Valen tradutor Espanhol
2,072 parallel translation
Şimdi, mücevherler dünya para ediyor.
Bien, las joyas valen muchísimo dinero.
Bu yeni Valen-sınıfı hızlı savaş gemisi, değil mi?
Este es el nuevo Crucero Clase Valen, ¿ verdad?
Servete mal olacak gerçek hazineler var burada.
Hy algunos verdaderos tesoros que valen una fortuna.
Hükümetleri öyle minnettar kaldı ki bize bu meblağın 20 katı değerinde anlaşmalar sundu.
Pero su Gobierno esta tan agradecido, que nos ofrecen contratos que valen mas de ¡ 20 veces lo que gastamos!
Onlar da çok iyi para eder.
También valen una fortuna.
Bauer'ın bileşeni çalmasına izin verdiler, güvenceleri bir değer taşımıyor.
Dejaron que Bauer robe el componente, así que sus aseveraciones no valen nada.
Gümüş eşyalar 2,000 Dolar değerindeydi.
Los cubiertos valen 2.000 dólares.
beş sentler 10, on sentler 25, ve çeyreklikler 50 değerinde.
Ciegas, 25 / 50. Las monedas de 5 valen 10, las de 10, 25, las de 25, 50. Sin comodines.
Sana söyleyeyim, buralarda iyi niyet kumdan bile değersizdir.
Aquí las condolencias valen menos que la arena.
Bari bir tane alın, bayım. Tanesi sadece 10,000.
Cómpreme una, sólo valen 10.000 cada una.
Bir, iki, üç, haliniz vahim be
Uno, dos, tres, no valen nada
- Çünkü burada beş para etmezler.
Porque no valen nada aquí.
- Bu eşyalar bir servet yapar.
Estas cosas valen una fortuna.
Bunların internette bir servet ettiğini söylüyor.
Dice que valen una fortuna en internet.
Jantlarımın değeri senin bir aylığından fazladır...
Las llantas de mi coche valen más que tu sueldo de un mes.
Altın bir kadeh ve altın-ipek giysiler. O duvar halısı en az 30,000 altın eder.
un caliz de oro, telas de oro y seda y tapices que estoy seguro, valen por lo menos, $ 30.000.
Evet, baba, eğer aynı değerdelerse iki kart koyabilir.
Sí, papá, puedo poner dos cartas boca a bajo si valen lo mismo.
Değmezler.
No valen la pena.
Ama onu icat eden bilim adamları daha büyük para eder.
Pero ahora, creo que estos científicos que la crearon valen mucho más para mí.
Kurduğuna değmiyorlar.
Nunca valen la pena.
Değerini ölçmeye paralar yetmez.
Y valen, como, todo el dinero del mundo.
O biletleri...?
Con lo que valen, bromeas.
Bir şey ifade etmiyorlar mı?
¿ No valen nada?
Şimdi de burada durmuş, sizi patenlerin geçersiz ve değersiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar.
Y ahora intentan hacer que ustedes crean que no valen nada, que son nada.
Kesin şunu, fotoğrafım çok kötü.
Basta de eso, mis fotos no valen nada.
Ama gerçekten, kumsalları,... sarışınları ve esmerleri bırakmaya değeceğini düşünüyorsan... bu da senin kararın, Waseem.
Pero si de verdad crees que dejar las playas... las rubias, y las morenas lo valen... Tú decides, Waseem.
5 dolar bu işe değmeyecek.
Los cinco dólares no lo valen.
Tatlım, karmaşık hesaplamaları yapmak için altı saat ayırdım ve sabah dokuz son. Bu yüzden...
Cariño, tengo 6 horas que valen la pena y la entrega mañana a las 9 : 00am.
Fısıldaştığınız tüm dedikodular tartışılır.
Sean las que sean, sus especulaciones ridículas no valen de nada.
Senin sözünün değeri yok.
Tus promesas no valen nada.
- Hiç valen var mı? - Var.
¿ Tienes alguna sota?
Zor iştir, ama buna değer,.. ... çünkü gelecek onlara bağlıdır.
Te dan mucho trabajo, pero valen la pena porque el futuro depende de ellas.
Onlar bir servet değerindeler.
Valen una fortuna.
Sen delisin! Onlar bir servet değerinde!
Usted está loco, valen una fortuna.
Ama adam öldürmekten anlamıyorlar.
Pero no nos valen para los asesinatos.
Sadece bir erkek 3 dolarlık oyuncak kazanmak için 50 dolar harcar.
Sólo un hombre gastaría $ 50 dólares intentando ganar esos animales rellenos, que valen $ 3 dólares.
25 sent zam yapmışlar, biliyor muydun?
¿ Sabías que ya valen 25 centavos?
Bunun geri alması olmaz.
No valen las retiradas.
Kitapçıdan başka yerde aydınmış gibi davranıyorlar ama fast food müdavimi tiplere benziyorlar.
Aparte de esos idiotas de la libreria. Se consideran intelectuales, pero luego los ves, y no valen para nada.
Ve Bennigans kuponları ile sakızların değeri yalnızca 3008 dolar ediyor.
Y los cupones de Bennigans y la goma de mascar valen apenas 3.008 dólares.
Dışında bakır kablolar var, ve bu bakır kablolar çok para ediyor. - Bu yüzden gidecektik ve... - Çalacaktınız.
Hay cables de cobre, los cables valen mucho, así que vamos a quererlos y... a robarlos. ¿ Me estás tomando el pelo, verdad?
125 milyon icin 20 dakika ugrasmaya degmez mi sence?
¿ No piensas que veinte minutos valen 125 millones de dólares?
Hisselerin hiçbir değeri kalmamış.
Las acciones... no valen nada.
Mikey, unut bu adamları adamım. Buna değmezler. Uzaklaş buradan.
Mikey, olvídate de estos tipos, no valen la pena, aléjate.
Sizinle paramızın karşılığını gerçekten alıyoruz.
Sí que valen lo que pagamos por ustedes. ¡ Sí!
Dört katı fazla mesai alacağımızın farkındasın, değil mi?
¿ Entiende que estamos trabajando horas extras que valen por cuatro?
Papa bir tahtta oturuyor ; binlerce dolar değerindeki kaftanlarını giyiyor.
El Papa se sienta en un trono, usa togas que valen miles de dólares.
Sen, o bilim adamları Atlantis'teki arkadaşların... Ölmüş sayılırlar.
Tú, esos científicos, tus amigos de Atlantis valen tanto como muertos.
Ayrıca bu fiyata değerler.
Además, valen la pena.
Beklediğine değmez.
No valen la espera.
Alın işte 100 bin dolarlık mal.
Esto es lo que valen tus 100.000.