunlar çok güzel ; ama vaftiz ebeveynler bulmamıza yardım etmiyor.
Todo esto es genial, pero no nos ayuda a encontrar padrinos.
Rocky, Shania bebeğimizin vaftiz ebeveynleri olur musunuz?
Así que, Rocky, Shania, ¿ van a ser los padrinos de nuestro bebé?
Az önce küçük Carl'ın vaftiz annesi ile çok ilgi çekici bir konuşma yaşadım.
Acabo de tener la charla más fascinante con la madrina del pequeño Carl.
O zaman ben de seni Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz ediyorum.
Entonces te bautizo en nombre del Padre del Hijo y del Espíritu Santo.
Senin vaftiz kızın.
Tu ahijada.
İleride seveceğim vaftiz kızım.
A quien he acabado queriendo mucho.
Neden sana vaftiz için mastürbasyon yapan birinin fotoğrafını verdi ki?
¿ Por qué darías como regalo de bautizo un cuadro de un hombre masturbándose?
Bir Vaftiz vardı.
Fue un regalo de bautizo.
Evet, eski tayfasını vaftiz törenine davet ediyorum.
Sí, estoy invitando a algunos de sus viejos amigos al bautizo.
En azından küçük Carl'ın vaftiz babası orada olacak...
Al menos el padrino de Carl estará ahí en persona.
Bu mekânı kurtararak postumuzu kurtardınız yarın oğlumun vaftiz törenine geleceğinizi umuyordum.
De verdad nos salvaron el trasero con este lugar, y esperaba que vinieran al bautizo de mi hijo mañana.
Bu kargaşanın içinde vaftiz törenine bile zaman buluyorsun.
En medio de la vorágine, aún tienes tiempo para un bautismo.
Vaftiz anne ve babası kim?
¿ Quiénes son los padrinos?
Baba, oğul ve kutsal ruh adına seni vaftiz ediyorum, Carl.
Yo te bautizo a ti, Carl, en el nombre del Padre, del Hijo y del Espíritu Santo.
Babamın adres defterini böylece vaftiz hediyeleri için teşekkür notu gönderebilirim.
La agenda de mi padre... para poder enviar agradecimiento por todos los regalos del bautizo. ¿ La has visto?
Güzel bir vaftiz töreniydi.
Fue un lindo bautizo el de hoy.
Vaftiz edilmezlerse cennete gidemezler.
Si no las bautizamos, no irán al cielo.
Evet, midye ve domuz eti yiyorum ve kendimi İsrail'e gitmek zorunda hissetmiyorum ayrıca bir Hıristiyanla evlendim, kimse konu dini öğretilere gelince biraz esnek olduğumu inkar edemez ama vaftiz?
Bueno, sé que como cerdo y marisco... y no siento la necesidad de ir a Israel... y me casé con una cristiana, así que uno podría decir... que debería ser flexible... en lo concerniente a la educación religiosa. ¿ Pero bautizarlas?
Ben de ona bu işlerden anlayan bir vaftiz oğlum olduğunu söyledim.
Le dijo que tengo un ahijado quien es nuestro oído en la zona.
Onu kucağımıza aldık, biraz banyo yaptırdık ve vaftiz kıyafetlerini giydirdik.
La tomamos y la amamos y... pudimos darle un breve baño y le pusimos su traje de bautizo.
Onu vaftiz ettik.
La bautizamos.
Vaftiz edilmek istiyorum.
Me gustaría ser bautizado.
Kuralları bozdun ve vaftiz kızımı bu işe bulaştırdın.
Violaste las reglas y mi hija está involucrada en esto.
- Buna vaftiz denir.
- Se llama bautismo.
Vaftiz suyunda, Liberace İsa'yla öldü ve yeni bir hayata doğdu.
En las aguas del bautismo, Liberace murió con Cristo y ascendió en ellas a una nueva vida.
- Sende pek vaftiz ebeveyni tipi yok.
No sé.
Vaftiz ebeveyn mi?
Madrinas.
O yüzden vaftiz edilmelerini istiyorum.
- Bueno, yo también... y por eso creo que deberían ser bautizadas.